Kurtuluş Savaşı’ndan sonra, bugün kimsenin hayal bile edemeyeceği yokluklarla savaşan, Genç Türkiye Cumhuriyeti bir başka var olma savaşı vermişti: Kendi Tarımını Yaratma!
Ve bu halk, bu köylü o savaştan da zaferle çıktı. Dünyada kendi kendine yeten yedi tarım ülkesinden birisi oldu. Pamuğu, buğdayı, üzümü, inciri ve daha nice tarım ürününü ihraç eden bir tarım ülkesi çıktı ortaya.
Bugün; köylümüz yok edilmeye doğru sürüklenirken; pamuk, mısır, şeker ve sayısız tarım ürününü ithal eden ülke olmaktan utanç duyuyorum.
Cuma akşamı NTV’de Oğuz Haksever’in “Yeşil Ekran” programında biraz bu utançla yüzleştim. Türkiye çiftçisinin kendi yerel tohumları ve gıdaları dururken; yabancı şirketlerden alınan tohumlara, ilaç, gübreye ve GDO’lu (genetiği değiştirilmiş) tarım ürünlerine peşkeş çekilmesini ibretle izledim.
Ama bu ülkede arsız ve acımasız iç-dış sermayeye teslim olmayan, onurlu ve kararlı insanların var olduğunu görünce de biraz rahatladım.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu bayrağı altında toplanan tarım oluşumuyla Türkiye köylüsüne hizmet ve dayanışmada son derece güzel kapılar açılmak üzere.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Abdullah Aysu’dan, “Köylümüz için 1000 Türkiye’nin kendine has tohumunu konfederasyonumuz korumaya aldı. Anadolu’nun kendine has 1000 tohumunu bize başvuran çiftçilerimize vermeye hazırız.” gibi sözler duyunca; Sakarya’da tarımla ilgilenen herkes bilsin, irtibat kursun istedim.
Sakarya’da tarımla ilgili resmi ve özel tüm oluşumlara Çiftçi Sendikaları Konf. Bşk’nı Aysu’nun telefonunu ve mail adresini vermeyi gerekli gördüm;
Abdullah Aysu; Tlf. ( 0532 ) 264 06 24. E-mail: tarvak2004@yahoo.com
SAKARYA’NIN TOHUM SERVETLERİ
Bugün Sakarya’da güçlü AKP Hükümeti’ne yakın olanlar da, yakın duranlar da, kenti yönetenler de geleceğin Sakaryası’nı ve ülkesini düşünmek zorunda.
İnsanlığın ve ülkenin geleceği gıdada. Bunu bütün dünya söylüyor. Bu nedenle, fabrikalarla taşlaşan ve sanayi atıkları ile yok edilen; AKOVA’daki yapılaşma hemen durdurulmalı.
Ama, bu işi kim yapacak ? Şehri yönetenler göz önünde bulunan, Türkiye tarımının göz bebeği kurum ve arazileri tek tek yanlışa kurban ediyorlar.
Düşünün: Sakarya Kabağı, Sakarya Patatesi dünyaca bilinen markalardı. Şimdilerde mısırda harikayız. Pancar köylümüz zaten bilinir. Ammaaa !
Büyükşehir Belediyesi, devletin Arifiye’deki Zirai Tohum Araştırma arazilerine Kent Otogarı planlıyor ! Yetmiyor, Kirazca Fidanlığı’nı da Şehir Hali’ne kurban ediyor ! Şeker Fabrikası, pancar ve şekeri bitiriliyor. Yazlık Şeker Zırai Araştırma Çiftliği sanki skandal bir sonuca doğru gidiyor.
Arifiye girişinde, Opel’in batısında kalan; ” Mısır Araştırma ” diye bilinen, zırai tohum araştırmaya iki yıl önce gittim. Dünya üretim sertifikaları kendilerine ait, o kadar çok kabak, mısır ve mahsul cinsleri var ki !
Sakaryalı geleceği ve çocuklarını düşünmeli; ülkeyi ve şehri yönetenler de. Özgün tohum ve fidanların yok edilmesine izin vermemeli. Türkiye mısırının beşte birini Sakarya çiftçisi üretiyor. Bizim tohumumuz yaşamalı, gelişmeli.
İnsana ve ülkeye biraz sevgimiz varsa; Tarım Araştırma-Tohum Üretme birimlerine mükemmel araziler tahsis etmeye mecburuz.
Yazı Tarihi : 19 Ağustos 2008 Salı
Sakarya Yeni Haber