Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, prim miktarının üretimi teşvik etmeye yetmeyeceğini belirterek, “Bu primlerle mısırda, pamukta ve yağlı tohumlarda ithalatçı olmaktan kurtulamayız” dedi.
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, 29 Temmuz 2007 tarihinde yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile kütlü pamuk, yağlık ayçiçeği, soya fasulyesi, kanola, dane mısır, aspir ve zeytinyağı üretiminin 2011 yılına kadar primle desteklenmesinin öngörüldüğünü belirtti.
Bu ürünlerde prim uygulamasının Türkiye’deki üretim açığını kapatmak için yapıldığını belirten Bayraktar, yağ ihtiyacını karşılamak üzere 2007 yılında yaklaşık 1,7 milyon dolar tutarında yağ ve yağlı tohumlar ithalatı yapıldığını kaydetti.
Bayraktar, üretimin teşviki için çiftçinin bu ürünlerden maliyet üstünde gelir elde etmesi gerektiğini belirterek, şu görüşleri ifade etti: “Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu, 2007 primlerini geçen yıla ait prim miktarları ile aynı düzeyde belirlemiş, hatta mısır priminde düşüş olmuştur. Prim miktarları belirlenirken üretim maliyeti ve çiftçi satış fiyatının göz önüne alınması gerekmektedir. Oysa açıklanan prim miktarlarında bu iki unsurun hiç dikkate alınmadığı gözlenmiştir. Örneğin, ülkemizde üretim potansiyeli oldukça yüksek olmasına rağmen son yıllarda üretim miktarı gittikçe azalan ve ithalatına yılda 1 milyar dolar ödediğimiz pamuk için verilmesi gerekli prim miktarı en az kilogramda 58 YKr olmalıdır.”
Üretim artırmak mümkün olmaz
Bayraktar, primlerin çiftçi gelirleri üzerinde olumlu bir etki yaratmaması durumunda, üretimi artırmanın da mümkün olmayacağını belirterek, pamuk priminde artış olmamasının çiftçinin pamuk alanlarında başka ürünlere yönelmesine sebep olacağını kaydetti.
Mısır primindeki düşüşün ise özellikle yem sanayinin ham maddesi olan bu üründe yeniden dışa bağımlı hale gelineceğinin sinyalini verdiğini ifade eden Bayraktar, 2006 yılında 30 bin ton civarında olan mısır ithalatının, 2007 yılında 1 milyon 109 bin tona yükseldiğini belirtti.
Bu yıl mısır priminin geçen yıla oranla yüzde 70 oranında düşürülerek kilogramda 2 YKr olmasının, çiftçiyi mısır üretiminden vazgeçirebileceğini ifade eden Bayraktar, mısır primlerinin aşağıya düşürülmesinin ise ithalatı daha da artıracağını kaydetti.
Bayraktar, üretimde sürekliliğin sağlanması bakımında 2007 yılı mısır priminin kilogramda 8 YKr olması gerektiğini ifade etti.
Prime esas ürünlerin ithalatı
Şemsi Bayraktar, 2007 yılında prim uygulamasına esas ürünlerin ithalatı için ödenen toplam bedelin 3 milyar dolara yaklaştığını belirterek, şunları kaydetti: “Bu primle mısırda, pamukta ve yağlı tohumlarda ithalatçı olmaktan kurtulamayız. Girdi fiyatları aşırı arttı. Son bir yılda gübre fiyatları yüzde 100, mazot fiyatları yüzde 23 artmış; yıllık enflasyon yüzde 8,39 olarak gerçekleşmiştir. Ürün fiyatlarındaki artış ise girdi fiyatlarındaki artışın çok gerisinde kalmıştır. Buna karşılık açıklanan prim miktarlarında ise artış görülmemektedir. Belirlenen prim miktarları üretimi teşvik etmeye yetmeyecektir.
2008 yılında ödemesi yapılacak olan DGD, destekleme araçlarının hala en önemli kalemidir. Prim miktarları artırılmamış ve destek kaleminin en önemli aracı olan DGD ise 2007 yılında dekarda 10 YTL ödenirken, 2008 yılında yüzde 30 düşürülerek 7 YTL ödenecektir. 2007 yılında oldukça zor bir üretim ve pazarlama sezonu geçiren çiftçi, 2008 üretim yılına gübre, mazot ve ilaç borcu ile başlamıştır. DGD’den yapılan tasarruf gübre mazot desteği ve primler için kullanılmamıştır.”
Bayraktar, DGD’nin Nisan ve Ağustos olmak üzere iki taksitte ödeneceğinin açıklandığını ifade ederek, verilecek desteklerin, 2008 yılı üretimi için kullanılabilmesi için bir defada ve bir an önce ödenmesi gerektiğini kaydetti.
Kaynak:30.03.2008 | Referans Gazetesi