Mehmet Polat -Fethiye Karacaören Köyü sınırları içindeki Kızıldere üstüne hidroelektrik santrali (HES) yapılması için düzenlenen 1/1000 ölçekli imar planı değişikliği 5 Mayıs 2010 tarihinde askıya çıkarıldı. Erikoğlu Holding’e bağlı “Erikoğlu Hes Enerji Üretimi Pazarlama İthalat İhracat Petrol Ürünleri Sanayi ve T.A.Ş.” Kızıldere üstüne bir regülatör ve 1.702 Mw gücünde kanal tipi HES kurmayı planlıyor. Başta Karacaören köylüleri olmak üzere, yöredeki köy ve beldeler HES’e karşı çıkıyor. Karacören Muhtarı Tacettin Akça, imar planı değişikliğine ve HES yapımına karşı gerekli hukuki girişimleri başlattı.
Karacaören Köyü Fethiye Göcek yolunun 25. kilometresinde, anayoldan 17 km. uzaklıkta çam, çınar ve günlük ağaçları bulunan bir vadi içinde yer alıyor. HES kurulması planlanan yer, köyden yaklaşık 7 km. uzaklıkta ve yörenin geleneksel piknik alanının yakınında bulunuyor. Burada Toros Dağlarını yararak derin bir kanyon oluşturan Kızıldere, sayısız pınarlarla beslenerek güçleniyor ve yaklaşık 20 km. aktıktan sonra Yanıklar Çayı olarak bilinen adıyla Akdeniz’e ulaşıyor. 1/100.000 ölçekli Aydın, Muğla ve Denizli illerini kapsayan “Çevre Düzeni Planı”na göre Yanıklar Çayı üzerinde iki adet HES projesi görünüyor. EPDK kayıtlarından ( Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) ilgili firmaya “Erikoğlu-Keserali HES” adı altında 1 Ekim 2009 tarihinde bir adet regülatör ve HES yapılması için lisans verildiği anlaşılıyor. Bu lisans, firmanın daha önceki yıllarda aldığı ve kullanamadığı başka bir lisansın 17 Ekim 2008 tarihinde iptal edilmesinden sonra verilmiş. Firma 26 Mayıs 2007 tarihinde Kızıldere üstünde Karacaören ve Arpacık köylerini bağlayan eski köprü yanına bir su ölçüm cihazı koyarak, santral çalışmalarına fiili olarak başlamış.
Askıya çıkarılan uygulama planında regülatör, santral binası, kanal, yol yapılacağı ve bunlar için gerekli kamulaştırmalar gidileceği belirtiliyor. Ayrıca kesilecek ağaç, inşaat çalışmalarının niteliği, işletmenin ve yapılaşmanın olası sorunlarının ÇED raporu sürecinde ilgili kurumlarla ilişki içinde ele alınacağı söylenmiş.
Santral çalışmaları yürütülen yerin geleneksel piknik alanı oluşunun da başka bir ilginç yanı var. Bu alan Karacaören köy tüzel kişiliği adına Fethiye Orman İşletme Müdürlüğünden 1999 yılında 5 yıl süreyle kiralanmış ve piknik alanı olarak muhtarlıkça değerlendirilmiş. Böylece o zamana kadar düzensiz kullanılan alanın temiz ve koruma altında kalması sağlanmış. Ancak süre sonunda kiralama sözleşmesi 6831 sayılı Orman Kanununun 17. Maddesine göre uzatılmamış. Amaç, ormanın zarar görmesini önlemek. Şimdi köylüler, aynı gerekçenin ormana zarar vereceği kesin olan HES çalışmasına karşı da geçerli olup olmayacağını merak ediyor.
Üzerinde santral kurulması düşünülen Kızıldere’nin en önemli özelliği, günlük (sığla) ağaçlarının çevresinde doğal orman oluşturması. Günlük ağaçlarının bazılarının göğüs yüksekliğinde genişliği 1,5 metrenin üstünde. Anıt ağaç niteliğinde olması gereken bu ağaçlarla birlikte, pek çok günlük ağacı kesilerek yok edilecek. Ayrıca regülatörde su toplanması ve su akışının düzensiz hale gelmesi sonucu, endemik nitelikteki günlük ağaçlarının çoğalmasının olumsuz etkileneceği açık.
Son yıllarda Çevre ve Orman Bakanlığının çeşitli çalışmalarla günlük ağaçlarını bir yandan koruma altına alırken öte yandan akarsular üzerinde santral, balık yetiştirme tesisi ve havzaya yakın yerlerde maden işletilmesine izin vermesi çelişki oluşturuyor. Bakanlık verilerine göre 1945’de ülkemizdeki toplam günlük orman alanı miktarı 6 bin 500 hektar dolayındayken, bugün bu alan bin 300 hektara kadar gerilemiş durumda. Dünyada doğal orman olarak en yaygın olduğu yerler Köyceğiz, Dalaman ve Fethiye yöresi. Az miktarda Burdur ve Isparta arasında da bulunuyor. Bu nedenle bakanlık günlük ağacı yetiştirilmesini teşvik ediyor, buna ilişkin eğitim çalışmaları ve kampanyalar düzenliyor.
Akarsu tarımsal sulama amacıyla Yanıklar köyü ile Fethiye arasındaki köy, belde ve mahalleler tarafından kullanılıyor. Su akışının elektrik üretimi amacıyla düzensiz hale gelişi, tarımsal sulamayı olumsuz etkileyecektir. Ayrıca yöre alternatif turizm açısından henüz keşfedilmemiş bir yerdir. Tüm bunlar göz önünde tutulduğunda, orta büyüklükteki bir köyün yıllık elektriğini karşılamaya dahi yetmeyecek bir santral için çevreye bu kadar zarar vermeye değer mi diye sormak gerekiyor.