Bu yıl üzüm çiftçiyi de tarım işçisini güldürmedi. Geçen yıllara oranla ürün kalitesinin ve miktarının düştüğünü belirten üzüm üreticileri, bu durumun sebebi olarak Turgutlu Çaldağı’nda bulunan Nikel Madeni’ni gösteriyor. Üzüm toplama işinde çalışan mevsimlik tarım işçileri ise, 40 derece sıcakta oruçlu halde çalışmalarına rağmen emeklerinin karşılığını alamamaktan yakınıyor.
Türkiye’nin bağ sahasında yüzde 30’unu, toplam üretimde ise yüzde 40’ını karşılayan Ege Bölgesi, bu yıl üzüm üretiminde umduğunu bulamadı. Bağcılıktan geçimini sağlayan yaklaşık 72 bin çiftçi, kelimenin tam anlamıyla hüsrana uğradı.
Manisa’nın Turgutlu İlçesi ve çevre köylerinde bulunan üzüm üreticileri ve tarım işçileriyle yaptığımız görüşmelerde ‘bir dokunup bin ah’ işittik. Turgutlu Çaldağı Nikel Madeni’nden havaya karışan zehirli gazların Mayıs ve Haziran aylarında yağan yağmurlarla üzümü etkilediğini belirten üzüm üreticileri, geçen yıla oranla bu yıl yüzde 70’e yakın zarara uğradıklarını dile getirdi.
Öte yandan üzüm toplama ve kurutmalık üzümü serme işinde çalışan mevsimlik tarım işçileri de, Ağustos ayının kavurucu sıcağında oruçlu halde yövmiye 24 ila 35 TL arasında para kazandıklarını ifade ederek, çoluk-çocuk demeden çalışmalarına rağmen emeklerinin karşılığını alamadıklarını söyledi.
‘GEÇEN YILA ORANLA YÜZDE 70 ZARAR ETTİK’
Urganlı Atartepe mevkiinde 100 dönümlük arazide üzüm üreticiliği yapan Muzaffer Kökten, “Bu yıl geçen yıllara göre çok çok kötü durumdayız. Geçen yıl 60 ton üzüm çıkmıştı. Bu yıl en fazla 20 ton üzüm alabildik. Anlayacağınız yüzde 70 zarar ettik. Üstelik yaş üzümün fiyatı bu yıl beklediğimiz gibi olmadı. Ziraat Odası 2.61 TL olarak fiyat açıklamıştı ama biz üzümü 2 TL’den satabildik. Hem üzümün az olması hem de fiyatın bu kadar düşük olması belimizi büktü. Mazot pahalı, gübre pahalı ama üzüm ucuz. Bu şartlarda nasıl kazanalım. Ben üreticiyim ama çalışan işçilerimin yövmiyesi kadar para kazanabildim bu yıl” şeklinde konuştu.
‘NİKEL MADENİ ÜZÜMLERİ KURUTTU’
Tepeköy’de 130 dönümlük arazide bağcılık yapan Zülküf Dal ise, Mayıs ve Haziran aylarında yağan yağmurların Çaldağı Nikel Madeni’nden ‘zehirli gazları’ üzümlere taşıdığını kaydederek, “Eskiden bizim buralarda yetişen üzümler Türkiye’nin hatta dünyanın hiç bir yerinde yetişmiyordu. Son yıllarda Turgutlu Çaldağı’na Nikel Madeni kurdular. Bu maden bizim üzümlerin kalitesini ve miktarını her yıl düşürdü. Geçen yıla oranla yüzde 60-70 zarardayız. Bu yıl yağmurların çok yağması yüzünden bu madenden çıkan zehirli bütün gazlar üzümlerin üzerine geldi. Yağmurlardan sonra üzümlerin üzerinde bir toz tabakası kaldı. Daha önceleri böyle bir tabaka kalmıyordu. Daha sonra bu tabaka üzümlere hastalık bulaştırdı. Üzümler ya çürüdü ya da dalında kurudu. Şimdi olan üzümlerin de kalitesini düşürdü. Devletin bu madeni buradan kaldırmasını istiyoruz. Bu araziden binlerce aile ekmek yiyor. Birilerinin çıkarı yüzünden ekmeğimizden olmak istemiyoruz” diye konuştu.
’40 DERECE SICAKTA 24 TL İÇİN ÇALIŞIYORUZ’
Aslen Mardinli olan ancak İzmir’in Torbalı ilçesine yerleşen Sultan Ay, her yıl ailecek üzüm toplama işine geldiklerini ifade ederek, “Bu yıl da çocuklarımızla birlikte üzüm toplamaya geldik. 40 derece sıcakta sabahtan akşama kadar çalışıyoruz ama aldığımız para 24 TL. Toplam 12 gündür üzüm topluyoruz. Kazandığımız para para değil bu sıcakta ama ne yapalım. İş bulamıyoruz, mecbur bu işe katlanıyoruz” dedi.
‘AÇLIĞA DEVAM…’
Urfa’nın Siverek ilçesinden Turgutlu’ya mevsimlik tarım içisi olarak gelen Emine Dağdeviren ise, “2 aydır buradayız. Urfa Siverek’ten geldik. Daha önce domates topladık. Şimdi 14 gündür üzüm topluyoruz, seriyoruz. Eşimle birlikte çalışıyoruz. Toplam Urfa’dan 20’ye yakın aile geldik. Bir hafta sonra döneceğiz memlekete ama ‘nasıl döneceğiz?’ diye düşünüyoruz. Kazandığımız para bizi bir ay ancak geçindirir. Sonra yine açlığa devam…” diye durumunu özetledi.
OKUL MASRAFINI KAZANMAYA ÇALIŞIYOR
Şırnak Fen Lisesi’nde 3. sınıf öğrencisi olan Agit Pişkin, okul masrafını çıkartmak için üzüm toplama işinde çalıştığını anlatarak, “Ben ailemle birlikte geldim buraya… Kazandığım parayla aileme yük olmadan okul masrafımı çıkartmak istiyorum. Okullar açılana kadar geri dönmemiz gerekiyor. Yaklaşık 1 hafta daha buradayız. Sonra Şırnak’a tekrar dönüp okuluma devam edeceğim. Aldığımız para çoğu zaman günlük ihtiyaçlarımıza gidiyor ama mecburuz. Şırnak’ta yapacak iş yok. Burada en azından okul harçlığımı kazanıyorum” diye kaydetti.
‘KÜRT ÇALIŞTIRMIYORUM’ DENİLEREK TARLADAN KOVULDULAR
Urfa Siverek’ten ailesi ile birlikte mevsimlik tarım işçisi olarak gelen Seyda Dağdeviren de, “Biz 2 aydır buralardayız. Bizim yaşamımız rezalet. Hak ettiğimiz parayı alamadığımız gibi, üstüne hakaret yiyoruz. Geçen hafta bir tarla sahibi bölgede gerçekleşen olaylara kızarak bizi tarladan çıkarttı. Biz ne olduğunu anlamadık. Patrona ‘ne oldu?’ diye sorduğumuzda, ‘çıkın tarladan kardeşim, ben Kürt çalıştırmıyorum’ diye cevap verdi. Mecbur biz de tarladan çıkmak zorunda kaldık. Biz burada ekmek paramızı kazanmaya çalışıyoruz, buna bile tahammülleri yok. Önümüzdeki hafta memlekete döneceğiz. Siverek’ten gelenler olarak bir otobüs tutup gideceğiz. Kazandığımız parayı da yola vereceğiz. Otobüsler bin 500 TL’den aşağı gitmiyor. Artık ne yapalım? Bizim de kaderimiz bu” diyerek yaşadıklarına sitem etti.
Kaynak : Dicle Haber Ajansı- 4 Eylük 2010