Geçen pazartesi Ankara’da Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği’nin 15. Kuruluş Yıldönümü kutlandı. Türkiye’nin her bölgesinden damızlık sığır yetiştiricilerinin, süt üreticilerinin katıldığı kutlamaya Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise bürokratlarıyla katıldı.Bakan Mehdi Eker, her zamanki gibi pembe bir tablo çizdi. Hayvancılığın 2002’den bu yana nasıl çağ atladığını uzun uzun anlattı. Damızlık sığır yetiştiricilerine Türkiye’ nin büyük baş hayvan ülkesi olmadığını söyledi. “Buğday ile koyun, gerisi oyun” özdeyişini bir kez daha üstüne basa basa söyledi.
Bakan Eker’in üzerinde durduğu ve et ve süt sektörünü yakından ilgilendiren bir başka konu var. Bakan açıkça devletin et ve süt fiyatına müdahale edeceğini açıkladı.
Nasıl müdahale edilecek?
Bu konuda uzun zamandır üzerinde çalışılan bir taslak var. Et ve Balık Kurumu’nun yapısı değiştirilerek bir müdahale kurumuna dönüştürülmesi planlanıyor. Bu nedenle yakın zamanda Et ve Balık Kurumu Genel Müdürlüğü’ne İsmail Kemaloğlu atandı. Kemaloğlu, uzun süre Toprak Mahsulleri Ofisi genel müdürlüğü yaptı.Müdahale kurumları konusunda birikimli bir bürokrat. Kendisinden Et ve Balık Kurumu’nu da bir müdahale kurumu olarak yeniden yapılandırması isteniyor.
Et ve Balık Kurumu’nun yapısını değiştirecek yasa tasarsısı 2011’de hazırlandı. Bakan Mehdi Eker’in verdiği bilgiye göre tasarsı yakın zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelecek.
“Hayvansal Ürünler Piyasa Düzenleme Kurumu Kurulmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağı”na göre Türkiye’de piyasa düzeni ilk olarak sığır, dana eti ve ürünleri, koyun, keçi eti ve ürünleri, kümes hayvanları eti ve ürünleri, balık, süt ve süt ürünleri, bal ile yumurtada uygulanacak. Ayrıca, Hayvansal Ürünler Piyasa Düzenleme Kurumu(HPDK)’na bağlı olarak Et ve Balık Kurumu Hayvansal ve Su Ürünleri Üretim Lisanslı Depoculuk İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret AŞ (EBK LİDAŞ) kurulacak.
Aslında tüm hayvansal ürünleri kapsayan bir taslak.Ancak, et ve süt fiyatı çok gündemde olduğu için öncelikle bu iki üründe uygulanacak. Bakan Eker’in açıkladığına göre et ve süt fiyatı düştüğünde müdahale kurumu devreye girecek ve piyasadan et ve süt alacak.Böylece fiyat dengelenecek. Fiyat yükseldiğinde ise elindeki ürünü piyasaya sürerek fiyatı yine belli bir dengeye getirecek.
Bu kağıt üzerinde çok mantıklı ve uygulanabilir görünüyor. Ancak, müdahale kurumu güçlü olmazsa ve piyasaya müdahale edecek ürün ve güce sahip olamazsa o zaman müdahale etmesi çok canadian pharm zor olur. Bunu zaman zaman hububatta görüyoruz. Fiyat çok yükseliyor ama Toprak Mahsulleri Ofisi elinde yeterince stok olmadığı için müdahale edemiyor. Bunun yetrine ithalatta vergiler düşürülüyor. Toprak Mahsulleri Ofisi’ne ithalat yetkisi veriliyor.
Türkiye’de müdahale kurumu “ithalat ofisi” mantığı ile çalıştırılıyor. Bu, üreticiye yarardan çok zarar veriyor. Çünkü, üretici ürününü genellikle ucuza satmak zorunda kalıyor. Ürün üreticinin elinden çıktıktan sonra fiyat yükseliyor. Fiyatı düşürmek için yapılan ithalat ise, genellikle hasat öncesine denk getiriliyor ve gerçekten de fiyat düşüyor. Ama üreticinin ürün fiyatı da düşüyor. Üretici yine ucuza satmak zorunda kalıyor. Bu kısır döngü yıllarca sürüp gidiyor. Kaybeden hep üretici oluyor.
Müdahale kurumunun başarılı olması için elinde yeterli ürün olması veya ürün alacaksa kaynağı olması gerekir.Bu sistemi yıllarca en iyi uygulayan Avrupa Birliği’nin temel amaçlarından birisi birlik çiftçilerini ithalata karşı korumak.Et fiyatı yükseldi et ithal et, süt fiyatı yülkseldi süt tozu ithal et mantığı ile müdahale kurumu başarılı olamaz. Başarılı olunmadığını 2010’dan beri yapılan et ve canlı hayvan ithalatı gösterdi.
Özetle, devlet et ve süt fiyatına ithal ürünlerle değil, yerli ürünlerle müdahale etmeli. Piyasa düzeni bu şekilde kurulmalı.
Kaynak: Tarımdunyası.net – 22 Şubat 2013