Haber/Söyleşi: Abdullah Aysu- Tülay Ararat
Köylü Hakları toplantısına birçok ülkeden insan Almanya’da bir araya geldik. Hemen her kıtadan köylüler vardı. Almanya Tarım Bakanı ile diğer ülkelerin bazılarından resmi düzeyde izleyiciler de toplantıya katıldılar.
Hafif ama etkili bir yağmur altında toplantının yapılacağı yer olan Schwabish Hall’de bir araya geldik. dışarıda hava bazen açıyor, güneş yüzünü gösteriyor, bazen bulutlar gözyaşlarını bırakıyordu. Tipik Avrupa ilkbahar enstantaneleri.
Toplantımızda bazı ülkelerden insanlar Köylü Hakları için verdikleri mücadelelerinden kesitler aktardılar. Neler yaptıklarını anlattılar. bizde sizlerle paylaşalım istedik, bu deneyleri. Buyurun Köylü Hakları mücadelelerinden bazı deneyler.
Endonezya-Jean Ari, SPI
Başından itibaren köylü hakları konusunda titizlikle ve sorumlulukla çabaladık. Çalıştık. 2002’lerden itibaren organize olmaya gayret ettik. Ulusal ve bölgesel kongreler yaptık. Bu süreçlerde köylü haklarını köylüler arasında bilince çıkartmak için birçok atölyeler yaptık. Eğitim faaliyetleri yürüttük. Gıda egemenliğine çok yer verdik. Köylü Hakları Uluslararası Kongresi’nin 2008’de Endonezya’da yapılması için talip olduk. Bu kongre Endonezya’da yapıldı. Biz de ev sahipliği yapma onurunu yaşadık. Tam o esnada dünyada gıda krizi yaşanıyordu. Bu bakımdan çok anlamlı da oldu. Köylü Hakları Bildirgesi Birleşmiş Milletlerde Cenevre’de ele alındı. Köylü hakları talebi ortaya çıkarıldı. Görünür kılındı. Devamı geldi. Bugün buradayız. Mücadele sürüyor.
Arjantin – Diego Monton, MNCI-CLOC
Arjantin köylüleri olarak Köylü hakları meselesine çok inandık. İnanarak mücadeleyi sürdürdük. Birçok kesimle görüşmeler yaptık. Bu sırada balıkçılarla işbirliği yaptık. İyi oldu. İttifakımız sürüyor. 10 yıldır süren bir mücadele var bu konuda. Birleşmiş Milletler İnsan hakları biriminde ele alınacak olması bir fırsat bizim için. Hem de önemli bir fırsat. Fırsatlar tükenmiş değil, devam ediyor. Deklarasyon BM’ye sunulabilir kıvamda. Bu yüzden hükümetleri etkileme gücümüzü arttırmalıyız. Bu konuda mesai yapmayı sürdürüyoruz. Sürdürmeliyiz diye düşünüyoruz. Karşıt grupları etkilemeye çabalıyoruz. Onların direncini kırmak için bütün ittifaklarımızla ve tüm ülkeler ortak bir mücadele hattı örmeliyiz. Bu hareketleri sürdürmeliyiz. Değişik açılardan bakmalıyız. Her olanağı, fırsatı lehimize kullanmak için çalışmalıyız.
Elizabeth Mpofu, La Via Campesina Genel Direktörü, Zimbabve
Köylüler hakları için mücadele ederken kriminalize edildiler. Haklarını savunurken katledildiler. Köylülerin görevi endüstriyel ürünler üretmek değildir. Doğal varlıklarımıza saygı gösterilmiyor, neoliberal politikalar yüzünden sürekli yok ediliyorlar. Bizler gıda egemenliğine dayalı bir modeli öne çıkarıyoruz. Köylülerin yaşam hakkı ve düzgün bir hayat sürme hakları vardır. Köylü hareketini meşrulaştırmak ve yerel hareketlere destek olmak için buradayız. Köylü haklarını ve topraklarını korumak için buradayız. Bugün, 8 Mart’ta köylü ve çiftçi kadınlar bedenlerini ve topraklarını korumak için mücadele ediyor. Gençlik organizasyonlarımız da var. Mevcut açlık problemini çözmek istiyoruz. Köylü Hakları Bildirgesi’nin yayımlanması ve uygulanması için LVC ve diğer organizasyonlarla beraber çalışacağız. Sadece köylüler için değil, dünyadaki bütün insanlar için mücadele ediyoruz.
Endonezya – Henry Saragih, SPI
Bizler köylü haklarını biliyorduk, ama bu hakların dünyada bilinirliliği yoktu. Haklarımız için hangi enstrümanı kullanacağımızı bilmiyorduk. Köylü Hakları Bildirgesi ile bunu dünyaya duyurmuş olduk.
Margaret Nakato – WFF, Uganda
WWF, küçük ölçekli balıkçıların örgütüdür. 1996 yılından beri endüstriyel balıkçılıkla karşı karşıya kaldık ve bu çok yıkıcı sonuçlara neden oldu. Tohum ve toprağa erişim alanlarında mücadele ediyorduk, buna balıkçılık ile suya ve ormana erişim mücadelemiz de eklendi. Herkes okyanus kıyısında bir ev istiyor ve sahil şeridi nüfusu giderek artıyor. Turizm artıyor. Dolayısıyla balıkçılar hayatlarını sürdüremiyor. Doğal gaz ve mineral çıkarımı yapılıyor. Küçük balıkçılar çok fazla temsil edilemedikleri için hak kayıplarına uğruyorlar. Deniz koruma alanları var. Herkes sürdürülebilir bir üretim ve tüketim istiyor. Ama bu tür kısıtlamalar bizi zorluyor. Milyonlarca insan ve küçük köylü hayatını balıkçılıkla kazanıyor. Ancak artık toprak gasbıyla birlikte okyanus gasbıyla da karşı karşıya kaldık. Takım elbiseli adamlar balıkçı topluluklarının yaşadığı alanlara turizm için geliyorlar. Bir kişi sahildeki toprakları toplayabiliyor ve bizlere yaşam alanı kalmıyor. Denize ulaşamıyoruz. Biz balıkçılar balık avlayamıyoruz ve fakirleşiyoruz. Balıkçılar haklarını istiyor, hayatta kalma hakları balıkçılığın devamına bağlı. Haklarımız nasıl talep edeceğiz? Kırsal alanlarda özellikle Sub-sahara Afrika ülkelerinde insanlar sürekli bir yerden bir yere göçüyorlar. Ama böyle yapmaya devam ederlerse bütün topraklarını kaybedecekler. Köylü Hakları Bildirgesi’nin imzalanmasını ve uygulanmasını talep ediyoruz.
Federico Pacheco- SOC, İspanya
2012’de Endülüs’te toplantımızı yaptık. Öncesinde bir dizi atölyeler yaptık. Çalışma grupları oluşturduk. Onlarla çalışmalar yürüttük. Bu gruplarla Cenevre’ye katıldık. Eğitimlere devam ettik. İşbirliği yaptığımız birçok organizasyonlar var. Hepsi de farklı gruplar bunlar. Köylü Hakları bir hareket gibi. Bunun bir hareket olduğunu anlatmak zor belki, ama hukuk grubumuz var. Onlardan destek alıyor, besleniyoruz. Ayrıca toprak, tohum, biyoçeşitlilik, pazaryeri, fiyatlar gibi birçok gruplarımız var. Birlikte çalışıyoruz.
Ulusötesi şirketlere ve kapitalizme karşı mücadele ediyoruz. Agroekolojiyi destekliyoruz. Ancak üreticiler dikkate alınmıyor ve haklarımız çiğneniyor. Çalışma koşullarımız çok zor, genellikler kölelik benzeri koşullar. Esnek ve uçuş işgücü var, haklarımızdan mahrumuz ve saygı görmüyoruz. Bu nedenle bu deklarasyon bizim için önemli. Kırsal insanlar yeterli gelire sahip değiller, neden? Göç etmek kesinlikle çözüm değil. Yaşadığımız yerde daha iyi koşullarımız olmalı.
Bizim analizimiz şu şekilde: Bir tarafta bu deklarasyondaki rolümüz hem devrimsel, hem de hukuki ve meşru bir rolümüz var. Bir taraftan da; sağlık, işyerinde güvenlik ve çalışma koşulları gibi uygulanabilir konuların dikkate alınması gerektiğini savunuyoruz. Düzgün önlemler alınmalı. Sosyal katılım istiyoruz. Endüstriyel tarım istemiyoruz. Devletlerin ve hükümetlerin müdahalesine karşıyız. Suya, sağlığa, kültüre ve eşitliğe erişmek istiyoruz ve tüm bunların uygulamada ne anlama geldiği hakkında daha net olmalıyız. Şu anda masadayız. Yeterli gelirimiz olmalı, düzgün ve adil bir şekilde gelirimiz olmalı. Son sözümüz, bu deklarasyonun imzalanması için eylemler ve eğitim tüm dünyada öncelikli olmalı. Köylü hakları bizim etiğimiz ve bu işe dahil olabilecek herkes bize katılmalı.
Khalid Khaleyeb – WAMIP, Ürdün
Köylü Hakları Bildirgesi meselesine müdahiliz, çünkü hayatımızı sürdürmek istiyoruz. Eylemler önemli çünkü doğayı koruyacak önlemleri aldırmalıyız. Maalesef bizim kurallarımızı ve taleplerimizi dikkate almıyorlar. Endüstrileşme yüzünden biz köylülerin ve kırsalda yaşayan toplulukların refah seviyeleri kısıtlandı. Hükümetler, muhafazakarlar ve uluslararası şirketlerle iletişime geçtğimizde şunu söyleriz: Bizim rolümüzü ve iletişim yeteneğimizi görün, farkına varın ! Biz eğitimliyiz ve işimizi biliyoruz. Sesimizi uluslararası arenada duyurmakta zorlanıyoruz. Birleşmiş Milletler’deki insanlara neler çektiğimizi anlatmak ve dünyanın dört bir yanında yaşayan köylü ve kırsal alanda yaşayan topluluklarla buluşmak için kongre iyi bir fırsat oldu. Şunu anlamalıyız ki, artık hepimiz aynı mücadelenin içindeyiz. Birbirimizi desteklemeliyiz.
Minnesota, ABD
Biz yerel insanlar olarak akçaağaç hasadı yaparız ve bunu büyükannelerimizden öğrendik. Nesilden nesile geçen kültürel bilgilerimiz var. Yerel/geleneksel bilgiye erişim ve onu korumak önemli. Bu deklarasyon bize destek verecek. Hukuki kurumlar bize saldırabiliyor. Özellikle kadınların suyu koruma sorumlulukları var. Gençler çağırdığında bizler harekete geçmeliyiz. Nehirleri korumalıyız. Missisippi ve Missouri nehirleri bizim hayat kaynağımız. Doğalgaz ve kaya gazı boru hatlarını tamir ediyoruz diyorlar, ama hayır, yeni borular döşüyorlar. Askerileştirmenin sınırı o kadar büyüdü ki. Bizim geleneksel sorumluluğumuz doğayı korumak ve bu deklarasyon bizim için çok önemli. Uygulanmasının kolay olmayacağını biliyoruz, geleneksel bilgiyi korumanın da. Bu yüzden buradayız.
Walter Haefeker – Beekepers,Europe
100 yılı aşkındır balarısı üretiyoruz. Ve maalesef arılara genetik bilimiyle müdahale ediliyor ve kimse arıların iznini almadı. Balarılarının genleri korunuyor. Ve biz arıcılar Köylü Hakları Bildirgesi’ne katılacağız.
Perla Alvarez – Conamuri,Paraguay
Kırsal alanda yaşayanlar endüstriyel tarımdan ve kapitalizmden çok çekiyorlar. GDO’lu tohumlar ve agrotoksikler hepimizin hayatınız, özellikle kadınların hayatını olumsuz etkiliyor. Genetik hastalıklar var, ama insanlar bu hastalıkların nedenlerini reddediyorlar. Cinsel sömürüye maruz kalıyoruz ve çalışma koşullarımız çok kötü. CLOC ve LVC’den talebimiz, kadınların da haklarının olduğu tanınmalı. Hukuki olarak kadın hakları var, ama pratikte yok. Köylü liderlerimiz öldürüldü ve topraklarımız alındı. Eylemlerimiz dikkate alınmalı. Şirketler ve yerel otoriteler baskı yapıyor. Bizler de erkekler kadar üretiyoruz. Ve biz bu hakkı istiyoruz.
Monokültür ilerledi, hayvanları beslemek için ve Avrupa için soya üretiliyor. Soya gıda değil. “7 milyar insan için gıda üretiyoruz” ifadesi bir yalan. İnsanlar için gıda üretmiyoruz. Varlığımız tanınmalı. Toprağa erişim ve üreti hakkımız tanınmalı. Tüm müştereklere erişim hakkımız da. Hukuki düzenlemeler yapmak kolay değil, bu nedenle global ve birleştirici bir deklarasyon olmalı. Gıda ve hayat üretmeye devam etmeliyiz. Gezegendeki hayatın sürmesi buna bağlı.
Bizler kurban değiliz. Taleplerimizi söylüyoruz ve mücadele ediyoruz. Tüm politik düzeyde, ulusal ve uluslararası arenada taleplerimizi dillendiriyoruz.