Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Temsilciliği tarafından hazırlanan “Türkiye’de Gezici ve Geçici Kadın İşçilerin Sorunları” raporunda, mevsimlik tarım işçilerinin gittikleri yerlerde naylon çadırlarda kaldıkları, tuvalet ve su ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için sıtma gibi hastalıklara yakalandıkları belirtildi. Raporda, “Yeterli beslenemeyen işçiler, güvenceleri olmadığı için hastaneye de gidemiyorlar. Günlük 5-7 YTL arasında para kazanan işçiler, bazen güvenlik nedeniyle illere alınmıyor, kadınlar eziliyor, çocuklar okuyamıyor” denildi.
TEK BAŞINA SEYAHAT EDEMİYORLAR
Tarımla uğraşan kesimin kendi bölgesinde yeterli geliri elde edememesi nedeniyle başka bölgelerde çalışmak zorunda kaldığının belirtildiği raporda, 1990’h yıllardan sonra köylerin boşaltılmasıyla, kent merkezlerine gelen köylülerin de mevsimlik işçilerin sayısını arttırdığı ifade edildi.
Dul kalmış ya da yalnız yaşayan kadın işçilerin tek başlarına seyahat edemediklerinin belirtildiği raporda şunlar kaydedildi: “Yasalardan çok geleneklerin koyduğu yasaklara uyum gösteren kadın işçiler, erkek kardeşleri, kayınbiraderleri ya da erkek çocuklarının himayesi olmadan araçlara binemiyorlar. Kadınlar, çok yakın akrabaları dışında 15 yaşın üstündeki bireylerden oluşan başka ailelerle birlikte seyahat etmiyor. Dinsel kurallar gereği birlikte bulunması sakıncalı olan bireylerin de ailelerle birlikte seyahat etmeleri söz konusu olmuyor”. Tarımla uğraşan ailelerde yapılacak işler konusunda erkek ve kadın açısından geleneklere dayalı bir iş bölümü olduğunun ifade edildiği raporda şu gözlemler yer aldı: “Kadının hangi işleri yapacağı ve ne zaman yapacağı genellikle önceden belirleniyor ve titizlikle uygulanıyor.
‘DİNLENMEK TEMBELLİKTİR’
Kadınlar için dinlenmek tembelliğin simgesi olarak kabul ediliyor ve mevsimlik tarım işçiliği için gidilen yerlerde, iş yükünün büyük bölümünü kadınlar üstleniyor. Kendi memleketlerindeki yorucu tarım işçiliğinin ardından çadır koşullarında yemek hazırlama, temizlik, çocuk bakımı, giyeceklerin hazırlanması, su temini gibi işler de kadının sorumluluğunda tutuluyor”. Çocukların tarlalarda yetersiz beslenme ve sağlık sorunlarının yaşandığı şartlarda çalıştırılarak eğitimden mahrum bırakıldıklarının belirtildiği raporda, “Tarım sezonunun, eğitimin başladığı aylara denk gelmesi aileyi ikilem arasında bıraksa da yaşam şartları nedeniyle çocukların da çalışması gerekiyor. Eğitimden uzak kalan çocuklar, söz konusu çalışma alanlarında hastalıklara yakalanıyor ve yaşamlarını kaybedebiliyorlar. Bu şartlarda yaşamak zorunda kalan çocukların, bütün Türkiye’de geçerli olacak bir numaralandırmaya tabi tutulmaları ve eğitim sorununun geçici eğitimle aşılması gerekmektedir” gerçeği ifade edildi.
İŞÇİLERİN SAĞLIKSIZ KOŞULLARI
Geçici ve gezici işçilerin her türlü sosyal güvenlikten mahrum kaldığının vurgulandığı raporda işçilerin sorunları şöyle sıralandı: “İşçilerin barınma yerleri ve çevrelerinde, tuvalet, banyo ve çamaşır yıkama yerleri bulunmuyor ve bu durum sağlık açısından sakıncalar yaratıyor. Çadır yerleşimleri açık alanda, uygun altyapı koşulları olmayan yerlerde kurulduğu için akrep, yılan gibi tehlikelere de korunmasız bir ortam oluşturuyor. Genellikle çadır yerleşimlerinin su kenarında olması nedeniyle yoğun sivrisinek görülüyor. Özellikle küçük çocuklar sivrisinek sokmasından olumsuz etkileniyor. İşçiler, bir yandan aldıkları ücreti biriktirme isteği ve düşük beslenme zorunluluğu, diğer yandan elverişsiz yemek pişirme koşulları nedeniyle yeterli beslenemiyor. Beslenme bozukluğuna bağlı olarak özellikle çocuklarda çeşitli hastalıklar görülüyor”.
18/09/2007 Birgun Gazetesi
ÖZLEM ZORCAN ANKARA