Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu Dönem Sözcüsü Abdullah Aysu 24 Ocak 2008 tarihinde basın açıklaması yaparak, “Ocak ayı itibariyle son bir yılda gübre fiyatları ise %31-77.4 oranında yükseldi” dedi. Aysu, geçtiğimiz yıl tarımı kuraklığın vurduğunu, kavurduğunu; bu yıl da gübre fiyatlarının yüksekliğinin tarımı vuracağını, önlem alınmazsa ürün verimliliğinin düşeceğini belirtti.
BASIN AÇIKLAMASI
GÜBRE FİYATLARI ÇİFTÇİLERİ VURUYOR
Hükümet her fırsat ve zeminde tarımı ve tarımcıyı geliştirdiklerini propaganda ediyor. Ancak gübre fiyatları çok yükseldi. Gübreye destek de yok. Geçtiğimiz yıl kuraklık tarımı vurdu, kavurdu. Bu yıl da gübre fiyatlarının yüksekliği tarımı vuracak, önlem alınmazsa ürünlerde verimliliğimiz düşecek.
2007 yılında dünyada petrol ve doğalgaz fiyatları arttı. Amonyak ve dolayısıyla kimyasal gübre fiyatları yükseldi.
Yani dünya piyasalarında hammadde fiyatları artıyor. Buna bağlı olarak da, gübre maliyetleri ve fiyatları yükseliyor.
Dünya gübre fiyatlarının yükselmesi tek başına petrol ve doğal gaz fiyatlarının artmasından kaynaklı değil; dünyada gübreye olan talep her geçen gün artıyor. Yani gübreye olan talebin artması fiyatların yükselmesinin bir başka nedeni. Gübre talebinin artmasında endüstriyel üretim tarzının sürdürülmesindeki ısrarın yanında biyoyakıtta kullanılan bitkilerin üretimi bir başka önemli etkeni oluşturuyor.
Bioyakıt üretimi için gerekli olan enerji bitkileri geniş alanlarda mono ekim yapılarak yetiştiriliyor. Mono ekim ise her yıl aynı toprağa aynı bitkiyi ekme işidir. Bu da, biyoyakıt bitkilerinin topraktan hep aynı gıdayı almaları anlamına geliyor. Toprağa dikilen/ekilen bitkiden verim alabilmek için bitkinin bir önceki sezon topraktan sömürdüğü gıdayı toprağa yeniden kazandırmakla mümkün olabilir. Topraktan bitkinin aldığı gıda toprağa iki yöntemle verilir. Bunlardan birincisi doğal yollarla, ikincisi ise doğal olmayan kimyasal gıdaların verilmesi ile olur. Türkiye’de topraktan alınan gıdayı toprağa tekrar vermek için her yıl daha fazla kimyasal gübre kullanıyoruz. Çünkü tarım politikalarımız böyle kurgulanmıştır. Türkiye’de sürdürülebilir köylü tarımcılığı değil endüstriyel tarım tarzı uygulanmaktadır. Ayrıca Türkiye’de 2007 yılında bütün ürünlerin fiyatları maliyetin altında tutulup desteklenmezken kanola, aspir gibi biyoyakıt bitkileri destekleme kapsamına alınmış, ekimi yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır, çalışılmaktadır. Biyoyakıt bitkilerinin yoğun olarak yetiştirildiği ülkeler olan Brezilya ve Arjantin’in kimyasal gübreye olan talebi arttırdığı bilinmektedir.
Evet, petrol ve doğal gaz fiyatının artışı, biyoyakıt talebi için bitkisel üretim yapılması kimyasal gübre fiyatlarını yükseltti. Bu durum dünyanın diğer ülkeleri gibi ülkemizi de etkiledi.
2007 yılında kimyevi gübre fiyatlarında %31-54.5 arasında arttı. 2008 Ocak ayı içinde Nitratlı gübrelerde %6,6 ya, Kompoze gübrede %15, DAP’ta %29’u aşan yeni fiyat artışları meydana geldi.
2007 yılında ürün fiyatlarında gerçekleşen oran %17, yıllık enflasyonda %8,39 artış oldu. Ocak ayı itibariyle son bir yılda gübre fiyatları ise %31-77.4 oranında yükseldi.
Gübre fiyatları arttıkça çiftçiler yoksullaşıyor, ama gübre şirketleri kârlarını katlıyorlar. Özel gübre şirketleri daha önceleri fiyatları bu kadar yükseltmeye cesaret edemezlerdi. Çünkü kamunun elinde bulunan gübre fabrikaları gübre piyasasını düzenleyebiliyordu. Son yıllarda iktidara gelen her hükümet IMF’nin buyruğu ile gübre fabrikalarının bir kısmını özelleştirdi. Bugün özel gübre şirketleri gübre fiyatlarını istedikleri oranda belirleyebiliyor ve çiftçileri sömürebiliyorlar. Ancak gübre fiyatlarındaki bu artışlar yüzünden çiftçi gübre kullanamaz hale hızla sürükleniyor.
Çiftçilerin gübre kullanabilmesi için hükümet gübre desteği/sübvansiyonu yapmıyor. Çiftçilerin gübreye erişebilmeleri için düşük faizli gübre sağlama yoluna gidilmiyor.
Bu durum sadece çiftçilerimizin zarar etmesine neden olmuyor, olmayacak da. Eğer önlem alınmazsa tarımsal üretim azalacak, ülkemizi gıda konusunda zora sokacaktır.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu olarak diyoruz ki:
• Kimyasal gübre konusunu sorun olmaktan çıkartmak için aşamalı bir biçimde sürdürülebilir köylü tarımına dönüş hükümetlerce desteklenmeli ve planlanmalıdır.
• Bugün gıda kıtlığı ile karşılaşmamak için gübre desteği geciktirilmeden verilmeli çiftçilerin gübreye erişebilmeleri için düşük faizli kredilerle ayrıca desteklenmelidir.
• Biyoyakıtta kullanılan bitkilerin desteklenmesi değil, esas olarak insanlar ve hayvanlar için temel gıda maddesi olan bitkilerin yetiştirilmesinin desteklerle özendilirmesi gerekmektedir.
Abdullah Aysu
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu
Dönem Sözcüsü