Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Mehmetalan Köyü’nde düzenlen, Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği Edremit Körfez Şubesi’nin 5 Haziran Dünya Çevre Günü ve Haftası Etkinlikleri kapsamındaki “Zeytinli Barajına Hayır” etkinliği 8 Haziran Pazar günü Mehmetalan köylüleri, Kazdağı Mili Parkı Alan Kılavuzları Derneği ve Edremit Körfezi halkının katlımı ile gerçekleştirildi. Mehmetalan köy meydanında buluşan 1000’e yakın katılımcı sloganlar eşliğinde baraj yapılması planlanan vadi içinde yürüyüş yaptıktan sonra koyun eski ilkokulunda kurulan kültür merkezinde buluşarak serbest kürsü aracılığıyla bölgede planlanan baraj ve HES projelerinin yanı sıra Kazdağları ve Madra Dağı’nda yıllardır yerel direnişin devam ettiği madencilik çalışmaları ve tüm ülkede etkisi hissedilen Gezi Parkı direnişi konusunda duygu ve düşüncelerini ifade ettiler. Etkinliğe Zeytinli eski Belediye Başkanı Hasan Aslan, Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka ve Belediye Meclisi üyeleri ve Balıkesir Milletvekili Ahmet Haluk Gümüş de katılarak destek verdiler. Yapılan konuşmaların ardından etkinlik müzik dinletisi ve halk oyunu gösterisi ile devam etti.
Konuya ilişkin dağıtılan basın açıklaması şöyle:
ZEYTİNLİ BARAJINA HAYIR
KİRİŞLİK VADİSİNİ ve DERELERİMİZİ VERMEYECEĞİZ
Kazdağları’mıza dayatılan vahşi madencilik saldırısı yetmiyormuş gibi, şimdi de tüm akarsularımıza yönelik HES ve baraj planlamaları ile sularımızı elimizden almak istiyorlar. 1/100 bin ölçekli bölge planında 6 adet baraj ve 10’larca HES projesi öngörülüyor. Yani yaşam kaynaklarımızın nasıl yağmalanacağını birileri planlıyor.
Dünyanın doğal kaynakları üzerinde gittikçe büyüyen bir hakimiyet kurma amacı güden sermaye-devlet işbirliğinin son hedefi, su kaynaklarıdır. Devlet eliyle suların kullanım hakkı yarım asır gibi sonuçları kestirilemeyecek zaman dilimleri için özel şirketlere devredilmektedir. Tüm canlıların yaşam hakkı olan su, sanki işletilmediği sürece boşa giden bir malmış gibi şirketlere kiralanıyor.
Baraj ya da HES, her çeşit su yapılaşmasının gereklilik ve yararlarının açık olarak tartışılması, etkilenecek halk kesimlerinin görüşünün alınması, çevresel – kültürel ve toplumsal etki değerlendirmelerinin yapılması, su yapılaşmasının şirketlerin çıkarlarına göre değil, tüm canlı yaşamın ve doğanın sürdürülebilirliği temelinde projelendirilmesi, yer seçimlerinin bu kriterlere göre belirlenmesi gerekir. Aksi durumda yöredeki yaşamın olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır. Örnek; olası Zeytinli Barajı ile Mehmetalan Köyü’nden 66 hanenin 1800 dönüm zeytinliği su altında kalacaktır. Bu durum Mehmetalan için İDAM FERMANIDIR…
Bir barajın yapımı mutlaka kırsal kalkınma boyutunu içermelidir. Oysa DSİ’nin hemen hiç bir yatırımında bu yaklaşım yoktur. Zeytinli Barajı raporlarında da bu boyut yoktur. Barajın su toplama havzasının önemli bir bölümü Kazdağı Milli Parkı sınırları içindedir. Milli Parklar Yasası’na aykırılık ise yasa dışı yönetmelik değişikliği ile aşılmak istenmiştir. Şöyle ki; 18 Mart 2014’te Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın “Ancak; içme suyu temini açısından yapımı aciliyet gösteren ve kamu yararı açısından vazgeçilmez ve kesin bir zorunluluk arz eden tesisler için uzun devreli gelişme planı şartı aranmaz. İlgili kurumların görüşleri alındıktan sonra yapılan bu tesisler uzun devreli gelişme planlarına işlenir” şeklindeki yasaya açıkça aykırı yönetmelik değişikliği, sürece dahil edilmiştir.
Bizler hiç bir ekonomik değerin insanın kültürel ve tarihi geçmişinden, doğal dengenin ve canlı yaşamın en küçük parçasından daha değerli olamayacağını düşünmekteyiz.
“Su yaşamın kendisidir. Suyun meta haline getirilmesi sadece insanlar için değil, doğadaki tüm diğer canlılar için de kabul edilemez. Suya erişim tüm canlılar için kutsal bir haktır.”
Bu baraj yapılırsa, aynı zamanda yaratacağı mikroiklim ortamı ile 78’i endemik 1000’e yakın bitki çeşidine sahip Kazdağı Milli Parkı da dahil olmak üzere tüm yaşam ortamımızda ekolojik denge bozulacaktır. Özellikle astım ve kalp hastaları için doğal tedavi ortamı sağlayan temiz ve kuru havamız, aşırı nemlilik ile bu özelliğini yitirecektir. Havran Barajı yapıldığından bu yana havadaki nem oranı artmıştır. Bir de Zeytinli Barajı ve diğer planlanan su yapılaşmaları gerçekleşirse, dünyanın soluk alma yeri dediğimiz Edremit Körfezi’nde nefes almak bile zorlaşacaktır.
Zeytinli Barajı’na hayır! Tamam ama sorun sadece ve ne yazık ki sadece bu baraj değil. Tüm akarsularımız tehlike altında ve tümünü korumalıyız. Mıhlı Çayı, Şahin Deresi, Manastır Çayı, Kızılkeçili Çayı, Zeytinli Çayı, Eybek Çayı, Ayı Dereleri, Çeyiz Deresi ve tüm akarsularımızın özgür akması için mücadele etmeliyiz. Bu da örgütlü, kararlı ve kesintisiz bir mücadele ile mümkündür.
Planlanan tüm baraj ve HES’lerin vahşice dayatılmasına DİRENECEĞİZ…
Derelerimizde gece-gündüz NÖBETTE OLACAĞIZ…
Canımızı vereceğiz; dağlarımızı, sularımızı, ağaçlarımızı, çiçeklerimizi, kuşlarımızı, ayılarımızı, sincaplarımızı, yani tüm faunası – florası ile eşsiz doğamızı ve ONURUMUZU VERMEYECEĞİZ…
Tüm yaşam alanlarımıza, Gezi Parkı ile tüm ülkeye yayılan DİRENİŞ RUHU ile SAHİP ÇIKACAĞIZ.
Mehmetalan’ı, Kirişlik Vadisini, Zeytinliklerimizi, Derelerimizi VERMEYECEĞİZ…
SU HAYATTIR, HAYATIMIZIN KARARTILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ…
KAZDAĞLARI’NIN BİN PINARI GÖZ YAŞLARI OLMAYACAKTIR!
GÜMÇED EDREMİT KÖRFEZ ŞUBESİ ve
GÜZEL EDREMİT KÖRFEZİNİN BEKÇİLERİ Adına
Mehmet Akif ÖZNAL / BAŞKAN