CHP Mersin Milletvekili Vahap Seçer TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı yaptığı konuşmada Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar Lobilerinin faaliyetlerinin İlkokul ders kitaplarına kadar girdiğini söyledi.
Seçer’in açıklamalarına göre İlköğretim Türkçe 4. Sınıf Ders Kitabının 50 sayfasında “Geleceğin Meslekleri” başlığı altında GDO övgüsü yapılıyor. Seçer GDO lobilerinin çocuklara yönelik faaliyetlerini skandal olarak niteledi ve konunun takipçisi olacaklarını söyledi. Seçer’in TBMM’de yaptığı konuşma şöyle: Öncelikle, saldırı sonucu şehit olan kardeşlerimizi rahmetle anıyorum, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlarım, 26/10/2009 tarihli, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın çıkartmış olduğu GDO Yönetmeliği’ne ilişkin Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı hakkında gündem dışı söz almış bulunmaktayım.
Değerli arkadaşlarım, biliyorsunuz, 26 Ekim2009 dan bu yana, genetiği değiştirilmiş organizmalar konusu kamuoyunu meşgul eden önemli bir konu. Biz, 2003 yılından bu yana, Türkiye’nin biyogüvenlik konusunda bir yasal boşluğu, mevzuat boşluğu olduğunu ve bunun bir an önce yasa çıkartılarak doldurulması gerektiğini söylüyorduk. Ancak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı o yıllardan bugüne kadar inatla bu meseleyi, bu mevzuat boşluğunu ya talimatlarla ya yönetmelikle gidermeye çalışıyor.
Bunun ilk denemesini de 2007 yılının 26 Haziran’ında bir talimat çıkartarak yaptı ama o günlerde sivil toplum örgütlerinin ve kamuoyunun baskısı bu talimatnamenin yürürlüğe girmesini engellemişti. Aynı Bakanlık, iki yıl sonra, 26 Ekim 2009 da biz burada GDO ile ilgili konuşmalarımızda biyogüvenlik yasa tasarısının artık bir ihtiyaç olduğunu ve ivedilikle yasalaşması gerektiğini, Meclisten çıkması gerektiğini söylerken, bu meseleyi yine bir yönetmelikle çözmenin daha uygun olacağını düşündü ve yönetmeliği çıkardı.
Ama tabii bu işi eline yüzüne bulaştırmış oldu. O günlerde hatırlayınız, konu kamuoyunda çokça tartışıldı, televizyonlarda, basında, Mecliste bu konu gündeme geldi. Bu arada, tabii toplumun bu konuda endişeleri arttı. GDO nedir, ne değildir, zararlı mıdır, değil midir, faydalı mıdır; bu konuda endişeler ortaya çıktı, kaos ortaya çıktı. Bir müddet, tüketici tarımsal ürün almaktan, meyve sebze almaktan imtina etti ve o kargaşa içerisinde, o kaos içerisinde ilk yönetmelik çıktıktan yirmi beş gün sonra, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı o yönetmelikle ilgili bir değişikliğe gitme ihtiyacı duydu.
Bunu da tabii ki anlamak mümkün değildi ama bunları bizler anlıyoruz. Neydi orada yapılan değişiklik? Özellikle en çarpıcı değişiklik, geçici bir madde eklenmişti ve yönetmeliğin çıktığı tarih olan 26/10/2009tarihinden önce izin belgesi almış tarımsal ürünlerin gümrük kapılarından geçişine izin verildi ve yönetmelik hükümlerinin uygulanması da 1/3/2010 tarihine kadar ertelenmiş oldu.
Burada kimlerin etkisi oldu? Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki bu konuda, dünyada GDO’lu tarımsal ürün ihracatında söz sahibi olan Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya ve Arjantin gibi GDO’lu üretim yapan ve ihracatında söz sahibi ülkelerin etkin lobilerinin tesiri olmuştur.
Değerli arkadaşlarım, bu süreçten sonra, bir vatandaşımız Danıştay’a yönetmeliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması hakkında dava açıyor ve Danıştay bu konuyu görüşüyor. Bizim de o yönetmelik çıktığında savunduğumuz, önce biyogüvenlik yasasını çıkartalım, bu konunun esaslarını, çerçevesini net olarak çizelim, ona dayalı olarak yönetmelik çıkartalım önerinize uygun olarak, aynı gerekçeyle Danıştay Yönetmeliği iptal etti.
Böylece bu konuda, Türkiye’de bir mevzuat boşluğu ortaya çıkmış oldu. Ama bu süreç içerisinde, Türk halkı en azından GDO’yu öğrendi, en çarpıcı olanı da1998 yılından beri Türkiye’ye milyonlarca ton GDO’lu tarımsal ürünün girdiğini öğrendi. Yani henüz masumiyeti kanıtlanmamış, zararlı mı, değil mi belli olmayan bu teknolojiyle Türkiye’de on , on iki yıldır geçmiş hükûmetler ve 2002 yılından bu yana da siz AKP iktidarı döneminde Türk halkına bu ürünlerin yedirildiği ortaya çıkmış oldu.
Değerli arkadaşlarım, GDO konusunda dünyada lobi faaliyetlerinin olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Çünkü GDO’lu üretim ekonomik olarak hem tohumculuk hem tarımsal üretim anlamında gerçekten çok büyük rakamlara ulaşan bir değere sahiptir. Dolayısıyla, bu tip lobileri normal karşılamak mümkün olabilir ama benim anormal karşıladığım, bu lobi faaliyetlerinden Tarım Bakanlığının kesinlikle etkileniyor olması.
Bakın, çarpıcı bir haber, GDO lobilerinin faaliyetleri ilkokul ders kitaplarına kadar girmiş. İlköğretimde dördüncü sınıf Türkçe kitabında GDO ürünleri çocuklara kurtarıcı ürünler olarak anlatılıyor. Şimdi burada GDO savunucularının tezleri şu: Dünyada hızla artan bir nüfus var ve dünya hızla açlığa doğru gidiyor. Bu nüfusu doyurmak mümkün değil. Onun için GDO’lu ürünlere ihtiyaç var ve bunu biz Millî Eğitimin ders kitaplarına koyuyoruz.
Çocuklarımıza daha küçük yaşlarda GDO’lu ürünlerin zararsız olduğundan ve bunlara mutlaka ihtiyacımız olduğundan, bunların faziletlerinden, erdemlerinden bahsediyoruz. Bu konu kesinlikle GDO lobilerinin faaliyeti sonucu ortaya çıkmış, o kitaplara girmiştir.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye’de tarım iyi yönetilmiyor, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı dökülüyor. İşte bu GDO meselesiyle birlikte Türkiye’nin tarımsal üretimde dışa bağımlı olduğu ortaya çıkmış oldu,diye konuştu.
Kaynak : Tarsus Haber