Kuru incir ihracatındaki ilk yükleme tarihi uygulamasının kaldırılması için Rekabet Kurumuna başvuran ancak şikayeti reddedilen Tariş İncir Birliğinin hukuk savaşı sürüyor.
Birliğin Rekabet Kurumu kararının iptali için başvurduğu Yargıtay’da dava devam ediyor. Tariş İncir Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hüseyin Karazor, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birliği’nde ilk yükleme tarihinin belirlenmesinin rekabete aykırı olduğu gerekçesiyle Rekabet Kurumu’na başvurduklarını ancak Rekabet Kurumu’nun uygulamanın doğru olduğu yönünde karar verdiğini hatırlattı. Bunun üzerine uygulamanın iptali için Yargıtay’da dava açtıklarını belirten Karazor, davanın halen devam ettiğini bildirdi. Karazor, kuru incirde ilk yükleme tarihinin belirlenmesinin doğru olmadığını savunarak, “Fındık, üzüm, kayısı gibi ürünlerde de dünya pazarında sözsahibi olmamıza karşın sadece kuru incirde bu uygulama var. Amaç aflatoksinsiz incir üretimini teşvik etmek gibi gösterilse de bu işin mantığı arzın fazlalaşıp fiyatın düşmesini beklemek. Bu kota demektir” dedi.
Karazor, Japonya’ya incirin 45 günde, ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne 30-35 günde gittiğini, dolayısıyla pazara geç girmenin dezavantajını yaşadıklarını kaydetti. Dünyanın en kaliteli incirinin pazara geç girmesinden dolayı rakip ülkelerin incirlerin satılmasından sonra raflarda yerini alabildiğine dikkat çeken Karazor, bunun Türk incir sektörü açısından çok büyük kayıp olduğu görüşünü savundu. Karazor, en azından uzak pazarlar konusunda bir esneklik sağlanması konusunda Dış Ticaret Müsteşarlığı’na da başvurduklarını bildirdi. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birliği’ndeki oylama ile ilk yükleme tarihinin belirlendiğini hatırlatan Karazor, Tariş İncir Birliği’nin de bu birlikte olduğunu, ancak oylama sadece incir ihracatçıları arasında olmadığı için ilk yükleme tarihi konusunda sıkıntı yaşandığını dile getirdi.
Geçen sezon yağmurun piyasa bozucu etkisi oldu
İncirde görüntünün güzel olduğunu, iyi bir sezon beklediğini dile getiren Karazor, ancak hava şartlarının belirleyici olduğunu ifade etti. Karazor, geçtiğimiz yıl 58-60 bin ton rekolte gerçekleştiğini, bunun 42 bin 200 tonunun da ihraç edildiğini bildirdi. Yağmura rağmen iyi bir rekolte gerçekleştiğini anlatan Karazor, “Yağmurun yağması alıcı ve satıcı arasında olumsuz etki yaptı. Yağmur öncesi inciri, yağmur sonrası inciri diye piyasada ikili fiyat oluştu. Oluşan ikili fiyat toptancılar ve alıcıların kafasında soru işareti bırakarak sorun yarattı. Yağmurun piyasayı bozucu bir etkisi oldu” dedi. Karazor, bu sezon taban arazilerde kış ve yaz aylarında yağan yağmurların etkisiyle kalitede belli bir kırılma beklendiğine dikkat çekti. Yağmurlar nedeniyle taban arazilerdeki incirlerin içinin boşaldığını ve endüstriyel incir olarak değerlendirileceğini belirten Karazor, bunun da ekonomik değerinin olmadığını söyledi. Karazor, kıraç arazilerde ise yağmurun incirdeki kaliteye olumlu etkisini olduğunu ancak yine de bundan sonra oluşacak hava şartlarının etkili rol oynayacağını ifade etti.
Hedef pazar Çin ile Hindistan
Geçtiğimiz yıl Tariş İncir Birliği olarak 4 bin 250 ton alım yaptıklarını bunun da bin 500 tonunun ihracata gittiğini belirten Karazor, ihracatın halen devam ettiğini bildirdi. Karazor, ihracat yaptıkları ülkelerin başında Avrupa ülkeleri ve Arap ülkeleri geldiğini, Japonya’ya da en çok inciri kendilerinin ihraç ettiğini kaydetti. Hedef pazarlarının Çin ve Hindistan olduğunu anlatan Karazor, sözlerine şöyle devam etti: “Çin ve Hindistan’da pazar araştırmalarımız devam ediyor. Herkes bu iki pazara girmekte zorlanıyor. İhracatçı birliklerinin de bu pazarlara yönelik çalışmaları var. Çinli bir aile ile görüşme yaptık. Onların aracılığıyla Çin pazarına girmeyi planlıyoruz. Hindistan da zor bir pazar. Çünkü bu pazara İran inciri giriyor. Kalitesi dünyaca ünlü incirlerimiz bu ülkedeki tüketicilere çok tatlı geliyor. Üstelik İran, Afganistan üstünden çok rahat bu pazara giriyor.”
Bu yıl da incir rekoltesinin 60 bin ton olmasını beklediklerini belirten Karazor, birlik olarak ne kadar bir alım yapacaklarının üreticinin getireceği ürüne bağlı olduğunu söyledi. Karazor, birliğin 6 bin üyesi olduğunu, alımda talebin de belirleyici olduğunu dile getirdi. “İnciri satamazsanız, incir sizi satar” diye bir söz olduğunu hatırlatan Karazor, satamayacağınız inciri almanın da bir mantığı olmadığını savundu. Bunda piyasanın belirleyici olduğunu anlatan Karazor, “Bu yıl yağışların iyi gitmesiyle incirin iri olması gibi bir sorunla karşı karşıya kalabiliriz. Avrupalı fiyatı daha makul olan küçük incire yönelecek. Dolayısıyla küçük incir ile iri incir arasındaki fiyat makasının biraz kapanması gerekiyor. Bunun için bir fiyat belirlenmeli” dedi.
Karazor, bu yıl yaşanan dondan kayısının zarar görmesi nedeniyle fiyatların yukarı çıkacağını, ikame ürün olduğu için Avrupa’da incirin şansının artabileceğini kaydetti. Avrupalının krizden dolayı tüketimi kıstığını vurgulayan Karazor, ihracatın giderek zorlaştığına işaret etti.
Karazor, krizden dolayı dünya piyasalarında fiyatların düştüğünü, bir zamanlar ton başına 4 bin 500 dolar olan incir fiyatının şu anda 3 bin 900 dolar olduğunu bildirdi.
Kaynak : Kobiden