Tarım sektörü çok önemli ve önemi ölçüsünde de girift bir sektör.
Girift sözünden muradım tarım dışı sektörler için kullandığımız teorik analiz aletlerinin büyük çoğunluğunun tarım ekonomisi için geçerli olmaması; tarım konusunda yorum yapanların ifadelerinin büyük ölçüde anlamsızlığı kanımca bu ayırımın bilinmemesinden kaynaklanıyor.
Tarım sektörü ülkemiz Türkiye için AB üyesi ülkelerin çoğundan daha önemli zira milli gelirin yüzde onuna yakın bir bölümü hala bu sektörde üretilir iken nüfusun yüzde otuzu, istihdamın dört buçukta biri hala bu sektörde.
Elimizde 2002 ve 2008 yıllarına ilişkin Dünya Bankası kaynaklı istatistikler var; istatistikler tarım sektörü hacimli olan ülkelerin tarımsal üretim büyüklükleri ile ilgili.
2008 senesinin temel alınması mukayeseyi krizin etkilerinden bir ölçüde kurtarabilmek için.
2002 senesinde Türkiye dünyanın on birinci tarımsal üretim ülkesi ve üretim değeri yaklaşık 24 milyar dolar.
ABD, Çin ve Hindistan gibi büyük tarımsal üretim ülkelerini saymıyorum ama 2002 senesinde Fransa (35 milyar dolar), İtalya (28 milyar dolar), İspanya (25 milyar dolar), Brezilya (29 milyar dolar) gibi ülkeler bizim önümüzdeler.
2008 senesine gelindiğinde ise Türkiye’nin tarımsal üretim değeri açısından dünyada sekizinci ülke konumuna yükseldiğini görüyoruz.
2002 senesinde yaklaşık 24 milyar dolar olan tarımsal üretim 2008 senesinde 57 milyar dolar; artış yüzde yüzden fazla.
Ancak bu arada Brezilya’nın tarımsal üretim değerinin de 2002 ve 2008 seneleri arasında 29 milyar dolardan 113 milyar dolara yükseldiğini vurgulamadan geçmeyelim; sendikacı Başkan Lula’nın Brezilya’da büyük bir tarısal başarının altına imza attığı ortada.
Ancak, bizim de hakkımızı yemeyelim zira 2002 ve 2008 seneleri arasında Türkiye tarımsal üretim değeri açısından Fransa, İspanya ve İtalya’nın önüne geçiyor.
Türkiye’nin 2008 tarımsal üretim değeri 57 milyar dolar iken Fransa’nın 56 milyar dolar, İspanya’nın 48 milyar dolar, İtalya’nın ise 45 milyar dolar.
Tarım ekonomisinden birazcık çakanlar bu istatistiklerin anlamsız olduğunu zira bu analizde tarımsal çalışan sayısının mukayesede yer almadığını söyleyebilirler.
Kulağıma gelir gibi olan bu itiraz aslında çok da doğru değil, zaten yukarıdaki satırda “birazcık çakanlar” tabirini kasten kullandım zira 2002 ve 2008 seneleri arasında Fransa, İtalya ve İspanya’da tarım sektöründe istihdam edilenlerin sayısı adeta sabit iken bizde özellikle 2002 ve 2008 arasında ciddi bir düşüş var yani Türkiye daha az tarım çalışanı ile tarımsal üretimde nispi bir ilerleme kaydediyor ve bu üç AB ülkesini geride bırakıyor.
Doğrudur, Türkiye’de, 2008 itibariyle, 57 milyar dolarlık tarımsal üretimi beş milyon tarım çalışanı, Fransa’da ise yine yaklaşık 56 milyar dolarlık tarımsal üretimi 1.2 milyon tarım çalışanı üretmektedirler, yani arada hala çok büyük bir verimlilik farkı mevcuttur.
Söz konusu verimlilik farkını kapatmanın da yegane yolu bizim ülkemizde arazi toplulaştırma çalışmalardan geçmektedir.
Tarım, üzerinde negatif anlamda en fazla popülizmin yapılabildiği bir alan ama son senelerde bu sektörde önemli iyileştirmeler yaşanıyor.
Dolar kurunu mukayese için uygun kabul edersek, Türkiye’nin tarımsal üretim değerinde Fransa, İspanya ve İtalya’yı sollaması çok önemli bir gelişme.
Kaynak : Samanyoluhaber