Dünya Bankası 7-9 Temmuz’da Hokkaido Japonya’da yapılan G8 zirvesinde Japonya, İngiltere ve Amerika’nın desteği ile İklim Yatırım Fonu’nu resmi olarak kurmakta.
Fon kömür ve tarımsal yakıtı içeren sözde temiz teknolojiyi finanse etmek amacıyla kullanılacak. Gelişmekte olan ülkeler fonu eleştiriyor. Fon, sanayileşmiş ülkelerin iklim değişikliğine adapte olma ve karbon ticaretine ilişkin projeleri üzerinden sera gazı salınım hakkını satın almayı destekliyor.
Friends of the Earth International’dan Meena Raman diyor ki:
“Dünya Bankası kirli sanayiyi finanse etmeye devam ediyor; buna rağmen şu an gezegenin kurtarıcısı şeklinde kendini göstermeye çalışmakta. Eğer Fukuda, Bush ve Brown yolunu bulursa; milyonlarca vergi mükellefinin parası ile gelişmekte olan ülkeleri daha da borçlanmaya sürükleyecek, Birleşmiş Milletler’in iklim değişikliğiyle ilgili müzakerelerini baltalayacak ve yerli halkın toprak haklarını tehdit edecek.”
Köylüler, çevreciler, işçiler ve aktivistler Dünya Bankası’nı G8 boyunca açıkça ve seslerini yükselterek protesto etmekteler. Dünya Bankası iklim değişikliğini düzenleme konusunda lider olmak isteğini beyan etmesine rağmen; karbon finanse portföyünün büyük kısmını çevreyi kirletici sanayilere kanalize ederek, kömür ve fosil yakıt kullanan güç kaynaklarının artışına sebep olmakta.
Dünya Bankası, yoksulluk, borçlanma, işsizlik ve çevreye zararı arttıran endüstriyel ve tarımsal politikaları uygulatması ile kötü bir üne sahip.
Focus on the Global South’dan Walden Bello diyor ki:
“G8 ülkeleri iklim değişikliğini düzenleme konusunda ciddilerse paralarını,iklim krizini engelleme konusunda işe yaramayacak projelerde harcamamalılar. Dünya Bankası’nın kendisi de derin bir krizde ve Dünya Bankası dibe vurmuş etkinliğini iklim değişikliğine ilişkin projelere yön vererek arttırmaya çalışıyor. Gelişmekte olan ülkeleri kendilerinin yaratmadığı iklim problemleriyle başa çıkmak zorunda bırakmak tamamıyla haksızlıktır.”
Aralık ayında Bali’de yapılan iklim müzakereleri Dünya Bankasının etkinliğinin artmasının yolunu açtı ve 2012 sonrası iklim görüşmelerinin bütünlüğünü tehdit edici bir unsur oldu. Geçen ay Bonn da yapılan görüşmelerde ise 120den fazla sivil toplum örgütünün yanı sıra, G77 ve Çin Dünya Bankasının önerdiği fona karşı çıkan açıklamalarda bulundular.
Via Campesina’dan Henry Saragih diyor ki:
“Şu anki yiyecek ve iklim krizi genellikle G8, Dünya Bankası, DTÖ ve uluslararası şirketlerin acımasızca empoze ettikleri sürdürülemeyecek ekonomik politikalara dayanmaktadır. Bu politikalar yerel besin üretimi ve geçim kaynaklarını yok etmekte. Isınmayı engellemek ve dünyayı besleyebilmek istiyorsak sürdürülebilir aile çiftçiliği ve gıda egemenliği gibi mantıklı çözümler öne sürmeliyiz”.
G8 süresince Via Campesina, Focus on the Global South, Friends of the Earth International ve diğer sosyal hareketlerle sivil toplum örgütleri; G8 ülkeleri tarafından dayatılan şirketleşmeye sürükleyen politikaların toplum ve çevresi üzerinde ciddi negatif etkileri olduğuna dikkat çekiyor.
Çeviri: Öykü – Türkü Çobanoğlu 08/07/2008
——————————————————————————–
kaynak:www.viacampesina.org