TÜRK VETERİNER HEKİMLERİ BİRLİĞİ bir basın açıklaması yayınladı. Birlik yaptığı açıklamada son dönemde et fiyatlarının yükselmesinin engellenmesine yönelik olarak hayvan ithalatının gündeme getirilmesini eleştırdi. Açıklama şöye:
Hayvancılığımızı geliştirecek köklü çözümler üretmek yerine, popülist bir yaklaşımla en üst düzeyde et ithalatının tekrar gündeme getirilmesi ve bu konuda ilgili Bakana talimat verilmesi, tüm üreticiler ile birlikte biz Türk Veteriner Hekimleri Birliğini de endişeye sevk etmiş ve hayal kırıklığına uğratmıştır. Biz bu filmi daha önce görmüştük. Bu kısır bir döngüdür.
Mevcut et fiyatlarını spekülatif fiyat artışı olarak değerlendirmek kadar yanlış bir yaklaşım olamaz.
Serbest piyasa ekonomisi şartlarında tüm emtia ve gıda fiyatları arz-talep dengesi içerisinde oluşmaktadır.
Muhafaza ve stok şartlarının zorluğu nedeniyle, fiyatı üzerinde spekülasyon yapılabilecek en son ürün ettir. Etin kaynağı olan besisini almış canlı hayvanın spekülatif amaçla bekletmek her türlü bilimsel yaklaşıma ters olduğu gibi ekonomik de değildir. Ayrıca etin spekülatif amaçla bekletilmesi için yeterli depolama imkanları da bulunmamaktadır.
Bu gün fiyatlar yüksek bulunuyorsa tek bir nedeni vardır. Özellikle küçük baş hayvan başta üzere arz eksikliğidir. Bunun sebebi de; uygulanan yanlış hayvancılık politikalarıdır.
Bununla birlikte, Kamuoyu et fiyatları ile ilgili olarak yanlış şekilde bilgilendirilmektedir. Kilosu 40-50 TL olarak belirtilen et Bonfile, Kontrfile, pirzola gibi bir hayvandan çok az miktarda çıkan kıymetli etler olup, bu etlerin fiyatları tüm ülkelerde pahalı olarak satılmaktadır.
Piyasada arz darlığı nedeniyle besilik materyal fiyatları yükselmiştir. Buna bağlı olarak karkas et maliyetleri de yükselmektedir. Üretici ve besici hiçbir zaman aşırı bir kazanç sağlamamaktadır. Bunun yanında Et ve Balık Kurumu bugünkü yapısı ve uygulama politikası ile piyasada fiyat istikrarını sağlama görevini yerine getirememektedir.
Bilindiği gibi, Türkiye, 1980-84 yılları arasında toplam ihracatı 5 Milyar dolar iken Ortadoğu ülkelerine yıllık 300-400 Milyon dolarlık kırmızı et ihracatı gerçekleştirmekteydi.
1980 li yılların ikinci yarısında yapılan damızlık ithalatı, 1990 yılında başlayan kasaplık hayvan ve et ithalatları ülke hayvancılığına hiçbir katkı sağlamadığı gibi 80 li yıllardan günümüze özellikle küçük baş hayvan sayılarımızda çok fazla olmak üzere hayvan sayılarında hızlı bir düşüş yaşanarak günümüzün şartları oluşmuştur.
1991 yılında 60 milyonun üzerinde olan küçük baş hayvan (Koyun+Keçi) sayısı 2009 yılında 30 milyonun altına düşmüştür. 1990 yılında nüfusumuzun 60 milyon, 2009 yılında 72 milyon olduğu dikkate alındığında, bu rakamlar kişi başına düşen küçükbaş birim hayvan sayısının dramatik bir şekilde azaldığını göstermektedir.
Tüm hayvansal ürünler, özellikle de kırmızı et insanların sağlıklı beslenmesi, fiziksel ve mental gelişimleri için hayati önem taşımaktadır. Ülkelerin gelişmişlik ölçütlerinden birini de fert başına yıllık et tüketim oranları oluşturmaktadır. Her devletin halkına sağlıklı ve yeterli kırmızı et tüketebileceği şartları oluşturmak temel görevidir. Halkın alım gücündeki sıkıntılara ve piyasa şartlarındaki olumsuzluklara karşılık, bizim gibi ülkeler için ithalat hiçbir zaman gündeme getirilmemesi gereken bir konudur.
Şonuç olarak;
-Et ithalatı hayvancılığımızın gelişmesine telafisi mümkün olmayan zararlar verecektir.
– ithal et, halk sağlığımız ve hayvan sağlığımız açısından önemli riskler ortaya koyacaktır. Hiçbir ülke kaliteli etini ihraç etmek istemez, kesim öncesi ve kesim sonrası veteriner hekim muayeneleri ile ilgili bilgi sahibi olmadığımız etlerin kalitesi ve sağlığı konusunda emin olmamız mümkün değildir.
-Et ithalatının halk sağlığı, hayvan sağlığı ve hayvancılığımız açısından ortaya koyduğu bu riskler nedeniyle; Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak tüm meslek örgütlerimizle birlikte üreticilerimizin yanında yer alarak, et ithalatının önlenmesi için her türlü tepkiyi göstereceğimizi hükümet yetkililerine duyuruyoruz.
Dileğimiz; Hükümetin bu yanlış ve tehlikeli uygulamaya başlamadan, hayvancılığımızı siyasi mülahazalardan uzak bir devlet politikası şeklinde ele alarak, 2011 yılını “Hayvancılık Yılı”olarak ilan etmesidir.
Tüm kamuoyuna ve yetkililere saygı ile duyurulur.
Dr. Mehmet ALKAN
Türk Veteriner Hekimleri Birliği
Merkez Konseyi Başkanı