ŞPO AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDAKİ KANUN TASARISINI ELEŞTİRDİ
Meclis, haftaya afet riski altındaki alanların dönüştürülmesine ilişkin tasarıları konuşacak. Şehir Plancıları Odası yayınladığı raporda, komisyonlarda tartışılmaya başlanacak olan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı”nı değerlendirdi. Raporda, tasarının Meclis’ten geçmesi halinde meraların ve ormanların yerleşim bölgelerine dönüştürülerek yok edileceği bildirildi. Raporda ayrıca, yapılacak değişiklikle “kentsel dönüşüm alanı” ilanı yetkisinin tümüyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verileceğine dikkat çekildi.
Geçtiğimiz Ekim ayında Van’da meydana gelen depremin ardından, bizzat Başbakan Erdoğan tarafından gündeme getirilen, “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı” önümüzdeki hafta Meclis komisyonlarında görüşülecek.
Şehir Plancıları Odası (ŞPO) tasarıyı bir rapor ile değerlendirdi. Raporda, başta 17 Ağustos 2011 tarihinde yürürlülüğe giren 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) olmak üzere, yapılan değişikliklerde ülke genelindeki yapılaşmaların plansız, yeterli mühendislik hizmeti alınmadan denetimsiz bir biçimde yapılmasının sağlandığı belirtildi. Riskli yapı ve alanların yenilenmesi gerekçesiyle hazırlanan yasa tasarısında yerel yönetimlere ait yetkilere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından el konulduğu kaydedilen raporda, Bakanlığa tanınan yetkilerle belediyelerin kentlerde yetkisiz bırakılacağına dikkat çekildi. Böylece yerel yönetimlerin doğrudan bakanlığın vesayeti altına alınacağı kaydedilen raporda, bu düzenleme “yerel yönetimlerin özerkliğine vurulmuş yeni bir darbe” olarak nitelendirildi.
Raporda, “Yapılan düzenleme, Bakanlık tarafından kentlerde asıl söz sahibi olması gereken yerel yönetimleri devre dışı bırakacak uygulamalara, farklı siyasi partilere mensup belediyeler arasında ayrımcılık yapılmasına da olanak tanımaktadır” denildi.
TASARI MUĞLAK TANIMLAMALAR İÇERİYOR
Raporda, tasarının 3. maddesinin 6. fıkrasında tükenme noktasına gelmiş olan mera alanlarının hedef alındığı belirtilerek, Bakanlık tarafından ihtiyaç duyulan alanların sınırsız biçimde mera vasfının kaldırılması ve yapılaşmaya açılmasının kolaylaştırıldığına dikkat çekildi. Raporda, tasarıya göre riskli yapı olarak belirlenen alanların tahliye ve boşaltma işlemlerinin orada yaşayan insanların görüşleri alınmadan yapılabileceği belirtildi.
Riskli alan olarak belirlenen bölgelerde elektrik, doğalgaz gibi hizmetlerin kesilerek halkın mağdur edileceği kaydedilen raporda, riskli yapıların anlaşma ile tahliye edilmesi ile ilgili düzenlemelerin içerisinde de “muğlak “ tanımlamaların olduğuna vurgu yapıldı. Örneğin raporda, anlaşma ile tahliye edilen yapıların kiracılarına “geçici konut, işyeri tahsisi ve kira yardımı yapılabilir” denilmesinin mağduriyetin önünü açtığı belirtildi.
Raporda, “Daha fazla zaman kaybetmeden, İmar Kanunu’nun yerini alacak, 648 sayılı KHK benzeri denetimsiz ve ruhsatsız yapılaşmayı kolaylaştıran düzenlemeleri ortadan kaldıracak yeni bir yasal düzenleme, tüm ilgili kesimlerin katılımıyla hazırlanmalı ve tartışmaya açılmalıdır” denildi.
Kaynak : Evrensel – 19 Şubat 2012