Tarsus-Kargılı’da yapımı planlanan bölgesel havalimanına karşı yürütmenin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesi talebiyle dava açıldı
Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Merkezi, Tarsus Kargılı’da yapımı planlanan bölgesel havaalanına karşı dava açtı.
ZMO’nun internet sitesinden edindiğimiz bilgilere göre birinci sınıf tarım arazisinin havaalanı yapımı için tarım alanı dışına çıkarılacağı gerekçesiyle önceki gün Mersin İdare Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne başvuran ZMO Genel Merkezi, yürütmenin durdurulmasını talep ediyor.
T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı aleyhine açılan ve Av. Zühal Dönmez’in vekaletiyle hazırlanan dava dilekçesi öncelikle yürütmenin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesi talebini içeriyor.
Mersin İli Tarsus ilçesi Kargılı, Karsavran, Çiçekli, Ballıca ve Çağbaşı köyleri sınırları içinde yapılacak Çukurova Bölgesel Havaalanı bağlantı yolu için Mersin Toprak Koruma Kurulu’nun 1.sınıf sulu tarım arazilerinin tarım dışına çıkarılmasına, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın da bu karara olur verdiğine vurgu yapılan dilekçede, kararın hukuka ve kamu yararına uygun olmadığı belirtiliyor.
Dilekçede, şu açıklamalara yer veriliyor:
“Bir devlet kurumu olan Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından sulama tesisleri kurulmuş, 1.sınıf sulu tarım arazisi olan tarlaların üzerine Çukurova Bölgesel Havaalanı yapılmasına karar verilmiştir. Toprak Koruma Kurul Kararı ile Bakanlık onayının örnekleri tarafımızda yoktur. Bu nedenle dava konusu tarih sayısını belirttiğimiz kararın davalı Bakanlıktan istenmesini talep ediyoruz.
Devlet Su İşleri 6.Bölge Müdürlüğü, projeye konu olan 800 dekarlık alanın ‘birinci sınıf tarım arazisi’ olması nedeniyle itirazda bulunmuştur. DSİ, Kargılı köyü ve civarının birinci sınıf tarım arazisi olduğunu, yörede sulu tarım yapıldığını, sulu tarım için kurum tarafından önemli yatırımlar yapıldığını belirtmektedir.
Söz konusu yatırım için tarım dışına çıkarılan arazilerde tarım yapılamayacaktır. Yatırımın çevreye zarar vereceği konusu bir yana, en verimli toprak türü olan bu arazilerde tarım yapılamaması gerçeği yeterince ürkütücüdür. Davalı İdarenin neden daha az verimli ya da verimsiz toprakları önermediği, illa da sulu mutlak tarım arazisini bulduğu ayrı bir konudur. Ne yazık ki ülkemizde olması gerekene göre değil, talep edenin isteği ve gücüne göre kararlar alınmaktadır. Toprak yeniden üretilebilen bir madde değildir ve daha duyarlı idari kararlar alınmasını arzu etmekteyiz. İptale konu işlemler ile söz konusu arazinin tarım dışı kullanıma açılması Anayasaya aykırıdır.
Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını düzenleyen 5403 Sayılı Kanunun 13.maddesinde, mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin tarımsal üretim amacı dışında kullanılamayacağı belirtilmiştir. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla; savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı, petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri, ilgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri, bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar için bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir.
İptale konu karar ile birlikte sözkonusu sulu mutlak tarım arazilerinin tarım dışı kullanıma açılması sonucu telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağı muhakkaktır, bu nedenle acilen Yürütmenin Durdurulmasına karar verilmesini talep etmekteyiz.”
Kaynak : Yeni Adana – 8 Kasım 2010