Antalya Akseki’ye bağlı Gümüşdamla Köyü’nde yapımı devam eden Değirmen Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali (HES) dün (28 Mayıs) yapılan yürüyüş ve açıklamalarla protesto edildi
Gümüşdamlalılar Derneği ve Derelerin Kardeşliği Platformu öncülüğünde köy meydanında bir araya gelen yüzlerce kişi Erenler Enerji A.Ş tarafından izinsiz bir şekilde inşası süren HES’e karşı bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdiler.
Yürüyüşe, İstanbul’dan otobüslerle gelen Gümüşdamla köylülerinin yanı sıra, Akdeniz Derelerin Kardeşliği Platformu Üyeleri, Antalya Barosu Çevre Komisyonu Başkanı Av. Tuncay Koç, Antalya Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Vahap Tuncer, Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Münip Ermiş’inde aralarında bulunduğu yaklaşık 600 kişi katıldı.
Köy meydanından, “HESlere Hayır” “Zilan’ın gençleri istemiyor HES’leri”, “Su haktır satılamaz”, “Dereler özgürdür özgür akacak” sloganları atarak Ali Hoca mevkiinde yapımı süren HES inşaatına kadar yaklaşık üç kilometre yürüyen köylülerin önü, şantiyeye gelmeden jandarma ekipleri tarafından kesildi. Eylemcilerin HES inşaat alanına girmesine izin verilmedi. Basın açıklaması şantiye yakınında yapıldı.
Gümüşdamla Köyü Derneği Başkanı Niyazi Aslantaş, Gümüşdamla Köyü Muhtarı Muharrem Mendeş, Antalya Barosu adına Av.Tuncay Koç, TMMOB adına Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer, aynı zamanda Gümüşdamla köylülerinin avukatı olan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkan Yardımcısı Münip Ermiş yaptıkları açıklamalarda özetle: “Gümüşdamla köyü Türkiye’nin şu anda HES ile baş etmeye çalışan köylerimizden sadece bir tanesidir. Şu anda Türkiye’de 2 binden fazla HES projesi yapılmaktadır. Doğu Karadeniz’de başlayan HES’ler, Gümüşdamla köyünde devam etmektedir. Mücadelemize hep beraber devam edeceğiz. Maden ocakları ve HES’lerle doğamız tahrip ediliyor. Suyumuza toprağımıza sahip çıkacağız. Mücadelemiz sürecek. Doğa olmadan insan da olmaz” dediler.
Gümüşdamla Köyü Derneği Basın Sözcüsü Mehmet Özkay, HES projesinin iptali ve inşaatın durdurulması için dava açarak hukuksal süreci başlattıklarını belirterek “İlgili şirketi bizleri mevcut yasaları hiçe sayarak kaçak bir şekilde inşaata başladı. Bugüne kadar yaptığımız tüm başvurular sonuçsuz kaldı. Bunun üzerine konuyu yargıya taşıdık. Kaçak devam eden inşaat köyün içme su borularının defalarca patlamasına ve köyün susuz kalmasına yol açtı. HES için ormanlarımız vahşice kesiliyor. Doğa ve bölgede koruma altında olan yaban hayat şimdiden büyük zarar gördü. Köydeki tarım arazilerini sulayamıyoruz. Irmağın suyunun çıktığı yerden tünele alınmasıyla köyümüz tamamen susuz kalacak. Bu durumu kabul etmeyeceğiz ve mücadelemizi yükselterek sürdüreceğiz” dedi.
Kaynak : Sendika.org – 29 Mayıs 2011