Yasanın tam adı ”Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu”dur. Yasa çoğu dalda 30 beygir altında motor gücü bulunan veya toplam 10 kişiden az personel çalıştıran iş yerlerinin sorumlu teknik eleman tutması gerekmediğini bildirmektedir. Küçük işyerleri şu anda seviniyor olabilir. Ancak hemen her yasada olduğu gibi yasa aslında bu küçük işyerlerini tasfiyeye yöneliktir. Şimdilik ağızlarına bir parmak bal sürülmüş gibi olabilir. Ancak örneğin yasa kritik kontrol noktaları sisteminin (HACCP) işyerlerine yerleştirilmesini kararlaştırmıştır. Ancak bunun için bir kamu desteği olmayacağı gibi hazırlanan yönetmelikler de bunun için sertifika kuruluşlarından belge alınması şart koşulmaktadır. Bu nedenle şimdi sevinen küçük işyerleri sahiplerinin bir süre sonra tasfiye edilmelerinin kaçınılmaz olduğunu göreceklerini söyleyebiliriz. Sorumlu yönetici olayına geri dönersek bu sistemin yürüklüğe girdiği 1995’den bu yana izin sisteminin de katkısıyla küçük işletmelerde epeyce bir ilerleme sağlamıştır. Küçük işletmelerin aslında tek başlarına değil beş işletme ile paylaşarak bir sorumlu teknik elemanın ücretini ödediği ve bunun da çok bir şey olmadığı biliniyor. Hatta ayda 500 TL dolayında olan bu yükün aslında kendileri tarafından 150 TL’ya kadar geriletildiği de sır değildir. Bu konuda görüşlerini paylaştığımız Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ferdan Çiftçi ile Gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi Başkanı Hülya Yılmaz yeni yasa için odalarının küçük işletmeler için bir önerilerini de anlattılar. Buna göre küçük işletmeler için sorumlu teknik eleman ücreti tamamen kamu tarafından karşılanmalıdır. Teknik eleman bu şekilde bağımsız olacak; hem denetleme, hem de teknik önerilerde bulunma şansına sahip olacaktır. Hesaplamalara göre bu iş için kamuya düşen yük 100 milyon TL dolayında olacaktır. Bunun yıllık tarım desteğinin altmışta biri olacağını eklemektedirler. Ancak söz konusu olan aynı zamanda 20 bin dolayında ziraat ve gıda mühendisinin işsiz kalmamasıdır.
Yeni yasada gıda denetiminin özelleşmesi tehlikesi söz konusudur. Örnek alındığı söylenen Avrupa Birliğinde denetim kamu işidir. Özelleşen bir denetimin gerçek bir denetim olamayacağı söylenebilir.
Bu yasanın da aslında büyük gıda işletmelerine çok daha iyi hizmet edeceği söylenebilir. Küçük işletmeler şimdi kendilerinin pek anlamadığı ince yollarla kapatılmaya doğru gideceklerdir. İstenen de budur.
Bir Yorum
tülay
büyük işletmeler her yerde olsun isteniyor maalesef, 29.12.2010 tarihli RG den:
“10- İstanbul ili hariç olmak üzere, asgari sabit yatırım tutarı 50 milyon TLnin üzerinde olan “öğütülmüş tahıl ürünleri, nişasta ve nişastalı ürünler ve hazır hayvan yemleri imalatı” yatırımları, yatırımın yapılacağı bölgede uygulanan bölgesel desteklerden yararlanır….
6- İplik ve dokuma (yün ipliği, 15 milyon TL üzerindeki iplik yatırımları, 5 milyon TL üzerindeki dokuma yatırımları, akıllı ve çok fonksiyonlu teknik tekstil, halı, tafting, dokunmamış ve örülmemiş kumaş, çuval hariç) konularında modernizasyon yatırımları haricindeki yatırımlar.”
50 milyon üstü tahıl ve hayvan yemi yatırımını hangi çiftçi dostumuz yapacak bilmem…
intihar eden çiftçilere esnaflar da eklenecek yakında…