Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu ( Çiftçi-SEN) 21 Mayıs 2008 günü Ankara Valiliği’ne kuruluş başvurusunu yaptı. Çiftçi Sendikalarını kuruluş başvurusunda Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Gökhan Günaydın, Tarım Orkamsen Genel Başkanı Yücel Gül, ÖDP MYK üyesi Hamiyet Kızıler, Ekoloji Kollektifi’nden Av.fevzi Özlüer,Av.E.Baturay Altınok ve Emekli-Sen’den Ali Sürücü çiftçilerin yanındaydılar. Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu ÇİFTÇİ-SEN’in yaptığı görev dağılımı ve Basın Açıklaması aşağıdadır.
Üzüm Üreticileri Sendikası- (ÜZÜM-SEN), Tütün Üreticileri Sendikası – (TÜTÜN-SEN), Fındık Üreticileri Sendikası (FINDIK-SEN), Ayçiçeği Üreticileri Sendikası (AYÇİÇEK-SEN), Hububat Üreticileri Sendikası – (HUBUBAT-SEN), Çay Üreticileri Sendikası – (ÇAY-SEN), Zeytin Üreticileri Sendikası (ZEYTİN-SEN) olarak, kısa adı ÇİFTÇİ-SEN olan Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu kurma kararı aldık. Bu amaçla Konfederasyon Kurucu Yönetim Kurulumuzu oluşturduk. Kurucu Yönetim Kurulu’nun görev dağılımı aşağıdadır.
ÇİFTÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU
KURUCU YÖNETİM KURULU
1. Abdullah AYSU – Genel Başkan
2. Ali Bülent ERDEM- Genel Sekreter
3. Adnan ÇOBANOĞLU – Genel Örgütlenme Sekreteri
4. Halim TELLİOĞLU – Genel Mali Sekreter
5. Kutsi YAŞAR – Genel Eğitim, Basın ve halkla İlişkiler Sekreteri
6. Metin USLU- Genel Hukuk İşleri ve Sözleşmeli Üreticilik Sekreteri
7. Sedat DÖNMEZ- Genel sosyal ve Dış İlişkiler Sekreteri
BASINA VE KAMUOYUNA
Dünyanın yeniden yapılandırıldığı bu süreçte Türkiye tarımı tahrip ediliyor, çiftçiliği ortadan kaldırıp yerine şirket tarımcılığını ikame edecek ekonomik, sosyal, politik adımlar atılıyor. Oysa tarım bir kültür ve yaşama biçimidir. Şirketlere bırakılamayacak kadar hem üreticiler hem de tüketiciler için yaşamsal önemdedir.
1980’li yıllardan bu yana, önce IMF ve Dünya Bankası (DB) programlarında, sonra da Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kural ve normları aracılığıyla azgelişmiş ülkelere kabul ettirilmeye çalışılan politikalar; tarımsal ürün ve girdi piyasalarındaki destekleme alım, destekleme ve sübvansiyon gibi müdahalelerin tasfiyesidir. Bu tasfiye aslında çiftçilerin tasfiyesi anlamına gelmektedir.
Çiftçiler hakkında alınan bu kararlar bilindiği gibi adına alına gelmektedir. Çiftçiler adına bu kararlar alına gelinirken haklarının mücadelesini verecekleri bir örgütlülükleri yoktur.
Çiftçiler olarak çıkarlarımızı ulusal ve uluslar arası kurumlar, şirketler ile diğer yapılar karşısında korumak ve geliştirmek amacıyla çeşitli tarihlerde ürün bazında yedi sendika kurmuştuk. Bunlar; Üzüm üreticileri Sendikası, Üzüm-SEN, tütün Üreticileri Sendikası, TÜTÜN-SEN, Fındık Üreticileri Sendikası, FINDIK-SEN, Ayçiçeği Üreticileri Sendikası, AYÇİÇEK-SEN, Hububat Üreticileri Sendikası-HUBUBAT-SEN, Zeytin Üreticileri Sendikası, ZEYTİN-SEN, Çay Üreticileri Sendikası, ÇAY-SEN‘dir.
Ürün bazında örgütlendiğimiz bu yedi sendikamızla birlikte aşağıda belirlediğimiz konularda daha güçlü bir şekilde hak arama mücadelemizi sürdürmek için Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu-ÇİFTÇİ- SEN çatısı altında birleşmeyi kararlaştırdık ve Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu’nu kurduk.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu olarak;
• Artık destekleme alımları yapmayan ve destekleme alım fiyatı açıklamayan kamunun yerine çiftçiler için referans fiyatları belirleyip açıklamak ve gerçekleşmesi mücadelesini vermek,
• Çiftçilerin haklarından yana politikaların belirlenmesinde etkin olmak,
• Çiftçilerin üretim aracı olan toprak ve suyun kirletilmesine karşı etkin hukuksal ve demokratik mücadele vermek,
• Çiftçilerin mesleklerini sürdürmelerine engel oluşturan tohumun şirketlerin egemenliğine geçmesi ve doğa, toprak, su ile insan sağlığını riske eden endüstriyel tarım modelinin alternatifi olan organik köylü tarım modelinin uygulanabilmesini savunmak ve gerçekleştirmek,
• Çiftçiler için gerekli olan Tarım Sigortası Yasası’nın çiftçilerin çıkarına yeniden düzenlenmesini sağlamak,
• Tüccarın vurgunculuğu ve dolandırıcılığına karşı çiftçileri koruyacak etkin bir yasanın çıkarılma mücadelesini vermek,
• Kamunun tarımcıyı koruyucu, çiftçilere öncü, eğitici ve öğreticilik yapmasını sağlamaya yönelik demokratik mücadele yürütmek,
• Çiftçilerin, eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulmasını sağlamak,
• Sözleşmeli çiftçiliğe mecbur edilen çiftçilerin adına sözleşme yapmak ve çiftçilerle sözleşme yapan işveren durumundaki sanayici ve tüccarın sözleşme koşullarına uymadığında sendika üyesi çiftçilerin hakkını aramak ve korumak,
• Ve bundan böyle çiftçilerin mağduriyetine neden olacak her türden politikaların karşısında çiftçilerin çıkarlarını korumak ve geliştirmek için Çiftçi Sendikaları Konfederasyonunu kurmuş bulunuyoruz.
Saygılarımızla
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu
Yönetim Kurulu
18 Yorumlar
erol engel
HOŞGELDİNİZ
Zor bir zamanda, zor bir sorumluluk üstlendiniz…
Dünya’da tarımın bu denli değer kazandığı, ülkemizde de aksine değer yitirdiği bir ortamda milyonlarca tarım emekçisi ailenin umudu olacaksınız.
Tarım ve yaşam alanlarının yok olmaması için ayağa kalkan Kozak köylülerinin çığlığı, 7 haziran’da yapacağımız “Kozak yaylasında altın’a hayır” mitingiyle alanlara taşınacak…
Tüm tarım emekçilerini bekliyoruz.
Yolunuz açık olsun…
Bergama’dan sevgiler…
erol engel
bergama çevre platformu sözcüsü
0 555 5446002
çelebi kaplan
çiftçi sen i kutluyor,
daha yaşanılır bir dünya için verecekleri mücadelede yanlarında olacağım, geleceğimizi yok edenlere karşı el birliği ile mücadele edeceğimizi ve başaracağımıza dair inancımla selamlıyorum.
çelebi kaplan
veteriner hekim
cihanbeyli konya
0535 777 03 65
Kadir Dadan
Tebrikler hepinize.
Köy ekonomisi üzerine beraber çalışmak dileğiyle,
Başarılar…
Kadir Dadan
0505 403 88 68
Arif GÜLER
Bu ülkenin en fakir en örgütsüz kesimi olan çiftçilerimizin örgütü ÇİFTÇİ-SEN’e başarılar diliyor, emeği geçen arkadaşlarımızı ve yönetimi kutluyorum.
naci sönmez
sizleri karadeniz fındık üreticileri adına kutluyorum…yolunuz açık olsun,,,,,fatsa’dan dostça selamlar……
Ziya Gökerküçük
22 Mayıs günlü Edirne Hudut Gazetesinde “Köylüler Yok Edilmelidir” (aşağıda) demiştim. Ardından Çiftçi Sendikaları Konfederasyon haberi geldi. Sevindim, mutlu oldum… Ben de zaten köylünün yok olmayıp yeniden sahaya ineceğinden umudumu hiç yitirmemiştim ve bunu da belrttirim her zaman…
Girişimcileri kutlarım…
Ziya Gökerküçük-EDİRNE
************************
KÖYLÜ YOK EDİLMELİDİR!
Cumhuriyetimiz köylülük üzerinde kurulmuştur. Günün koşulları buna uygun olduğundan bunu görmezden gelemeyiz. Yerli zengin sınıfın da olmaması nedeniyle sanayi yatırımlarını devlet yapmıştır. Şu da bir gerçektir ki, köylülük ile hiçbir toplum kalkınmamıştır, kalkınamaz. Bu nedenle de sanayi yatırımları kaçınılmazdır ve olması gerekendir. Her toplum bir süre sonra köylülüğü tasfiye etmek ve sanayi toplumunu yaratmak zorundandır. Ancak bu bir plan çerçevesinde olur.
Köylülük yok edilirken sanayi yatırımları artar ve köylülükten koparılan insanlar bu alanlara işçi veya ara eleman olarak yetiştirilir. Öte yandan tarımsal üretimin de azalmaması sağlanır. Kısacası nüfusumuzun % 50 den fazlasının köylü olarak ürettiği tarımsal üretimi nüfusun % 5–15 inin üretebilmesinin de altyapısı sağlanır. Yine kente göçmek zorunda kalan insanların eğitim, konut, iş, sağlık, kültür gibi sorunları da çözülmüş olmalıdır.
Gelişmiş ülkelerde köylü bu model ile yok edilmiştir.
İşte bizde olmayan budur. Ya ne yapıldı?
Köylü, ürettiği malların değeri düşürülerek üretimden kaçırıldı. Köyde geçinemeyen insanlar zorunlu olarak kentlere göç etti. Burada da iş bulamadı ve kent varoşları oluştu. Bu varoşlarda oluşan kalabalık, sanayide çalışanlar üzerinde de baskı unsuru oldu. Bu sayede çalışanların ücretlerindeki alım gücü düştü, sosyal kazanımlarında gerileme oldu. Çünkü işverenler ve sistem “Bak geride milyonlarca işsiz var, iş bulduğuna şükret…” düşüncesini hâkim kıldı. Bunların sonucunda da çalışanlar mutsuz olup yoksullaştığı gibi, boşta gezenler de umutsuz olup dinsel, ırksal yanlarını öne çıkardılar. Siyasi iktidarlar bu mutsuz, umutsuz, yoksul kitlelere seçimden seçime bir şeyler dağıtarak “kul”laştırdılar.
Bu kullaştırmanın oluşması için de; köylünün destekçisi olan Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri’ne destek kaldırıldı ve buralar şirketleştirildi. Bu yasayla devletin tarımı desteklemesine son verildi. (Oysa AB ülkeleri ve ABD’ de tarım en yüksek desteklenen sektördür.)
Tarımsal kredi faizleri yükseltilerek köylünün borç sarmalı büyüdü ve kredi kullanamayan köylü üretimi bırakmak zorunda kaldı. (Bu arada borcunu ödeyemediğinden cezaevine düşen köylülerin sayısı her yıl arttı ve artmakta.)
. Tarım ürünleri dış alımı çikita muz ile Özal zamanında başladı ve bugüne kadar tütün, pirinç, patates, tahıl veya diğer ürünler daha ucuza geldi.
Yıllardır uygulanan yanlış anlayışlar sonucunda 14 Mayıs Çiftçiler gününde gördüm ki benim başlıkta söylediğim zaten gerçekleşmiş. Yani köylüler yok edilmiş!
Üretim anlamında köylülüğü yok ederken, felsefe, yaşam tarzı olarak köylülüğü genişleten bir sistem 21.yüzyılda ne yapabilir ki? Tarımsal anlamda kendi kendine yeten yedi ülkeden bir olan ülkemiz bu gün kendi kendine yeter durumda değildir ve tarımsal ürünleri dışarıdan alır durumdadır. Öte yandan da felsefe olarak ortaçağ düşüncesi olan köylülük kentleri kuşatmıştır.
Denebilir ki; “Efendim köylümüz de çok tembel. Ürün çeşitliliği yaratsın. Değişik ve piyasası olan ürünleri üretmeye başlasın.” Doğru bir tespittir. Ancak ürün çeşitliliğinin yapılabilmesi için pazarın da yaratılması gereklidir. Pazarın yaratılması yetmez, ürün çeşitliliği yapabilme riskini göze alabilmek için devlet tarafından üreticinin teşvik edilmesi, desteklenmesi ve doğal piyasanın yaratılması gereklidir. Bunları yapacak olan da toplumu yönlendirenler, yönetenlerdir. Toplumsal dengeler vardır. Bunlar devletin görevleridir. Toplum mühendisleri toplumun bu tür dengelerini yaparlar ve çalışan kesimlerin de içinde bulunduğu tüm toplum kesimlerini dengeli bir işbölümüne doğru yönlendirirler. Üç beş tane dışalım şirketinin piyasasını yaratmak için yüz binlerce pancar üreticisinin ürettiği pancara göz dikmek toplum mühendisliğinin yapmaması gereken bir iştir.
Köylülerimiz oturup konuşsa ve uzmanlar, üreticiler ve yetkililer bir araya gelse umarım çok daha kolay ve anlamlı çözümler üretilecektir. Ama böyle bir umut gözükmüyor ufukta.
Dünyada köylü yok edilmelidir. Çünkü tarihsel ve sosyal gelişim böyle olması gerektiğini gösterir.
Ülkemizde köylü yok edilmelidir. Çünkü örgütsüz bir şekilde hakkını koruyamayan köylü kendisine de toplumuna da zarar vermekte ve kulluktan kurtulamamaktadır.
Her zaman ve her konuda olduğu gibi yine umudum vardır. Nisan yağmurlarının bolluğu, Mayıs ayının bereketi gibi her toplumda büyük çoğunluk kul olsa da buna karşı direnenler, arzuladıkları üretim ilişkileri üzerinden yeni bir köylülük bilinci yaratacaklardır. Doğal gelişimler geciktirilebilir ama sürekli durdurulamazlar.
Ziya Gökerküçük gokerkucuk@gmail.com
oktay
ÇİFTİ-SEN’nin kurulmasında emeği geçen arkadaşları kutluyorum.Çalışmalarında başarılar.Oktay AKGÜL Yatağan ödp
halilar Köyü Web Sitesi
Çiftçi-Sen’in kuruluşunu kutlar, çiftçi mücadelesinde yanında
olduğumuzu belirtiriz.
Umuyor ve diliyoruz ki, hitap ettiğimiz Çeltik Üreticisi
köylülerimizi de süreçte bu mücadelenin bir parçası durumuna getirmeyi
başarırız.
Kemal KILIÇ
KUTLUYORUM..BAŞARACAKLARINDAN EMİNİM.YAŞASIN EMEKÇİLERİN BİRLİĞİ VE MÜCADELESİ. TARIMDA SÖMÜRÜYE SON.
Serkan
Neoliberal politikalara karşı mücadelenizde başarılar diliyorum.
KEMAL GÖZÜYAŞLI
Tarım ve hayvancılığın yok edildiği bir dönemde sendikaların bir araya gelerek bir adım daha atmaları olumlu bir gelişme olmuştur.
Bu işe gönül vern tüm dostları kutluyor,başarılar diliyorum.
Ayvalık ÖDPden KEMAL gÖZÜYAŞLI
veysel keskiner
Tarım gibi çok sorunlu bir alanda böyle bir konfederasyonun oluşması tarım adına çok sevindirici bir gelişme. Emek mücadelesinin güçlenmesi umuduyla hoşgelsiniz. Umarım emeği ve emekçiyi kucaklayabilecek nitelikli mücadele edebilecek ve bir partinin politikalarını uygulamaya koymaya çalışmadan herkezi kucaklayabilecek bir konfederasyon olur. sağlıkla….
veysel keskiner
eğitimci
Mehmet KAÇMAZ
Çiftçi-Sen’ in kuruluşunda emeği geçen tüm emekçi arkadaşları kutlar,Eskişehir’den üzerimize düşeni yapacağımızı mücadelenize katkıda bulunacağımızı bildiririz.Dayanışmacı Emekliler
Abbas Deniz
Arkadaşlar hepinizi yürekten kutluyorum,başarılar diliyorum.Ben Türk çiftçisinin ve tarımının kooparatifleşme ve sendikal örgütlenmeyle kurtarılacağını düşünüyorum.Bu nedenle sizlerin başarısını çok önemsiyorum.Ben ziraat mühendisiyim,köyümde bir koopartif kurmak gibi bir düşüncem var.Bunun için araştırma faaliyeti içerisindeyim.Türk tarımının ve çiftçisinin günümüzde geldiği noktada;sizler gibi mücadele veren arkadaşların olduğunu bilmek beni umutlandırıyor,mutlu ediyor..Hepinize saygılarımı sunuyorum.
Abbas Deniz
0532 450 15 16
şakir şenol
ÖDP iletişim hattından müthiş başarı haberinizi okuduk
çok sevindik. kolay gelsin. yolunuz ve solunuz daim açık olsun. sizi izlemeye devam edeceğiz. Konfederasyonunuz ve çalışma arkadaşlarınıza başarılar dilerim. İlimiz Kırşehir’de de örgütlenebilmeniz dileklerimizle. ÖDP Kırşehir İl Örgütü adına Şakir Şenol
halil kırbaş
çiftci sen in kurulmasını destekliyorum. çiftciliğin bitme noktasına geldiği şu günlerde böyle örgütlü bir güce ihtiyaç vardı.emekli- sen li olarak ve aynı zamanda köylü olarakta her zaman çiftçi-sen e destek olmaya hazırız.
BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR. başarılar manisa da da örgüt ağını genişletmenizi bekliyoruz. ÇİFTÇİLERDEN SELAM OLSUN:
tufan
örgütsüz kesimizin yogun olarak calıştıgı tarım sektörümüzde önce ürün sendikalarını örgütleyen sizlerin biraraya gelerek oluşturdunuz ciftci-sen ni kutluyor sendika yönetimlerine mücadelerinde başarılar diliyor kolay gelsin tufan günay
şerafettin aldemir
zeytin diyarı orhangaziden bu mücadelede emek sarfeden tüm dostlara elinize sağlık diyorum. hepimize kolay gelsin