Karaburun Yarım adasında yaşayanlar yıllardır çevreyi yok eden şirketlere karşı mücadele veriyor.Yıllarca balık çiftliklerinin denizlerini kirletmesine karşı çıktılar,mıcır ve mermer ocaklarının ormanlarını talan etmesini engellemeye çalıştılar.Şimdi de “enerji ihtiyacı,temiz enerji v.b” bahanesiyle inşa edilen RES’lere karşı mücadele etmeye çalışıyorlar.
Mordoğan’dan Karaburun’un dağ köylerine kadar RES kurulması planlanıyor. İlk olarak da Yaylaköy de RES kurulmaya başladı. Enerji Bakanlığı, Çevre ve Ormancılık Bakanlığı’nın onayıyla ormanlar tahrip ediliyor.”ÇED raporuna gerek yoktur” denilerek RES’lerin bulundukları alanlardaki değerli tarım arazilerini ve meraları tahrip edip yok etmesine göz yumuluyor. Karaburun Yarımadası’nın doğal yapısı doğal zenginlikleri, ekosistemi ve biyolojik çeşitliliği RES’lere feda ediliyor.Bölgenin simgesi haline dönüşmüş ve yöre halkının başlıca geçim kaynaklarından biri olan keçi yetiştiriciliği ve zeytinciliği tümüyle zarara uğratılıyor.Zeytin zararlılarına karşı doğal zirai mücadele ilacı olan yarasaların yok edilmesinin önü açılıyor.Bakanlıklar ve resmi merciler bu RES izinlerini verirken “ÇED” raporunu gerek bile duymuyorlar.Ancak tepkiler çoğalınca ve mahkemelerde “prosedür eksikliği” nedeniyle “yürütmeyi durdurma” kararı çıkmasından çekinen Ege Enerji Üretim A.Ş.(Egenda) adlı RES şirketi de “dosya belgesini tamamlamak amacıyla “ÇED raporu gerekli değildir” belgesini aldığı yatırımlarını halka anlatmak için “halkın bilgilendirilme toplantısı” adı altında 9 Kasım’da Mordoğan ve Yaylaköy’de toplantı yapmaya çalıştı.
Mordoğan’da sabah saat 10.00 da düzenlenmesi planlanan toplantıya Karaburun Yarımadası’ndaki çevre katliamlarına karşı mücadele etmek için Karaburun ilçesinde yerleşmiş toplumsal olaylara ve ekolojik sorunlara duyarlı kişi ve kurumlardan oluşan bir yapılanmanın kurduğu “Yarımada Ortak Yaşam Platformu (YOYAP)” üyeleri ile Karaburun Kent Konsey üyeleri,Kösedere köyü ve Eğlenhoca köyü katılımcılarının da aralarında bulunduğu topluluk toplantının yapılacağı yere gelerek “Halkın bilgilendirilme” toplantısının yapılmasını engellediler. Egenda firması ikinci “halkı bilgilendirme toplantısı”nıda aynı gün Yaylaköy de saat l3.00 da düzenlemek istedi. Yaylaköy’ deki tüm yaşayanların yanı sıra ,Parlak köyü ve Salman köyü katılımcıları ile birlikte Yarımada Ortak Yaşam Platformu ve Karaburun Kent Konseyi üyelerinin, protestosu ile karşılaşan firma yetkilileri toplantıyı yapamadan köyü terk etmek zorunda kaldılar.Eyleme desteğe gelen Karaburun belediye başkanı Serdar Yasa yaptığı konuşmada; “Taş ocağı da dahil her şeyin bu toprakların sahiplerine sorulmasının en doğru olduğunu belirterek “Yüzyıllardır bu toprakları korumaya çalışıyoruz.Geçimini zor koşullarda hayvancılıkla sağlayanlar bugün hayvanlarını satmak zorunda bırakıldı,RES’ler hele bir çalışmaya başlasın, neler olduğunu o zaman hep birlikte göreceğiz.” diyerek RES’lerin vereceği zararları anlatmaya çalıştı
Yarımada Ortak Yaşam Platformu, adına konuşan Cevat Ilgaz’da “Sorunları bireysel değil,tüm köyler bir arada ve hep beraber çözmeliyiz.Çünkü burası bizim yaşam alanımız.Belki sizleri,bizleri çekip,’artık bu köylerde yaşamayın’ diyecekler.Daha Şimdiden Mera ve yerleşim alanlarımızı tel örgülerle çevirip “inşaat sahasıdır “deyip girmemizi yasaklamaya başladılar.Ve daha da ileri giderek kimlik sormaya başladılar.Bizleri daha çok para kazanmak uğruna buradan göndermek isteyecekler,Bu toprakların gerçek sahibi burada yaşayanlardır.Bizleri doyuran yaşam alanlarımızı kimseye terk etmeyiz,mücadeleyi bırakmayacağız.” dedi.Ilgaz,”Yarımada da sermaye tarafından havaya,toprağa ve denize saldırıların devam ettiğini “Temiz Enerji” adı altında yutturulmaya çalışılan RES’lere,taş ocaklarına ve balık çiftliklerine karşı Karaburun Yarımadası’nda yaşayanların ortak mücadelelerinin süreceğini belirtti.