Üzüm-Sen Alaşehir-Salihli arasındaki bölgede jeotermal tesis kurma faaliyetleri sırasında bağlık alanlarda yaratılan tahribatı kınadı. Yetkililerin yeterli önlemleri almadıkları ifade edilerek verilen zararın maddi tazminatla karşılanmasının bile mümkün olmadığı dile getirildi.
Bir süredir Alaşehir-Salihli arasındaki tarımsal arazilerde jeotermal su sondaj çalışmaları yapılmakta. Bu çalışmalarda özel firmalara araştırma ve işletme izni verildi. Alaşehir ilçesine bağlı Alkan köyünde, özel bir firmanın sondaj çalışması sırasında sondaj sahasının yakınındaki bir bağdan sıcak su patlamış ve zor kontrol altına alındı. Sondaj kazasının yol açtığı zararı gözlemek
üzere Üzüm Üreticileri Sendikası (ÜZÜM-SEN) yönetim kurulu üyelerinden Bekir Basut,Savran Mete ve Cihat Turcan’dan oluşan bir komisyonu zararın
oluştuğu bölgeye gönderip incelemelerde bulundu. İnceleme raporu şöyle: “Yapılan
inceleme sonucu Jeotermal suyun patladığı bağdaki asmaların büyük zarar gördüğü, jeotermal suyun kanal açılarak Alaşehir çayına verildiği,bazı bağlarda jeotermal suyun çamur mili bıraktığı,bazı bağlardaki zararın zaman içinde ortaya çıkabileceği bu nedenle bu bağlardaki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiği, önleyici tedbirlerin baştan alınmamasının bu faciaya yol açtığı, sadece bağların değil ekolojinin de zarar gördüğü gözlemlenmiştir. Toprakta yaşayan binlerce canlının yok olduğu gözlemlenmiştir. Meydana gelen facia basit bir kaza değildir;çünkü sondajların yapıldığı bölgenin deprem fay hattında olduğu bilinmektedir,buna rağmen ve önleyici tedbirler alınmamıştır. Önleyici tedbirleri almadığından dolayı şirket suçludur. Sondaj izinlerini verdiğinden ve yeterli denetlemeyi yapmadığından dolayı da siyasi iktidar ve yetkililer de en az şirket kadar suçludur.Bağ sahiplerinin maddi zararları karşılanarak bu suçtan beraat edilemez. Çünkü doğanın binlerce yıl içinde meydana getirebildiği ekolojik sisteme verilen zarar nasıl ve kim tarafından karşılanacaktır?
ÜZÜM-SEN Yönetim Kurulu”