Çay-Sen, hükümetin çay fiyatlarını açıklamaması konusunda bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada :”Yaş çayın sorunları, bizce bir devlet politikasıdır. Türkiye’nin başbakanı Rize’li, Çay kurun başında yine bir Rize’linin olması sorunlarını çözmemektedir. Sorun burada üreticiyi özele mahkum etmektir, özelin çayı ucuza kapatmasını sağlamaktır, üreticiyi üretimden soğutmaktır.” ifadelerine yer verildi. Açıklama şöyle:
Çay üreticilerin sorunları gün geçmiyor, yıl geçmiyor ki bitsin. Her yıl ayni problemler, aynı sıkıntılar devam ediyor. Ne yazık ki sorunların çözülmesini beklerken daha da artarak devam ediyor. Bu ise yaş çay üreticisini ‘bıçak kemiğe’ dayandı misali sabrını son kerteye getirmiştir.
Sezon açılmasına rağmen devlet yaş çaya hala fiyat açıklayamamıştır. Rize’ye gelen ve iki gün kalan “Rize’nin evladı”! başbakan, çayın fiyatının adını koyamamıştır. Onu izlemeye giden yandaşları ise, çaya kaç para zam vereceğini sorma cesaretini gösterememişlerdir.
2012 yılı yaş çay kampanyası diğer yıllardan da sıkıntılı başlamıştır. Birincisi Çaykur sezonu geç başlatmıştır. Özel sektör dört gün önceden kampanyayı başlatmasına rağmen Çaykur gecikmiştir. Pazartesi kampanyayı başlatacağı söylenmesine rağmen, üreticiden habersiz Pazar günü alim evlerini açmıştır. Üretici hazırlıklı olmamasına rağmen sorununu takip ettiği için çayını toplayıp satmaya çalışmıştır. Ne yazık ki, Pazar günü açılan kampanya, Pazartesi günü kontenjanla (dönüm başına 10-15 kg) devam ettirilmeye çalışılmıştır.
Tüm üretici çaya başlamamasına rağmen, alim evleri ve fabrikalar boş olmasına rağmen, alim evi kontenjanı bile uygulanmadan üreticiye direk kontenjan uygulanmaya çalışılmıştır. Bu durum karşısında yaş çay üreticisi şaşırıp kalmış, ne yapacağını bilememiştir.
Özel sektör ise, geçen yıldan kalan stokla girdiğinden çay almaya istekli davranmamış, işi ağırdan almaya çalışmıştır. “Üretici sıkışsın, zorlansın ki ucuza çayı kapatırım” edası içerisinde hareket etmektedir. Bu davranış etik olmadığı gibi, ne insanidir nede ahlakidir.
Yaş çayın sorunları, bizce bir devlet politikasıdır. Türkiye’nin başbakanı Rize’li, Çay kurun başında yine bir Rize’linin olması sorunlarını çözmemektedir. Sorun burada üreticiyi özele mahkum etmektir, özelin çayı ucuza kapatmasını sağlamaktır, üreticiyi üretimden soğutmaktır.
Onlar çok iyi biliyorlar ki, yaş çay üreticisi örgütlü değildir, sesini çıkartamaz, yükseltemez. Siyasal iktidar şunu bilmeli ki, bu halk, bu üretici canına tak ettiğinde, bıçak kemiğe dayandığında yapamayacağı şey yoktur. Bugün Kemalpaşa, yarın Hopa, öbürsü gün bu iş Rize’nin merkezine kadar gider, Çay-Kur’u da sallar. Başbakan memurlara yapmak istediği gibi, işçilere de, çiftçiye de küçük esnafa da ‘verdiğimle yetinin, ben ne veriyorsam hakkınıza razı olun’ mantığı ile hareket etmektedir. Bu halk “hak verilmez alınır” şiarını bir gün öğrendiğinde, bugün koltuklarında rahat oturan siyasetçiler kaçacak delik arayacaklardır. Yaş çay üreticisi sahipsiz değildir, hakkını almasını da bilecektir.
Çay Üreticileri Sendikası Kurucu Genel Başkanı Recep MEMİŞOĞLU