Haber : Şirin Avcı –Denizli’nin Sarayköy ilçesinde jeotermal sondaj kuyusunun patlaması sonucu 29 Nisan Pazartesi başlayan çeşitli kimyasallar içeren sıcak su, buhar, gazlar ve akışkanların çıkışı günlerdir devam ediyor.
Jeotermaller yalnızca bölgedeki bitki ve hayvanlara zarar vermekle kalmamakta toprağı ve yeraltı su kaynaklarını zehirlemekte, küresel ısınmaya neden olmakta.
6 Mayıs Pazartesi günü de Büyük Menderes İnisiyatifi üyeleri Sarayköy’de Ziraat Odası ve Sarayköy Belediye Başkanı ile görüşmüştü. Kuyuyu kapatma çalışmaları sürerken yakın çevrede evleri olan vatandaşlar gürültü ve kokudan şikâyetçi. Evrensel’in haberine göre, Belediye Başkanı Mehmet Salih Konya, kendisinin konunun uzmanı olmadığını ancak sağlık müdürlüğü ve çevre il müdürlüğünden aldığı bilgilere göre sızan gazın zehirli olmadığını beyan etti.
Bununlar birlikte koku rüzgara göre, Sarayköy içine Gerali köyüne, Duacılı mahallesine, İzmir-Denizli asfaltına yayılıyor. Çevre sakinleri “Çürük yumurta kokusundan daha fena, boğazımız ve gözümüzü acıtıyor. İlk günü arazimizden sesi duyduk. Giderek video çektik. Belediye başkanı ile görüştük.” dediler.
Duacılı halkı da çok kötü koku geldiğini, Sarayköy sakinleri sesten ve kokudan uyuyamadıklarını bazılarının Sarayköy’deki evlerindeki kokudan ve sesten rahatsız olduklarından Denizli de ikamet eden akrabalarında kaldıklarını ifade ettiler.
Bu gelişmeler yaşanırken valilik ve kaymakamlıktan halen resmi açıklama gelmedi.
Durum bugün Denizli’de yapılan kitlesel basın açıklamasıyla protesto edildi.
Büyük Menderes İnisiyatifi Sözcüsü Mustafa Çallıca tarafından okunan basın açıklaması şöyle:
“Denizli Sarayköy – Babadağ yolu üzerinde Gerali ve Sakarya Mahallesi yakınlarında 29 Nisan 2024 Pazartesi günü öğle saatlerinde Jeotermal Enerji Santrali (JES) için açılan kuyunun sondaj çalışması sırasında patlamasıyla ortaya çıkan çeşitli kimyasallar içeren sıcak su, buhar, gazlar ve akışkanlar püskürerek havayı, suyu, toprağı ve yaşam alanlarını tehdit etmektedir.
Patlayan kuyudan içerisinde hidrojen sülfür ve karbondioksit gazı, bor, kadmiyum gibi ağır metal elementleri de içeren akışkan, gürültülü bir şekilde ortama yayılmakta ve bu durum 9 (dokuz) gündür kontrol altına alın(a)mamaktadır.
Patlayan kuyudan çıkan akışkanlar en verimli tarım alanlarını, sebze/meyve bahçelerini ve halkın sağlığını halen tehdit etmektedir. Akışkanların sıvılaşan kısmı kirli su olarak toprakları da kirletmektedir. “
“Bilim insanları ve uzmanlar JES’lerdeki yer altından çekilen akışkanların bir damlasının bile doğaya bırakılmasının tehlikeli olduğunu söylemektedirler. Buna rağmen bugüne kadar Sarayköy Kaymakamlığı, Denizli İl Sağlık Müdürlüğü veya Denizli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’nden konuyla ilgili tek bir açıklama yapılmamıştır.
Hidrojen sülfür gazına bağlı oluşan çürük yumurta kokusu ile ağız, burun ve gözde oluşan tahrişlere ek olarak akışkanın fışkırması sonucu ortaya çıkan gürültü ve sonrasında oluşabilecek halk sağlığı sorunlarının belirsizliği halkın huzursuzluğunu, kaygısını her geçen gün artırmaktadır.
Kuyunun patlaması ile başlayan tehlikeli süreç kuyunun kapanmasıyla asla bitmeyecektir. Hava, su ve toprağa karışan kimyasalların yaşam alanlarına etkisi aylarca hatta yıllarca devam edecektir ve geriye dönülemeyecek zararlar oluşacaktır.
Bu nedenle bölge uzun süre bilimsel ve teknolojik çalışmalarla ilgili yasalar çerçevesinde takip edilmeli ve kamuoyu düzenli olarak bilgilendirilmeli, vatandaşın kısa süreli zararı başta olmak üzere orta ve uzun vadede zararlarının tazmin edilmesi yönünde gerekli adımlar atılmalıdır. Ayrıca bu JES’in kurulum aşamasından bu yana ihmalleri olan işveren ve kamu yetkilileri hakkında soruşturma açılmalı gerekli cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.”
“ Patlama öncesi mevcut halleri dahi bereketli Ege topraklarını yok etmekte olan, bölgede üretimi yapılan ve halkın büyük bir oranda geçim kaynağı olan incir, zeytin vb. birçok ürünün rekoltesinin düşmesine neden olan, ayrıca yapılan araştırmalara göre artan kanser vakalarıyla da ciddi halk sağlığı sorunlarına neden olan bu kurulu ve hali hazırda kurulması planlanan JES’lerin Ege Bölgesi başta olmak üzere tüm ülke coğrafyasından sökülmesi doğa, canlı yaşamı ve kamu yararı için elzemdir.
Tüm bu çevre kirliliği ve ekolojik yıkımların önüne geçilmesi için TBMM’ni anayasal görev ve sorumluklarını yerine getirmeye, bununla ilgili bir ‘yurttaş ekokırım yasası’nın hazırlanıp hayata geçirilmesi için acilen harekete geçmeye davet ediyoruz. Ayrıca yaşananlarla ilgili olarak kamuoyunun yetkililer tarafından bilgilendirilmesini talep ediyoruz. “
Açıklamaya çeşitli demokratik kitle örgütleri destek verdiler.