Uşak Kışladağ’da bulunan altın madeni ile madenle ilgili açıklamaları nedeniyle, Eşme-İnay Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalı hakkında açılan dava protesto edildi.
Uşak İnay köylüleri, Eşme-İnay Vicdan Hareketi üyeleri, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Doğa İçin El Ele grubu, Yarımada Çevre Platformu, Balıkova Çevre Platformu ve Efes Çevre Derneği üyelerinin oluşturduğu protestocular, TBMM Dikmen Kapısı önünde, “Siyanürlü altın için toprağımızı, suyumuzu, aşımızı ve canımızı zehirlemeyin”, “Mahkeme kararına uyulsun, siyanürlü maden kapatılsın” ve “Emperyalist Maden Yasasına Hayır” yazılı dövizler taşıdı. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras da TBMM Dikmen kapısına gelerek, eylemcilere destek verdi.
EGEÇEP Yürütme Kurulu Üyesi Arif Ali Cangı, burada yaptığı açıklamada, Uşak’ta bulunan Kışladağ’da yaklaşık 2,5 yıldan bu yana siyanürlü yığın linci yöntemiyle altın madeni işletildiğini belirterek, çevre sağlığı ve canlı yaşamının tehlikeye atıldığı yönündeki bilimsel uyarıların dikkate alınmadığını söyledi.
Kışladağ’da altın madeni işletilmesinin, işletme sırasında ve sonrasında önemli çevre kirlenmelerine yol açacağını, yörenin doğal yapısının geri dönüşü olmayacak şekilde bozulacağını ifade eden Cangı, “Havamız, suyumuz, toprağımız geri dönüşsüz olarak kirlenecektir. Hukukun üstünlüğü ilkesi, çevre sağlığı ve canlı yaşamı, maden ocağını işleten şirketin karına feda ediliyor” dedi.
Yargılanan vicdan hareketidir
Madeni işleten şirket tarafından, hakkında tazminat davası açılan Eşme-İnay Vicdan Hareketi Sözcüsü Muammer Sakaryalı da aslında davada yargılananın kendisi olmadığını, İnay Vicdan Hareketi olduğunu söyledi.
Suyuna, toprağına, tohumuna, canlı yaşamına sahip çıkan insanların susturulmak istendiğini söyleyen Sakaryalı, “50 milyarlık değil, 500 milyarlık tazminat davası da açsalar, üzerimize tankları, silahlarıyla da gelseler toprağımızı, suyumuzu, canlı yaşamını savunmaya devam edeceğiz. Toprağımızı, suyumuzu, canlı yaşamını feda ediyorlar, ondan sonra da (yurtseveriz) diyorlar. Hadi oradan” diye konuştu.
ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras da “Siyanürlü şirketin çıkarlarına itibar etmeyenlerin”, Türkiye’nin geleceğini, havasını, suyunu savunduğunu söyledi.
“Açılan dava hem suçlu hem güçlü olma davasıdır” diyen Uras, herkesi siyanürle altın çıkarılmasına karşı olanlara destek vermeye çağırdı. Daha sonra protestoculardan biri, bestelediği “Siyanürlü altın istemiyoruz” adlı türküyü söyledi.
20 Kasım 2008 -turnusol.biz
Bir Yorum
ahmet
Size durup dururken tazminat davası açtılar öylemi? vah..vah.. vah. bir şey olmaz merak etmeyin hayıflanmayında..Ya merak ediyorum dünyada 135 yıldır aynı yöntemle altın üretilir ve 1 tane ölüm yaşanmamış ama bizim sözde çevreciler var diyo yada olcak diyo. Hangi akademik kariyerinizle bunu söylüyosunuz. Size önerim rahmetli necip hablemitoğlunun kitabını okumanız ne dolaplar dönüyor çok net anlayacaksınız.Ne güzel geliyo insanın kulağına kurt, kuş, ağaç, orman güya bütün bunlar için mücadele ediliyo külliyen yalan herkes bi çıkar peşinde senih özay denilen şahıs(avukat bergama) bu güne kadar bu işten elde ettiği rant 600 bin ytl isterseniz bi sorun kaç para kazanmış. yazacak çok şey var ama dedim ya amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek