AYÇİÇEK – SEN (AYÇİÇEK ÜRETİCİLERİ SENDİKASI) Hükümetin ve TRAKYABİRLİK’in sürdürdüğü ayçiçeği politikalarını eleştiren bir basub açıklaması yaptı. Açıklamada: “İddiamız odur ki; Üreticilere kulak verilmeden sürdürülen tarım politikaları ile ülke nüfusumuzun yarıya yakınının geleceği çalınıyor.” ifadelerine yer verildi. Açıklama şöyle:
Değerli Basın mensupları, Değerli Çiftçi arkadaşlarım, çiftçi dostları ve bizlere destek veren demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin değerli temsilcileri. Hepiniz hoş geldiniz.
Yıllardır olduğu gibi bugün de tarımda akıl almaz uygulamalar sürüyor. Tarım üretimi baltalanıyor. Üretici örgütlerinin, meslek örgütlerinin söyledikleri ve önerdikleri dikkate alınmıyor. Üretici ne yapacağını bilmez durumda. Yetiştirdiği tüm ürünlerde olduğu gibi ayçiçeğinde de yaşanan her sezon bir önceki yılı aratır durumdadır.
Bizim kuruluşumuz olan TRAKYA BİRLİĞİN 2012 yılında Fortune Dergisinin 500 büyük kuruluş sıralamasında 107. Sırada İSO (İstanbul Sanayi Odası) tarafından yapılan araştırmada 77. Sırada görülmesi onur vericidir. Ancak bu durum bizlerin emeği, ve alın teridir. 2013 Ayçiçeği hasadı bitmek üzeredir. Trakya Birlik yönetimi nerededir? AKP İl ve İlçe yöneticileri nerededir? Topu bir birlerine atmaktan vazgeçip yaşanan mağduriyete son verilmelidir. Trakya Birlik Yönetim Kurulu uyguladığı sessiz ve ilgisiz görünme politikası ile ayçiçeği üreticilerini tüccarın ve yağ sanayicisinin kucağına itmiştir.
Sürdürülen fiyat politikaları ile üreticiye yaşatılan umut katliamından başka bir şey değildir. 2012 sezonunda ayçiçeği avans ve taban fiyatları yağ oranlarına göre; %40 yağ oranı için 1 lira 40 kuruş avans 1 lira 50 kuruş taban, %45 için 1 lira 50 kuruş avans, 1 lira 61 kuruş taban, %50 için 1 lira 60 kuruş avans, 1 lira 72.5 kuruş taban fiyatı verilmişti. Bu yıl ne avans ne de taban fiyatı açıklanmadı. Ayçiçeği ithalatında fonlar da kaldırıldığı için üreticiler ürettiği ayçiçeğini 85 kuruş ile 1 lira arasında fiyatla satmak zorunda bırakılmıştır. Bu soygundur, vurgundur, zulümdür. Bu anlayışla çiftçi karın tokluğuna çalıştırılıyor. Bu durumdan son derece kaygılıyız.
Trakya Birlik Yönetim Kurulu Başkanı diğer yıllarda basına avans fiyatı açıklarken Trakya Birlik Yönetim Kurulunun Amacını şöyle belirtmekteydi. ”Üreticinin alın terinin gerçek değerini bulması, üretimin teşvik edilerek devamının sağlanması, bitkisel yağda dışa bağımlılığın azaltılması ve ithalat yapılan ülkelerin üreticilerine aktarılan kaynakların ülkemiz çiftçilerine aktarılmasının sağlanması” Nerde kaldın başkan? Bu yıl diğer yıllardaki amacınızdan vazgeçtiniz mi?
İddiamız odur ki; Üreticilere kulak verilmeden sürdürülen tarım politikaları ile ülke nüfusumuzun yarıya yakınının geleceği çalınıyor. Uygulanan dışa bağımlı tarım politikaları sonunda, bir zamanlar tarımda kendine yeten ülkelerden biri olan ülkemiz, bu gün tarımda dışa bağımlı hale getirilmiştir.
“Tarım reformu” veya “Tarımda Yeniden Yapılanma” dedikleri, aslında bizleri yabancı tekellere, büyük tarım şirketlerine feda etmekten başka bir şey değilmiş. İMF ve Dünya Bankası dayatıyor., hükümetler de taviz üstüne taviz vermeye devam ediyor.
Reform dedikleri İMF’nin reformu, hükümetlerin reformu imiş. Çünkü bu reformlar, biz üreticilerin çiftçilerin, köylülerin felaketi olmuştur.
İMF ve Dünya Bankası’nın “yeniden yapılanma” projesi adı altında dayattığı yaptırımlar sonucu hükümetlerin çıkardığı yasalar sonucunda;
Tarımsal desteklerimiz kaldırıldı,
Tarımsal kredi faizleri yükseltildi,
Tarımsal KİT’ler özelleştirildi,
Tarım Satış Kooperatif Birlikleri’nin sanayi tesislerini, onların bünyelerinden ayıracak yasaların çıkarılmış olması biz ayçiçeği üreticilerini de doğrudan etkilemektedir.
Özellikle “Yeniden Yapılandırma Kurulları” ile bizim olan TRAKYA BİRLİĞİN entegre tesislerinin A.Ş.’ye çevrilerek satılma riski ile karşı karşıya getirilmesi trilyonlara ulaşmış birikimlerimizin yok olması anlamındadır.
ÖNERİLERİMİZ
Trakya Birlik bir üretici kuruluşudur. Üretilen ürünün yarısından fazlasını almaktadır. Alımların başlamasıyla birlikte avans fiyatı açıklayarak piyasaya müdahale etmeliydi.
Ülkemiz, ekolojik olarak ayçiçeği üretimine uygun ülkelerden birisidir. Kökü dışarıda olan tarım politikalarından vazgeçilerek; Ayçiçeği hasadı zamanında ithalat yapılmamalıdır.
Yağlı tohum üretimini geliştirmek için üretimde kullanılan girdiler ucuzlatılmalıdır.
Taban fiyatlar yüksek tutulmalı. Tarımsal desteklere devam edilmelidir.Bu destekler ekim öncesi belirlenmeli ve hasat sonu ödenmelidir.
Taban fiyatının hesaplanmasında Maliyet + Kar + Refah payı uygulaması hayata geçirilmelidir.
Ayçiçeğinde tohum olarak hibrit %98 oranında kullanılıyor. Ancak bir kilogram hibrit tohumunu 30 kilogram ayçiçeği satarak alabiliyoruz. Üstelik tohumların bazılarında verim düşüklüğü bulunuyor ve sorumluluk alınmıyor. Bunun için tohumlar ekolojik koşullara ve bölgelere uygun olarak üretilmeli ve fiyatları üreticilerin kolaylıkla alabileceği düzeye çekilmeli. Ayrıca ekim öncesi kredi olanakları sağlanıp sunulmalıdır.