GÜMÇED zeytin sineğine karşı mücadeleye ilişkin bir basın açıklaması yayınladı. Uçakla ve kimyasal yöntemlerle zeytin sineğine karşı mücadelenin zararlarına değinilen bildiride alternatif yöntemler önerildi.
Açıklama şöyle:
GÜMÇED’DEN ÇAĞRI
GÜZEL EDREMİT KÖRFEZİMİZİN ZEYTİNLİKLERİNİ
UÇAKLA İLAÇLAMADAN VAZGEÇELİM!
Türkiye ve Dünya’da çevre ve insan sağlığına zararları nedeniyle yasak olan uçakla ilaçlama uygulaması sadece Edremit körfezinde Zeytin Sineği’ne karşı ilaçlamada kullanılan bir yöntemdir. Bu uygulama bölgedeki tüm canlı yaşamını tehdit eden, organik sağlıklı gıda üretimini imkânsız kılan ve en ilginci, bölgedeki zeytin üreticisinin gelirlerini azaltarak ileride onu topraksızlaştırmaya varacak, çağdışı bir uygulamadır.
KİMYASAL MÜCADELENİN ZARARI
Tüm kimyasal mücadele yöntemlerinde olduğu gibi, uçakla ilaçlama yönteminde de, başlandığı anda ilaçtan kurtulmanın çok zor olduğu bir kısır döngüye girilir. Çünkü yapılan ilaçlama, hedef zararlıların yanı sıra orada o zararlı ile beslenen diğer canlıları (predatörler) öldürür. Bu nedenle ilaçlamadan dolayı ölmeyen hedef zararlı bir sonraki sene çok daha fazla ürer, çünkü predatörü kalmaz. Ayrıca zararlı, ilaca bağışıklık kazanır. Böylece bir sonraki sene ilaç firması yeni bir ilacı çiftçiye satar. Sonuçta üreticiler bu bağımlılık ve zehir çarkının içine düşerler. Bu çarktan çıkılması tüm üreticilerin bir arada mücadelesine bağlıdır. Çünkü bölgede sadece birkaç üretici bile ilaçlama yapsa yukarıda bahsedilen kısır döngü oluşmaya başlar.
Bilindiği gibi Havran Barajı’nda su tutulması ile zeytin sineğinin doğal çözümü olan yarasalar akıbeti belli olmayacak şekilde ortadan kaybolmuştur. Yörede ekolojik denge bozulmuş, sonuçta bugün zeytin sineği zararlısının doğal düşmanı kalmamış ve zeytin zararlıları yıllardır yürütülen kimyasal mücadele sonucunda çeşitli kimyasallara bağışıklık kazanmıştır. Bu noktada ilaçlama en yüksek dozlarda yapılsa dahi verimlilik arttırılamayacak ancak ilacın çevreye ve insanlara olan zararı artmaya devam edecektir.
UÇAKLA İLAÇLAMA BU ZARARLARI KAT KAT ARTTIRIR
Uçakla ilaçlama halinde ise ilacın zararları daha da büyüktür. İlacın yüksekten dökülmesiyle yayılım alanı çok geniş olacağından, çevrede yaşayanlar, diğer tarım alanları ve ilaçlama yapmak istemeyen üreticiler de kimyasalların etkilerine maruz kalırlar. Yıllar içinde bölge genelinde verimlilik sürekli düşer. Sonunda bölgede neredeyse sıfır üretim yapılmaya başlanır. Aynen Kuzey Ege ve Güzel Edremit Körfezimizde bugün yaşandığı gibi.
Üstelik uçakla ilaçlama uygulaması nedeniyle zarar gören sadece zeytinliklerimiz değil, körfezimizde yaşayan insanlar, çocuklar, evcil ve yabani hayvanlar, tarlalar, bahçeler, diğer ağaçlardır. İlaç, soluduğumuz havaya, içtiğimiz suya, yediğimiz gıdalara karışarak yaşamımızı sürekli tehlikeye atmakta sırtımızı yasladığımız, suyunu içtiğimiz Kazdağı’nın zengin yaban hayatı ve doğal bitki örtüsüne zarar vermektedir.
KÖKTEN VE KALICI ÇÖZÜM
Kimyasal mücadele çarkından kurtuluş ise işte bu yaban hayatındadır. Sürdürülebilir, yani kendi kendine zarar vermeyen tarım uygulamalarında kimyasal mücadele yerine tercih edilmesi gereken uygulama zararlının doğal düşmanlarının barınacakları alanlar oluşturulmasıdır. Tarım ürünlerinin korunmasında araziye yakın yerlerde predatör böcekler için sığınaklar oluşturulması çok etkilidir. Dikkat edilirse orman kenarındaki tarım alanlarının hastalıklardan ve zararlılardan çok daha az etkilendiği görülmektedir. Çünkü ormanlar doğal böcek bankalarıdırlar. Diğer bir değişle doğal alanları, ormanlarımızı ne kadar iyi korursak orada yaşayan canlılar da bizim ürünlerimizi o kadar koruyacaktır.
Kuzey Ege bölgesinde en büyük hata, tüm bölgenin monokültür (tek ürüne yönelik) zeytincilik yapıyor olmasıdır. Bugün zeytin sineği, yarın dal yanıklığı hastalığı olacaktır. Bu kadar büyük monokültür tarım yapılan her alan doğa tarafından tahrip edilir. Tarihte de bunun örnekleri çoktur. Kalıcı çözüm, bu sahada ürün çeşitlemesi sağlamak ve bölgede yaban hayatın sürdüğü alanlar-parseller oluşturmaktır. Böylece hangi zararlı olursa olsun onun predatörü bu farklı alanlarda konaklayabilecek ve zararlının çok zarar vermesini önlemek amacı ile faaliyette bulunacaktır.Bu sorunun net olarak çözülmesi için halkın desteği ile uygun planlamalar yapılır ve bunlara uyulursa, 15 yıl sonra o bölgede hiç ilaç istemeyen tam ekolojik zeytin üretimi (ve yanında üzüm, nar, hünnap, böğürtlen, keçiboynuzu, sakız, bal vs. vs.) yapılabilir. Ve toplam gelir (hatta verim) bugünden çok olur. İşte en azından önümüzdeki süreçte bunlar tartışılmalıdır. Doğru, kökten ve kalıcı çözüme ancak böyle gidilebilir.
YANLIŞTAN DÖNME ZAMANI
Ne ekersek onu biçeceğimizi hepimiz biliyoruz. Dünyamız onu hor kullanmış olmamızın sonuçlarını doğanın tüm acımasızlığı ile göstermeye başladı. Ama biz topraklarımıza zehir ekmeye devam ediyoruz. Tarıma, doğal bitki örtüsüne, hayvanlara ve insanlara zararlı olan kimyasal ilaçları, zararlarını arttıracak şekilde havadan uçakla atıyor, havamızı, suyumuzu, toprağımızı, ekinlerimizi kirletiyoruz. Diğer tüm tarım alanlarında yasaklanmış olan bu çağdışı yönteme zeytinliklerimizde izin veriyor, bir de üzerine para ödüyoruz.
Artık bu kısır döngüden çıkma zamanıdır. Yıllardır birikmekte olan zarardan dönme zamanıdır. Zeytinliklerimizin hiç ürün vermez hale gelmesini, sularımızın içilmez hale gelmesini, çocuklarımızın sakat doğmasını, hayvanlarımız topluca telef olmasını beklemeyelim.
HEMEN
BUGÜN
EDREMİT KÖRFEZİNDE
UÇAKLA İLAÇLAMADAN VAZGEÇELİM!