Satılmış Başkavak*
Mısır ithalatında Unakıtanlarla hareket eden Akel, TMO’dan büyük payı kaptı. En ucuz pirinci satan BİM, kaynağını açıklamıyor. Çiftçiyi konuşan yok
Pirinçteki spekülatif fiyat artışlarına karşı hükümet TMO’ya sıfır gümrük vergisiyle 100 bin ton pirinç ithalatı için izin verdi. Gerçekten çözüm bu mu?
Herkes gıdadaki fiyat artışlarından bahsederken nedense çiftçinin ve tarımın ne halde olduğunu tartışmayı tercih etmiyor. Tarladan 0.7 YTL’ye çıkan ürün, markette 5 YTL’yi buluyor. “Pirinçte fırsatçı kim” sorusu kadar bu fırsata izin veren sistem de sorgulanmalı.
TMO’nun yaklaşık iki hafta önce yaptığı 32 tonluk çeltik satışından aslan payını mısır ithalatında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlu Abdullah Unakıtan’la birlikte hareket eden Akel Şirketler Grubu almış. 77 şirkete verildiği söylenen TMO pirincinin neredeyse yüzde 20’sini tek başına Akel almış.
Marketler zincirleri içerisinde en ucuz pirinci BİM satıyor. Kurucuları arasında Başbakan’ın bir numaralı danışmanı Cüneyd Zapsu’nun bulunduğu şirket satıyor. Her ne kadar şu an ortakları arasında Zapsular bulunmuyorsa da “İslami sermayeli” diye tanımlananlardan…
“Şu an Türkiye’de pirinci en ucuz satabilmenin sırrı nedir? Pirinç alımını TMO’dan yüklü miktarda alım yapan firmalardan mı yapıyorsunuz?”, “Stoklarınızda ne kadar pirinç var” vb. sorular merak uyandırıyor. Ama BİM yetkilileri Evrensel Gazetesi Ekonomi Servisi’nin bu yöndeki sorularını, yazılı başvuru olmasına rağmen “yoğunuz” diyerek geri çevirdi. Birileri kazanıyor evet, kaybedenleri de konuşalım.
TMO’nun durumu
Pirinç fiyatlarının yüzde 130 artması hem tarım politikalarını hem de TMO’nun içine düşürüldüğü durumu yeniden görmemizi sağlamıştır. Ürettiğimiz 650 bin ton çeltik 400 bin ton pirince karşılık gelmektedir. 550 bin ton tüketimimiz olduğu varsayılırsa, bu durumda üretici köylünün pirinci değerinde satılmalıydı ama olmadı. Maliyeti 82 YKr olan çeltiğe TMO 75 YKr fiyat açıkladı. Bu da üç yıl öncenin fiyatıdır. Son bir yılda gübre yüzde 100 artarken, mazot yüzde 30’ların üzerine çıktı. Girdilerin sürekli arttığı ve desteklerin sabit kalmak bir yana, azaldığı bir durumla karşı karşıyayız. 2006 yılında 93 bin hektar alanda çeltik üretilirken 2007 yılında 88 bin hektar alanda çeltik üretilmiştir. Uygulanan politikalar ve üretimin desteklenmemesi sonucu çeltik üretimi 5 bin hektar daha azalmıştır.
Üreticinin çeltiğini açıklanan fiyata satabilmesi için TMO müdahil olabilecek bir alım yapmalıydı. Fakat toplam 33 bin ton çeltik alınca üretici aracıyla baş başa kaldı. Sonuç 70 YKr’nin altına çeltik satıldı. Fiyat dengeleme ve kara günler için stok tutması gereken TMO, depolarında bu aracıların 43 bin ton çeltiği emanette tutmaktadır. Bunun 30 bin tonu hâlâ durmaktadır. Bu durumda TMO şirketlere, fırsatçılara depoculuk yapmaktadır.
Beceriksizlik değil anlayış
Tarım bakanı pirinç fiyatlarının katladığı ilk günlerde “Serbest piyasa koşulları var, bu durum çok normal” demek suretiyle aslında kimlerin tarım bakanı olduğunu göstermiştir. Tuzla’da iş kazalarından her gün bir işçi ölürken çalışma bakanı da “Gelişmekte olan ülkelerde bunlar olur” demişti. AKP Hükümeti işçi, emekçi, üretici köylü olunca yaşananlara normal derken, söz konusu sermaye güçleri olunca ibreyi şirketlerden yana değiştirme konusunda sınır tanımamaktadır.
Son günlerde bütün gazete ve televizyonlarda önce buğday şimdi pirinç derken bir gıda kıtlığından bahsedilmekte ve halk korkutulmaktadır. Oysa bu kıtlık haberleri hep fakir ve toprakları emperyalist ülkelerin kontrolünde, kapitalist tarım işletmelerinin at koşturduğu ülkelerden gelmektedir. Amerika’da ya da AB ülkelerinde durum böyle tartışılmamaktadır. Çünkü onlar tarımını desteklemekte ve kendi tarım ürünlerine pazar aramaktadır. Daha dün ABD pirinçte gümrük vergisi uyguladığımız için bizi DTÖ’ye şikayet ederek kendi isteğimizle gümrük vergisini kaldırmamızı sağlamıştır. AB zeytinyağına kota koyarken, şeker fabrikalarımızın özelleştirilmesini istemeleri boşuna değildir. Yani bugün yaşadıklarımızı yöneticilerin beceriksizlikleri ile açıklamak, masumane olacaktır.
Bakanın çelişkisi
Tarım bakanı dün itibariyle yaptığı basın açıklamasında, “Kimse korkmasın, stoklarımızda 120 bin ton pirinç var. Denizde gemide ise 90 bin ton hazır. Fiyatlarla oynayanlar görecek” demektedir. Oysa 30 Mart itibariyle TMO resmi web sitesinde ne kadar çeltik aldığının toplam karşılığı olarak 33 bin 439 ton açıklanmıştır. Bugüne kadar da toplan 70 bin ton ithalattan bahsedilmektedir. İthalatı da aracı şirketler yapmıştır.
Bugün gelinen noktada TMO zorunlu açıklama diye yaptığı açıklamada stokunda 10 bin ton çeltik olduğunu belirtmiş, bu da 6 bin ton pirinç eder. İşyerlerinde ise 7 bin tonu geçen pirinç hazır diyerek, toplam 13 bin ton pirinçten bahsetmektedir. 4 Nisan’da sektör temsilcileriyle toplantı yaptıklarını belirten TMO yetkilileri, piyasada 200 bin ton çeltik olduğunu belirlemişler. Burada garip olan TMO ile tarım bakanının açıklamalarındaki çelişkidir. Eğer piyasadaki çeltik bir katakulli ile TMO’ya alınıp bahsedilen sektör temsilcileri zengin edilmediyse, Bakan Mehdi Eker’in bahsettiği toplam 210 bin ton pirinç stoku neredendir, anlamak mümkün değil.
Acilen yapılması gerekenler
Tüm bunlardan kurtulmanın yolu bağımsız bir tarım politikası etrafında, henüz sulamaya açılmamış 3.5 milyon hektar alanın sulamaya açılmasının sağlanması, mazot, gübre, ilaç, tohumluk gibi girdilerin düşürülmesi, üretimin ve üretilen ürünün artarak desteklenmesi, TMO ve birliklerin asıl işlevini yerine getirmek üzere üretimde ve pazarlamada fiyat istikrarı ve üretici lehine dengeleme yapabilmesinin koşullarının oluşturulmasıdır.
Mesele IMF, DB ve DTÖ patentli politikaları ABD ve AB’nin dayatmaları ve bunların da kendinden öncekiler gibi AKP Hükümeti tarafından devamla uygulanmasıdır. Yapılanlar ülke tarımını çökertmek üzere yürütülen bir planın sonucudur.
* TÜM KÖY SEN Eğitim ve Örgütlenme Uzmanı
Kaynak:19 Nisan 2008 Evrensel