Türk-İş'in 8-11 Aralık'taki Genel Kurulu'na hazırlanan Sendikal Güç Birliği Platformu, Türk-İş yönetimini, emperyalizme ve kapitalizme karşı birleşik bir mücadele hattı örmek için istiyor. Ancak Sendikal Güç Birliği Platformu'nun amaçları sadece Türk-İş Genel Kurulu'yla sınırlı değil. Platformun amaçları arasında, Petrol-İş Başkanı Mustafa Öztaşkın’ın söylediğine göre işçi ve kamu emekçisi ayrımını kaldırmak, bir birleşik emek hareketini oluşturmak var. Tekgıda-İş Başkanı Mustafa Türkel’in dile getirdiğine göre platformun amaçları arasında toplumla dargın olan sendikal hareketi toplumla kucaklaştırmak, sendikaların kaybettiği itibarı tekrar kazandırma ve demokratik sendikal yapıları inşa etme düşüncesi var. Hava-İş Başkanı Atilay Ayçin’in ifade ettiğine göre ise platformun amaçları arasında toplumun tüm sorunlarını çözmeye talip bir sınıf sendikacılığı yaratma fikri var. Ve nihayetinde Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul’un dediğine göre Sendikal Güç Birliği Platformu’nun asıl hedefi, Türk-İş’in başındaki 3-5 kişi değil, Türkiye işçi sınıfının emperyalizme ve kapitalizme karşı güçlü bir mücadele hareketinin örülmesi ve barış ve eşitliğini hakim olduğu demokratik bir Türkiye'nin kurulması.
Yalnız tüm bunları söyleyen sendika başkanlarını dinleyen ve onlara seslenen işçilerin istekleri de istekleri var: “Sendikal Güç Birliği Platformu’nun Türk-İş Genel Kurulu sonrası genişlemesine devam ederek sürmesi ve aynı zamanda sendika başkanlarının toplantılarda söylediklerinin artık alanlarda da haykırılması”
TÜRKEL: SINIFLA SENDİKALAR KUCAKLAŞACAK
Türk-İş Genel Kurulu öncesi Sendikal Güç Birliği Platformu son bölge toplantısını önceki gün İstanbul Çağlayan’daki Salon Figaro düğün salonunda yaptı. Toplantıya 10 sendika başkanının eksiksiz geldiği ve işçilerin de toplantıya yoğun ilgi gösterdiği gözlemlendi.
Sendika başkanlarının yanı sıra emekçilerin, sendika eski başkanlarının ve şube başkanlarının konuştuğu toplantıda ilk sözü alan Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel oldu.
Türkel, 1 Temmuz’da kamuoyuna duyurulan Sendikal Güç Birliği Platformu’nun sonrasında, İstanbul, Lüleburgaz, Adana, Bursa, İzmir, Ordu, Ankara’da Türkiye’nin dört bir yanında yaptığı toplantılarla, toplumla adeta dargın olan sendikal hareketi, işçi sınıfıyla yeniden kucaklaştırmak için çok önemli mesafe kaydettiğini söyledi.
Konuşmasında öz eleştiride de bulunan Türkel, başta kendi sendikaları olmak üzere, sendika içi demokrasi konusundaki eksikliklerini tamamlayarak sendika içi demokrasiyi en üst noktaya taşıyacak ve sınıfın önündeki anlayışı şiddetle reddedeceklerini ifade etti.
Türkel, Sendikal Güç Birliği Platformu olarak amaçlarını, kararlılıklarını şu şekilde ifade etti, “ Türkiye’de kayıt dışı çalışan milyonların, örgütsüz çalışan milyonların, örgütlü çalışan azınlıkta kalmış sendikal demokrasiyi bekleyen emekçilerin yeniden umudunu örmek ve Türkiye’de işçi sınıfını, emek dünyasını, emeğin birleşenleriyle bir araya getirerek güçlü bir sınıf hareketi yaratmak ve yaratılan bu sınıf hareketinden Türkiye’de işçilerin, emeğin iktidarını kurmak için yola çıktık. “
'AYIYLA YATAĞA GİREN TIRMALANIR'
Türk-İş kongresi sonrasında da, kongre sonuçları ne olursa olsun, emekten yana, mücadeleden yana, ideolojisini işçi sınıfının ideolojisi kabul etmiş olan herkesle, her ortamda mücadelelerini büyüteceklerini söyleyen Türkel, son söz olarak, “AKP işçinin düşmanıdır. Kim ki geçmişte bizim de düştüğümüz, siyasi iktidarla iyi geçinerek sorunları çözecek, işçilerin haklarını koruyacağını düşünüyorsa onlara Rusların ünlü atasözünü hatırlatırım, ‘ayıyla yatağa giren tırmalanmış çıkacaktır”dedi.
HAVA-İŞ BAŞKANI ATİLAY AYÇİN: Ülkenin bütün sorunlarına talibiz
Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, AKP iktidarının ABD’nin ve AB’nin bu özel görevlendirdiği bir iktidar olduğunu belirterek, “ Şu ülkenin geldiği noktaya bakın. Övündüğümüz iki şey var: Büyük cezaevleri, büyük adalet sarayları… Ama her ikisinde de küçülen bir şeyler var. Cezaevleri büyüdükçe insanlık dışı yaşam şartları ağırlaştı, adalet sarayları büyüdükçe içindeki adalet küçülmeye başladı” dedi.
Ülkenin bütün sorunlarını çözmeye talip olduklarını söyleyen Ayçin, “Bu ülkede çiftçinin taban ücretinin belirlenmesinden, üniversite öğrencisinin harç ücretlerine kadar bütün sorunlar işçi sınıfının, sendikaların sorunlarıdır. Eğer siz bu sorunlara duyarsızsanız, yarın sokağa çıktığınızda yanınızda kimseyi bulamazsınız. Onun içindir ki biz işçi sınıfının yasalarını sokaklardan aldığı güçle yazan güçlü yüzünü sınıfa dönmüş bir Türk-İş, devlete, siyasi iktidara, patronlara mesafeli duran bir Türk-İş için ola çıktık. Hiçbir iddia ve pazarlık olmadan, bu kavganın içindeyiz. Buradan bir kez daha sesleniyoruz, gelin kafanızı yastığa koyduğunuzda vicdan azabı çekmeden uyumak istiyorsanız gelin direnen işçilerin yanında sendikacılık yapın. Eyleme çıkmaktan korkmayan sendikacılık yapın. Türk-İş’in tapusu işçi sınıfınındır. Biz bu tapuyu asıl sahiplerine teslim etmek için yola çıktık, “Ölmek var, dönmek yok” diye konuştu.
PETROL-iŞ GENEL BAŞKANI MUSTAFA ÖZTAŞKIN: 'Birleşik emek hareketini oluşturacağız'
Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ise, Sendikal Güç Birliği Platformu’
nun Türkiye’de bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, programlarının ortada olduğunu, kadınlardan, gençlere, çocuklara, emeklilere, yeni anayasa çalışmalarına varıncaya kadar her alanda söyleyecek sözleri olduğunu belirtti. Öztaşkın, “Kürt sorununda da, demokrasi, barış , eşit ve özgürlük temelinde çözümünü savunacağız” dedi.
Öztaşkın tüm sorunların çözümüne emek temelinde yaklaşımlar ortaya koyacaklarını vurgulayarak, “Dayanışma en önemli gündem maddemiz olacak. Sendikalı, sendikasız nerede bir eylem varsa orada olacağız. İşçi sınıfının kendi içindeki dayanışmasını örgütlenmesini, birliğini, beraberliğini, ortak mücadelesini sağlayacağız. Aynı zamanda sadece işçilerle değil emeğiyle geçinen herkesin birliğini hedefleyeceğiz. Türk-İş yönetimine geldiğimiz takdirde, birleşme en önemli gündem maddelerimizden biri olacak. Önce işçi konfederasyonlarıyla, işçi sendikalarıyla birleşme gündemimizde olacak, çağrılar yapılacak, birleşme görüşmelerine başlanılması teklif edilecek. Arkasından Türkiye’de emeği temsil eden, bütün örgütlerin, öncelikli olarak işçi memur ayrımlarının kaldırılarak, Türkiye’deki emekçilerin birliğini sağlayacak ve Türkiye birleşik emek hareketini yaratacağız” dedi.
BELEDİYE İŞ GENEL BAŞKANI NİHAT YURDAKUL: Bizim hareketimiz emperyalizme ve kapitalizme karşı
Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul ise “Bizim bu hareketimiz Türk-İş yönetimine karşı bir hareket değil, bakın altını çizerek söylüyorum asla böyle bir şey değil. Burada 2-3 tane arkadaşımıza karşı değil, bizim hareketimiz emperyalizme karşı, kapitalizme karşı bir hareket” dedi.Yurdakul, “ İşçi olacağız, sınıf olacağız, kardeş olacağız. Bunu başarırsak önümüzde kimse duramaz” diye konuştu.
Sendikal Güç Birliği platformu'nun sesini taban duymuyor eleştirilerine de değinen Yurdakul, . “Gücümüz bu kadar, biz patron değiliz ki, elimizde holdingler yok. Bizimle birlikte olan Ulusal Kanal var, BirGün var, Evrensel var. Sağolsun arkadaşlarım. Ama öz eleştiri vermek lâzım değil mi? Ne kadar izliyoruz bunları. Biz bunları mı izliyoruz yoksa hacının yaptığı programları mı izliyoruz. Kardeşlerim onların, programlarının genel yayın yönetmeni, o basının genel yayın yönetmeni, bizler değiliz ki, onların genel yayın yönetmeni başbakan” diye konuştu.
Toplantıda işçilerde kürsüden söz aldı ve talepleriyle düşüncelerini dile getirdi
Tersane işçisi Ali Doğan, Türk-İş Genel Merkezi ve Türk-İş'e bağlı Tuzla'daki sendikanın 147 tane ölen tersane işçisinin cesedini sadece seyrettiğini belirtti. “Sendikal Güç Birliği Bizim umudumuzdur” diyen Doğan, Türkiye'nin doğusunda süren ve ülkenin ekonomik kaynaklarının büyük bir bölümünün aktarıldığı savaşa karşı Sendikal Güç Birliği Platformu'nun işçileri alanlarda birleştirmesi ve emekçilerin ortak demokratik taleplerini alanlarda dile getirmesi gerektiğini söyledi.
251 gündür direnen Kampana Deri işçileri adına Gaye Eraslan ise direnişlerinin sadece kendilerinin değil Türkiye işçi sınıfının direnişi olduğunu belirtti. Eraslan dayanışma çağrısı yaptı.
Belediye-İş üyesi, İETT işçisi Murat Yıkılmaz’da sendika değiştirmeleri için üzerlerine yapılan baskılardan ve bir çok belediye işçisinin sendikasından koparıldığından bahsetti.
Deri-İş Tuzla Şube Başkanı Binali Tay ise, Doğuda yıllardır kardeş kanı dökülüyor” diyerek iktidarın bütçeyi bombalara tüfeklere ayırdığını dile getirdi.
Tekstil İşçisi Songül Balyemez, sendika başkanlarının toplantılarda söylediklerin artık alanlarda da söylemesini talep etti.
Tez-Koop-İş İstanbul 5 Nolu Şube İşyeri Temsilcisi Umut Çağlar Kahraman şube olarak platformla ilgili gerçekleştirdikleri özel toplantıya ilişkin ortak görüşlerini salonla paylaştı. Türk-İş Genel Kurulu'na işçiler olarak gitmek istediklerini söyledi.
T. Harb-İş üyesi engelli işçi Yusuf Şanlı, platformun engelli işçilerin haklarına yönelik de etkinlik ve eylemler gerçekştirilmesi gerektiğini söyledi. Şanlı, işçileri kazanılmış hakları olmadığını, işçilerin haklarının, işçilerin kanlarının döküldüğü mücadeleler sonucu alınarak kendilerine emanet edildiğini belirtti ve Sendikal Güç Birliği'nin bu hakları korumak için Türk-İş kongresi sonrası genişleyerek sürmesini talep etti.
Hava-İş üyesi İSG işçisi Yelda Düzgün de Sabiha Gökçen Havaala'nında yer hizmetlerinde birbirine rakip firmaların anlaşması nedeniyle bu hafta içinde işçi kıyımı yaşamayı beklediklerini söyledi.
Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Karatay da platformun önüne mücadele hedefleri koymasını, platformun Türk-İş Genel Kurulu’yla sınırlı olmaması gerektiğini söyledi.
İMES işçisi Hasan Ceylan ise platformun örgütsüz işçilere de yönelmesi çağrısında bulunarak tabana yönelik çalışma yürütülmesi önerisini getirdi.
Toplantıda şubeler adına konuşmayı ise Belediye-İş İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm yaptı. Saldırıların nereden geldiği konusunda hemfikir olduklarını ancak bunlardan daha çok bunlara nasıl karşı durulması gerektiğinin görülmesinin önemine değinen Gülüm, Yunanistan’a, Tunus’a. Mısır’a, TEKEL’e, Savranoğlu’na bakıldığında umudun nerede olduğunun görüleceğini ifade etti.
Sendika eski başkanları nasihat verdi
Toplantıya, T. Harb-İş Eski genel başkanlarından Kenan Durukan, Petrol-İş Eski genel Başkanı Ziya Hepbir ve Belediye-İş eski genel başkanı Fuat Alan da katılarak kürsüden söz aldı. Eski başkanlar Türk-İş Genel Merkezi'nin tavrını eleştirerek, siyaset üstü sendikacılık, uzlaşmacı sendikacılık anlayışlarının Türkiye'de sendikacılık hareketini itibarsızlaştırdığından bahsetti.
Kaynak : Birgün – 29 Kasım 2011