Rize’nin Güneysu ilçesinde, Gürgen Deresi üzerinde yapımı tamamlanan Kale Hidroelektrik Santralı deneme üretimine geçti. Deneme üretimiyle birlikte su regülatörlere tünellerle taşındığı için, Başköy ile Güneysu arasındaki 4 kilometre boyunca Gürgen Deresi tamamen kurudu. Gürgen vadisinde su sesinin yerini, bir başka santral inşaatı için açılan yol yapımında çalışan iş makinelerinin sesi aldı.
Derenin susuz kalması yöre sakinlerinin de tepkisine neden oldu. Derenin gürül gürül akan sesini özlediğini belirten Gürgen köylülerinden Maksut Bıyık “Şimdiden deremize hasret kaldık” derken, Orhan Kalender “Dereyi kuruttular. Birkaç gün önce santralda bir arıza oldu, dereye su bıraktılar. Herkes koşup derenin kenarına indi. Köyümüz insanları bu konuda maalesef yeterince duyarlı değildi. Ama kuruyunca gerçeği anladılar. Şimdi yukarıda başka bir santral daha planlanıyor” diye konuştu. Başköy sakini İsmail Baltacı endişeli: “Komşu köyde dere kurudu. Bizim köyde de santral planlıyorlar. Devlet tüm imkânlarını kullansın, olmazsa gelsin bizim suyumuzu alsın. Enerji için alınacak birçok önlem varken, gelip bizim köyün suyunu almaya kalkıyorlar. ”
Derenin kurumasından ilk gününde etkilenen biri var. O da Gürgen deresi üzerinde alabalık çiftliği bulunan İlyas Peçe. Peçe, 800 bin lira harcayarak kurduğu alabalık çiftliğinin tehlikeye girdiğini ve artık bazı havuzlara su veremediğini söyledi.
Balık çiftliği zorda
Dere suyunu kullanma bedeli olarak yıllık 500 lira ödediğini ifade eden Peçe, santral inşaatının faaliyete geçmesi sonrasında bunun da 2 bin liraya çıkarıldığını anlattı:
“Bu ‘çiftliği kapat’ demek oluyor. Tarım Bakanlığı bana üretim izni verdi. Yani beni destekliyor. Ama santral nedeniyle dereyi kuruttular. Su artık iyice azaldı. Bazı havuzlara su veremiyorum. Enerji şirketi sahipleri para kazanacak diye bize ‘bu sudan elinizi çekin’ diyorlar” ifadesini kullandı.
Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan’ın verdiği bilgiye göre Doğu Karadeniz’de 700 kadar hidroelektrik santral projesi planlandı. 145’inin yapımına başlandı ve bazıları tamamlanarak deneme üretimine geçti. Bu santrallara karşı 65 iptal, yürütmeyi durdurma ve ÇED iptali istemiyle dava açıldı. 29 davada mahkemeler yürütmeyi durdurma ve ÇED raporlarının iptali yönünde karar verdi.
Bir Yorum
N.Gündoğdu
Ülkemiz 65 yıldır İMF ve Dünya Bankası baskıları ile sanayileşmesine engel olunmuş,tarımı yok edilmeye çalışılmış,borç tuzağına düşürülmüştür.Heşeye rağmen temeli Atatürk tarfından atılan,bağımlı da olsa sanayileşme var,buna bağlı olarak elektrik ihtiyacı artmaktadır.Mevcut elektrik üretimimizin yarısını doğalgazdan elde ediyoruz.Ülkemizde baca tütmesine müsade etmeyen emperyalistler bağımlılıktan kurtulma,yerel kaynak kullanma çabalarımızı da engelleleye çalışmaktadırlar.Bunun için çevrecilik silahını kullanmaktadırlar.”Su insanlığın ortak malıdır”gibi kandırmacalar ile ulusal kaynaklarımızı değerlendirmemizin önüne geçmeye çalışmaktadırlar.Bu çalışmalarda maalesef Atatürkçü kadroları kullanmaktadırlar.Bu protestolar,Atatürk gibi,hayatını ülke kalkınmasına adamış bir lidere dayandırmak ona haksızlık ve Atatürk’ü anlamamak anlamına gelmektedir.