Meclis’e getirilecek olan “Ulusal Biyo Güvenlik Yasası” ile GDO’lu tohumla üretimi serbest bırakıyoruz şeklinde karşımıza çıkarırsa şaşırmayalım.
Evet, yeni yönetmelikle beraber GDO’lu ürünlerin ülkeye girmesi serbest bırakılmıştır.
Bizler ise, Çiftçi Sendikaları olarak diyoruz ki:
Yönetmelik değiştirilsin. GDO’lu ürünlerin ülkeye girmesi serbest bırakılmasın. GDO’lu tohumla üretim yolu açılmasın.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (Çiftçi-Sen) GDO yönetmeliğinde değşiklik yapan yeni yönetmelikle ilgili bir basın açıklaması yayınladı. Açıklama şöyle:
GDO’LU ÜRÜNLERİN ÜLKEMİZE GİRİŞİ ARTIK RESMEN SERBEST!
Genetiği Değiştirilmiş Organizmalarla (GDO) ilgili yönetmelik daha “kırkını” doldurmadan değiştirildi. Yeni yönetmelikle beraber GDO’lu ürünlerin ülkemize girmesi hem serbestleştirildi hem de kolaylaştırıldı.
Bu serbestlik ve kolaylık, GDO karşıtlarının da doğruları olan “Islah yöntemi GDO’lu üretime göre daha verimli”, “GDO’lu üretim biyoçeşitliğe zarar verir” ile “GDO’lu gıda tüketmem”, “GDO’lu ürün üretimi benim felsefemle bağdaşmaz” gibi sözleri medyada söyleyen Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in öncülüğünde yapıldı. Bakan ve Hükümete bu yanlışı yaptıran güç nedir, acaba?
Hükümet, GDO’lu ürün üreten ve ithalatını yapan şirketlerin isteğine uygun olarak yönetmeliği neden değiştiriyor? Gerekçe uluslararası anlaşmalar ve Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) mü? Öyle ise DTÖ anlaşmaları insan ve bitki sağlığı konusunda, hükümetler şirketlerin dediklerini yapmak zorundadır demiyor ki.
Bakın, Sağlık ve Bitki Sağlığı Tedbirlerinin Uygulanması Hakkında Dünya Ticaret Örgütü Antlaşması’nın 5. Madde’sinin 7. Fıkrası şöyle: “Yeterli bilimsel kanıtı olmadığı durumlarda bir üye ülke uluslararası örgütlerden ve diğer üye ülkelerin aldığı sağlık ve bitki sağlığı tedbirlerinden elde edilenler de dahil olmak üzere mevcut verilere dayanarak geçici olarak sağlık ve bitki sağlığı tedbirleri alabilir. Böyle bir durumda üye ülke daha objektif bir risk değerlendirmesi için gerekli ek bilgi sağlamalı ve buna göre sağlık ve bitki sağlığı tedbirlerini uygun bir süre içinde gözden geçirmelidir” diyor.
Hükümet insan ve bitki sağlığı tedbirleri açısından ithalatı geçici olarak durdurup, araştırmasını yapıp, sağlıksızsa yasaklama yoluna gitmek yerine GDO’lu ürünlerin ülkemize girmesini serbestleştiriyor. Yönetmeliği değiştirerek GDO’lu ürün ithalatına kolaylıklar sağlayacak düzenlemeler yapıyor. Peki tüketicilerin kaygıları ile sağlıklı gıda tüketme arzularının Hükümet için bir önemi yok mu? Şirketler herşey mi, sadece onlara serbestlik ve kolaylıklar getiriliyor?
Yeni yönetmelikle getirilen serbestlik kolaylıklar şunlardır:
GDO’lu ürünlerin transit geçişi serbest bırakılıyor. (Madde 5 fıkra 1)Komisyon kurulmasi ile ilgili madde: Liste’de yer alacak kurumlardan Bakanliği çıkarmış. TAGEM, TUGEM KKGM ve Arastirma Enstituleri yerine “Araştırma Kurumları” genel ifadesi yer alıyor. Bakanlik tarafından teşkil edilir, yerine “teşkil ettirilir” deniliyor. Yani Bakanlık isterse bir başka kurumu komisyonun kurulumu ile görevlendirebilir. (Madde 7)
Eskiden üretici ülkeden ve eğer ikinci ülkeden yükleme yapilmişsa da ilaveten ikinci ülkeden de belge istiyordu. Şimdi iki ülkeden birinden belge almak yeterli olacak. Ayrıca uluslararası akredite bir laboratuvardan analiz raporu varsa, üretici veya yüklenen ülkeden rapor almaya da gerek kalmıyor. Rapor’da GDO çeşidinin belirtilmesi kuralı yerine aktarılan genin belirtilmesi kuralı getirilmiş. (Madde 11)
Yönetmelik çıkmadan önce (26 Ekim öncesinde) kontrol belgesi alınmış ürünler için 1 Mart 2010’a kadar izin, başvuru ve ithalat ile ilgili yükümlülüklerden muaf tutuluyor. (Geçici madde)
Yeni yönetmelikle yapılan değişiliklerde görüldüğü gibi GDO’lu ürünlerin Türkiye’ye girişi hem serbest bırakıyor hem de kolaylaştırıyor.
Biz çiftçiler hem üretici hem de tüketiciyiz. Hükümetin bu minvalde, şirket yanlısı tutumu bizi sadece kaygılandırmıyor; korkutuyor da! Korkuyoruz, çünkü bu yönetmelik GDO’lu tohumla üretim yapmayı serbest bırakmanın ön adımıdır. Onun ayak sesleridir…
Madem GDO’lu ürünlerin ülkemize girişi serbest; GDO’lu ürünlerden yem ve gıda imal ediyor, hayvanlar ve insanlar olarak tüketiyoruz; o zaman niye başka ülkelerden ithal edelim? Buna cevaben: Kendimiz, kendi topraklarımızda üretelim diyeceklerdir! Çünkü bu da, GDO’lu tohum üreten ve satan şirketlerin çıkarına ve dolayısıyla da Türkiye tarımı ve çiftçisinin aleyhine olacaktır. Yönetmelik değişikliğinde olduğu gibi Hükümet, büyük tarım ve gıda şirketlerinin arzularını yerine getirmeyi kendine öncelikli görev edinmiştir. Hükümetimiz bunu da, yakında Meclis’e getirilecek olan “Ulusal Biyo Güvenlik Yasası” ile GDO’lu tohumla üretimi serbest bırakıyoruz şeklinde karşımıza çıkarırsa şaşırmayalım.
Evet, yeni yönetmelikle beraber GDO’lu ürünlerin ülkeye girmesi serbest bırakılmıştır.
Bizler ise, Çiftçi Sendikaları olarak diyoruz ki:
Yönetmelik değiştirilsin. GDO’lu ürünlerin ülkeye girmesi serbest bırakılmasın. GDO’lu tohumla üretim yolu açılmasın.Saygılarımızla.
Abdullah AYSU
Çiftçi-SEN
Genel BaşkanAli Bülent ERDEM
Çiftçi-SEN
Genel Sekreter