Güngör Uras
Hükümet tarafından 10 Ocak 2008 tarihinde açıklanan eylem planında, “Tarımsal destekleme uygulamaları gözden geçirilecek, tarım sektörünün rekabetçi bir yapıya kavuşmasına katkıda bulunacak şekle dönüştürülecektir” ifadesi yer aldı.
Başbakan Sayın Erdoğan yaptığı açıklamada, “Tarımda uygulanan Doğrudan Gelir Desteği’nin (DGD) bu yıldan itibaren kaldırılacağını, 2007’den kalan ödemelerin yapılacağını, 2008 için ise araziye değil ürüne destek verileceğini” ifade etti.
Eylem planının açıklamasının üzerinden uzun süre geçmesine karşın, DGD’nin kaldırılmasından sonra tarım desteklerinin nasıl sürdürüleceği konusunda bir çalışma başlatılamadı.
Tarım desteğinde belirsizlik
1999 yılında IMF ile imzalanan stand-by anlaşması ve 2001 yılında Dünya Bankası ile imzalanan “Tarım Reformu Uygulama Projesi” hükümleri gereğince, verime, ürüne ve üretime bağlı olmadan, toprak sahibine dekar başına belli bir DGD ödemesi yapıldı. DGD uygulaması, üreticiyi üretimden kopardı…
Bizde tarım desteğinin tek kaynağı bütçe. 2007 yılı tarım desteği bütçesi 5.5 milyar YTL idi, 2008 yılı bütçesi 5.4 milyar YTL olarak belirlendi.
Tarım desteklemelerinde sorun, ödemelerin gecikmesi. 2007 yılında tarım destekleme ödeneklerinin tükenmesi sonucu yapılması gereken ödemeler.
Destek ödemeleri gecikti
2008 yılına sarktı. 2008 yılında Doğrudan Gelir Desteği uygulamasına son verileceğinden, 2008 yılı bütçesine bu amaçla konulan ödenekle geçmiş borçlar ödenecek.
Hükümetin mazot, gübre, hayvancılık desteği konularında, ürünler itibariyle belirlenen destekler konularında verilmiş sözleri var. Bu sözler uygulamaya nasıl dönüştürülecek?
Bunlar belli değil. Bu belirsizlik tarım kesiminde talebi olan, rekabet gücü olan doğru ürünlerde artışa imkân vermiyor. Tarımda gelir gerilemesi, arazinin boş kalması ve tarımdan göç gibi sorunlar çözülemiyor.