Çiftçi bu yıl pirinçte 500 bin ton rekolte beklerken, Sezon Pirinç’in sahibi Mehmet Erdoğan, pirinçte bölge liderliğine oynayan Türkiye’nin tüm Ortadoğu ülkelerini çekmeye başladığını söyledi
Keşan’da İpsala Sınır Kapısı’nın yakınında uçsuz bucaksız bir pirinç tarlasındayız. Yer yer dumanların yükseldiği bu dümdüz arazide tek duyulan makinelerin sesleri. Bir haftadır çalışan makineler 18 köyün 65 bin dönümlük tarlasının henüz bin dönümünün hasadını bitirdi. Türkiye’nin pirinç ihtiyacının yüzde 50’sini karşılayan Trakya’da nisan ayında başlayan ve çok zorlu geçen çeltik ekiminde 120 günlük bekleyiş sona erdi. Şimdi hasat zamanı…
Biz de Sezon Pirinç’in bögeyi tanıtmak ve pirinçteki iyi gidişi göstermek amacıyla gerçekleştirdiği ‘Beyaz Geceler Hasat Yolculuğu’ için Edirne İpsala’dayız. Rekoltenin iyi olması nedeniyle yüzü gülen çiftçi, harıl harıl çeltiği kurutup fabrikalara gönderme telaşında. Bu yıl Türkiye genelinde çeltik ekimi yüzde 10 artarak 1 milyon dekara ulaşmış. Beklenen pirinç rekoltesi 450-500 bin ton. Türkiye’nin tüketimi ise 600 bin ton.
Dünyada pirinç fiyatı artabilir
Rekoltenin iyi olması sektörü de memnun ediyor. Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, bu durumu “Türkiye için ihracat kapısı aralandı” sözleriyle yorumluyor. Türkiye’nin pirinçte bölge liderliğine oynadığını, Mısır’ın ihracatı yasaklamasıyla pirinçte yüzde 100 dışa bağımlı olan Suriye, Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinin Türkiye’ye yöneldiğini söylüyor.
Rekoltenin artması sayesinde Türkiye’nin ithal ettiği ürünü ihraç ederek (re-export) bu ülkelerin pirinç piyasasına hakim olmaya başladığını anlatan Erdoğan, ciddi bir tarım politikası uygulanır ve stratejik hedef haline getirilirse pirinçte ihracatçı ülke olma potansiyelinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Erdoğan, “Türkiye pirinç işlemede bölgenin en önemli ülkesi. Özellikle dahilde işleme kapsamında sağlanacak kolaylıklarla Ortadoğu pirinç ticaretinde hâkim duruma geçebiliriz” diyor.
Mehmet Erdoğan’ın verdiği bilgilere göre, Türkiye’nin en fazla pirinç ithal ettiği ülkeler arasında ABD, Mısır, İtalya, Rusya, Uruguay ve Pakistan yer alıyor.
Buğday ve mısır gibi ürünlerde yaşanan fiyat hareketlerinin de pirinç fiyatlarını etkilemesi kaçınılmaz. Türkiye’nin pirinç ithal ettiği ülkelerden biri olan Mısır’ın pirinç ihracat yasağını Ekim 2011’e kadar uzatması da pirinç fiyatları üzerinde etkili rol oynayacak. Dünyadaki gıda krizi ve küresel ısınmaya bağlı olarak tarım sektörünün önemi eskiye oranla birkaç kat daha arttı. Perakende, turizm ve finans kesimlerinde yoğunlaşan yabancı sermaye yatırımları hızla tarım sektörüne kaymaya başladı. Birleşmiş Milletler verileri, son 3 yılda 30 milyon hektarlık tarım arazisinin yabancı sermaye tarafından satın alındığını veya kiralandığını gösteriyor.
Dünya Gıda Örgütü istatistiklerine göre de, dünyada 2.7 milyar hektar tarım arazisi bulunuyor. Ancak, bunun sadece 1.5 milyar hektarlık bölümü değerlendiriliyor. Geriye kalan ve daha çok güney yarımkürede yer alan 1.2 milyar hektarlık alan yabancı yatırımcının iştahını kabartıyor.
İlaç zehir gibi vücudumuzu yakıyor…
Pirinç sofralara gelmeden önce oldukça zorlu bir üretim sürecinden geçiyor. Nisan ayında tarlayı hazırlamaya başlayan çiftçiler, önce tarlayı sürüyor. Bölgeye yayılma tehlikesi nedeniyle havadan ilaçlama yasak olduğu için ilaç elle toprağa atılıyor.
Bir çeltik çiftçisi, “İlaç resmen zehir gibi. Öyle bir yakıyor ki, buz gibi suyun altına giriyoruz ama vücudumuz ateş gibi yanıyor” diyor. Cebindeki hapları gösteren çiftçilerin en büyük korkusu ise, tüm zararlı böcekleri öldüren bu ilacın deri altına işlemesi nedeniyle kanser olma riski…
İlacın ardından toprağa yine elle gübre atılıyor. Tırmıklarla karıştırılan toprak suyla dolduruluyor. Ardından suya giren çiftçiler, daha önce 24 saat havuzda bekleyip, 24 saat de dışarıda çimlendirilen tohumu tarlaya saçıyor. 120 günlük bekleyişin ardından makineler devreye giriyor. Bir makine günde ancak 35-40 dönüm sürüyor. Çiftçiler, çeltik anızını yakmanın bir zararı olmadığını, bu nedenle jandarmanın göz yumduğunu savunuyor. Kamyonlara doldurulan çeltikler, kurutma işlemi için ya yere seriliyor ya da kazanlara konuluyor. Kazanlar kömür ya da mazotla ısıtılıyor.
Nem oranı yüzde 15 seviyesine inen çeltik fabrikalara gönderiliyor. Fabrikada önce taş toprak ayıklanıyor. Ardından üç ayrı makinede pirincin üzerindeki kepek alınarak beyazlatılıyor.
Kaynak : Radikal – 8 Ekim 2010