Çiftçiyi desteklemek için kurulmuş olan Ziraat Bankası, “yüzyılın kârını” açıkladı. Küçük çiftçiyi ve üretimini desteklemek yerine kârını şişirmeyi ve tarımda büyük sermayeyi fonlamayı tercih etmeye başlayan bankanın imajı böylece cilalanmış oldu.
Ziraat Bankası’nın, kuruluş amacını unuttuğu ve özel bankalar gibi hareket ederek, krizi fırsata çevirdi. Kriz sürecinde verdiği kredileri hızlı bir şekilde arttıran Ziraat Bankası, aynı yıl rekor kâr açıkladı.
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, Perşembe günü 2009 yılı bilanço rakamları ile ilgili basına bilgi verdi. Çağlar, net kârlarının 2009 yılında 3 milyar 511 milyon lira olduğunu ve buna “yüzyılın kârı” adını taktıklarını söyledi.
Bankanın 2009 yılı için “parlak” bilanço rakamları, basında geniş yer bulurken, Genel Müdür Çağlar’ın gelecek yıllara ilişkin büyüme beklentisi açıklamamış olması soru işaretleri yarattı. Çağlar, bundan sonraki süreçteki vizyonlarını, mütevazi bir şekilde “ne sektörün gerisinde kalmak, ne de çok ilerisine gitmek” olarak belirtti.
Ziraat Bankası’nın açıklanan kâr rakamı ve Çağlar’ın yaptığı basın toplantısının sunumu, kamu bankalarına ilişkin “hantal” algısının değiştirilmesine ve bankanın “cilalanması”na hizmet etti. Bu durum, yakın dönemde özel ve yabancı ortaklı diğer bankalar gibi satış ve operasyon grubunu birbirinden ayırmayı düşünen Ziraat Bankası’nın özelleştirilmeye hazırlandığı şeklinde yorumlanıyor.
Diğer yandan, “çiftçinin dostu” Ziraat Bankası’nın, bu misyonundan hızla uzaklaştığı, küçük çiftçi yerine tarımda büyük sermayeyi destekleme stratejisi izlemeye başladığı görülüyor. Giderek daha fazla icra batağına sürüklenen küçük çiftçinin sırtından oluşturulan kaynaklar, tarım ve hayvancılıkta yandaş sermayeye yönlendiriliyor.
Ziraat Bankası krizi fırsata çevirdi
2009 yılına ilişkin rakamları Ziraat Bankası’nın kriz sürecinde sektördeki diğer bankalarla arayı açtığını gösterdi.
Aktif büyüklüğü 125 milyar TL’ye çıkan Ziraat Bankası, sektördeki liderliğini dağıttığı kredilerdeki performansı ile perçinledi. Sektörün dağıttığı kredilerin hacmi kriz yılı 2009’da yüzde 6 artarken, Ziraat Bankası’nın toplam kredileri yüzde 19 büyüdü.
Krizin etkilerinin ortaya çıktığı Eylül 2008-Haziran 2009 döneminde, sektörde sağlanan toplam 7,5 milyar liralık kredinin 5 milyar TL’sini Ziraat Bankası verdi.
2009 yılında Türkiye’de bireysel kredi hacmi yüzde 11 büyürken, Ziraat Bankası’nın dağıttığı bireysel krediler yüzde 26 arttı. Bankanın dağıttığı bireysel krediler bu artışla birlikte, 16,8 milyar TL’ye ulaştı.
Türkiye’de 2009 yılında ihtiyaç kredisi kullanan her dört kişiden birine krediyi Ziraat Bankası verdi.
Çiftçiyi desteklemek için kurulmuştu, hacizci oldu
Ziraat Bankası çiftçiyi ve tarımı desteklemek için kurulmuş olmasına rağmen, son yıllarda uygulamaya soktuğu yeni kredi hizmetleri ile çiftçiden para kazanmaya başladı. Çiftçinin kredi kartı ve ihtiyaç kredisi kapanına alınması operasyonunda en büyük payı Ziraat Bankası aldı. Bankanın yıllardır, ülkenin kırsal kesiminde çiftçiye destek için kurduğu “müşteri ağı”, bu operasyon için kullanıldı.
Banka, 2008 yılından itibaren çiftçilere tarımsal üretim dışı ihtiyaç kredileri sunmaya başladı. Ziraat Bankası’nın keşfettiği bu alana daha sonra Denizbank, İş Bankası ve HSBC gibi özel bankalar da giriş yaptı.
Öte yandan, Ziraat Bankası’nın icraya verdiği çiftçi sayısının da çığ gibi büyüdüğü belirtiliyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Ziraat Bankası’nı icraya verdiği çiftçi sayısını “infial yaratmamak” için saklamakla suçlamıştı.
Ziraat Bankası’nın öncülük ettiği diğer özel bankaların da peşisıra girdiği küçük çiftçiye ihtiyaç kredisi ve kredi kartı furyası, toplumsal bir drama yol açmak üzere. Ziraat Bankası’nın “yüzyılın kârını” açıkladığı sırada, Anadolu Ajansı’na Malatya’nın Arguvan ilçesine bağlı Karahöyük köyünde yaşayan 60 çiftçinin 50’sinin tarımsal krediyi ödeyemeyince mallarına haciz geldiği ve borçlarına taksitlendirme yapılmadığı takdirde köyü ve topraklarını satılığa çıkaracakları yönünde bir haber yansıdı.
Çiftçi yerine “ağalara” destek
Ziraat Bankası’nın diğer bir icraatı ise tarımsal destek kredilerini küçük çiftçilerden çok büyük toprak sahipleri ile sermaye gruplarına yönlendirmeye başlaması oldu.
Bankanın 2008 yılında uygulamaya koyduğu Tarımsal Orta ve Büyük Boy İşletme (TOBİ) Kredileri, yıllık tarımsal faaliyet geliri 750 bin TL’nin üzerinde olan ve krediye konu olan yatırım tutarı 1 milyon TL üzerinde olan işletmeleri veriliyor. Bu doğrultuda Ziraat Bankası, Adana ve Antalya’da tarımsal bankacılık şubeleri açtı. Bankanın Genel Müdürü Çağlar, söz konusu krediler ve şubelerin açılışı ile ilgili olarak tarımdaki en önemli sorunun toprağın çok parçalı yapısı olduğunu vurgulamış ve TOBİ’lerin tarımda ekonomik ölçekte işletmeler oluşturulmasına katkıda bulunacağını söylemişti.
Ziraat Bankası, son yıllarda kaynaklarını sözleşmeli üretim yapan firmalara da yönlendiriyor. 2008 yılında 9 firma ile protokol imzalayan banka, bu firmaların sözleşmeli üretim yaptırdığı 8 binin üzerinde üreticiye 61,8 milyon TL’lik kredi kullandırdı. Küçük üreticilerin elini kolunu bağlayan ve sermayedarlara bağımlı hale getiren sözleşmeli üretim modeli, yaygınlaştığı birçok ülkede bilindiği gibi, köylünün yoksullaşması ve geçimlik toprağını da üretim yaptığı firmaya satması ile sonuçlanıyor.
Hayvancılık sektöründe ise yine bu alanda yatırım yapan sermayedarlara yarayacak olan yeni projelerin finansmanı Ziraat Bankası tarafından karşılanıyor. Hayvancılık sektörünün endüstri tipi üretime geçmesi hedefiyle başlatılan Hayvancılık İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri Projesini Ziraat Bankası finanse ediyor.
Ziraat Bankası’nın kredi ve kaynak stratejilerinde değişim ile tarım ve hayvancılık sektöründe yandaş sermayenin hızlı yükselişinin bir arada gerçekleşmesi ise dikkat çekiyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’a hayranlığı ile öne çıkan Ethem Sancak’ın bu sermayedarların başında geldiği biliniyor. Sancak, son dönemde tarım ve hayvancılık sektöründe ciddi yatırımlar yaptı. Ethem Sancak’ın bu yatırımlarında kullandığı sloganı ise “Tarım köylüye bırakılmayacak kadar önemli bir sektördür” oldu. Sancak yine, “tarım işi çok kârlı, kârlı olmasa girmezdim” demişti.
Kaynak:06.03.2010 -soL