AKP seçimlerden önce meclisten aldığı altı aylık yetki yasasının süresi bitmeden hemen önce çıkardığı son KHK’lar ile sularımızın satılması için düzenleme yapmayı da ihmal etmedi
2 Kasım günü çıkarılan 658 Sayılı KHK ile “Türkiye Su Enstitüsü” kurularak görev ve yetkilileri tanımlandı. Böylece sularımızın uluslararası şirketlere satılması yolunda yasal bir zemin sağlanmış oldu. Kısaltılmış adı SUEN olan enstitünün merkezi İstanbul’da olacak ve 40 kişi sözleşmeli olarak istihdam edilecek.
Türkiye Su Enstitüsü (SUEN) ne işe yarayacak?
KHK’da belirletilen görevleri gerçekleştirmek üzere kurulan Su Enstitüsü’nün görevleri arasında “Ulusal ve uluslararası su sektörünün işbirliği içinde çalışması için gerekli faaliyetleri yürütmek, çalışmalarıyla ulusal ve uluslararası su sektöründe temayüz etmiş kurum ve kişiler ile gerektiğinde projelerde beraber çalışılacak” deniliyor.
Türkiye Su Enstitüsü görevleri arasında belirtilen “su sektörü” tanımlaması oldukça dikkat çekici. Nitekim kurumun üstleneceği işlevin ana ekseninde bu tanımlama ve uluslararası sermayenin istemleri yer alıyor. Özellikle son yıllarda su kaynaklarının ve hizmetlerinin kamunun elinden alınarak kontrolün şirketlere devredilmesi doğrultusuna atılan adımlara da bakıldığında Su Enstitüsünün amacı daha da belirginleşiyor.
Uluslararası Şirketler Ismarladı AKP Kurdu!
Bilindiği üzere Dünya Su Forumu, Dünya Su Konseyi tarafından düzenlenir. Dünya Su Konseyini de uluslararası şirketler oluşturmuştur. Bu uluslararası şirketler özelleştirmeler yoluyla dünyanın birçok ülkesindeki su dağıtım hizmetlerini almışlardır. Bu şirketlerin ülkemizdeki sulara da göz diktiği bilinmekte.
Peki “Türkiye Su Enstitüsü”nün Dünya Su Forumu ile bağlantısı ne? Bu sorunun cevabında sularımızı “babalar gibi satacak!” olan bir kurumun faaliyete geçtiği görülüyor.
5.Dünya Su Forumu etkinliği bittiği halde oluşturulan sekretarya anlaşılmaz bir biçimde görevine devam ediyordu. 5. Dünya Su Forumu internet sitesindeki şu ifadeler dikkat çekiyor
:
“5. Dünya Su Fo
rumu’ndan bu yana geçen bir yıllık süre, bizim için çok yoğun ve verimli bir dönem oldu. Bu dönem zarfında 5. Dünya Su Forumu Sekretaryası olarak, Türkiye Su Enstitüsü’nün kurulması ve yaklaşmakta olan 2011 İstanbul Su Forumu için yaptığımız hazırlık faaliyetlerinin yanı sıra bir dizi forum raporunun hazırlanması için çalışmalarda bulunduk”
5.Dünya Su Forumu sekretaryasının ifadesinden de anlaşılacağı üzere Türkiye Su Enstitüsü, Dünya Su Forumu ile doğrudan ilişkili olan uluslararası şirketlerin bir isteği. Nedeni de oldukça basit. Çünkü Dünya Su Forumu, su hizmetlerinin özelleştirilmesinde hangi ülkeye öncelik verilecekse o ülkede düzenleniyor! Önce hedef seçiliyor sonra uluslararası şirketler işbirlikçi hükümetlerle ile gerekli pazarlıklar yaparak harekete geçiyor.
Ayrıca, yayınlanan KHK ile 5.Dünya Su Forumu’nun sekretaryasına verilen görev Enstitüye devredilmiş oldu.
Çevre Mühendisleri Odası’ndan tepki
Çevre Mühendisleri Odası “Sularımızın Ticarileştirilmesinde Yeni Bir Araç: 658 Sayılı KHK‘yla Kurulan “Bağımlı” Türkiye Su Enstitüsü” başlığı ile yazılı bir açıklama yaparak görüşlerini kamuoyuna aktardı.
AKP’nin önemli çelişkiler ve soru işaretleri bulunan KHK’lar ile “yangından mal kaçırır gibi” davrandığı ve dikensiz gül bahçesi yaratmaya çalıştığı ifade edildi. Açıklamada kamu kurumlarının şirket gibi yönetildiği ve “suyun “sektör” olarak algılanması, doğanın ve suyun ticari meta olarak değerlendirildiğini göstermektedir. Bu yaklaşım ile suların kamu yararı ilkesi doğrultusunda yönetilmeyeceği açıktır. Neredeyse tamamı üst düzey bürokratlardan oluşturulan bir “Yönlendirme Komitesi”nin yönetsel yapısı bakanlık güdümlü bir yapıyı işaret etmektedir” denildi.
Halk sağlığı ve yaşam ile doğrudan bağlantılı olan Türkiye Su Enstitüsü KHK‘sının iptal edilmesi gerektiğinin vurgulandığı açıklamada “KHK‘lar ve “ben yaptım, oldular” yanlış kararların önünü açmakta, anti-demokratik süreçleri körüklemektedir” deniliyor.
Kaynak : Muhalafe.org – 16 Kasım 2011