Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu’nun ( ÇİFTÇİ – SEN ) düzenlediği “Latin Amerika’da Neo-liberalizme Karşı Direniş Hareketleri “ konulu söyleşiden kısa notlar.
Latin Amerika’nın değişik ülkelerinden Şili, Arjantin, Brezilya, Venezüella ve Bolivya’daki mücadeleden gelen 8 mücadele insanı söyleşinin konuklarıydı.
MST iki yıl önce Lula Hükümetine karşı “Tarım Reformu” talebiyle 10.000 den fazla insanı günlerce ve kilometrelerce yürüterek Brezilya Parlamentosu’nun önüne yığdığı “Büyük Yürüyüş” belgeselinin gösterimiyle başladı. O yürüyüşte Metin Yeğin ve Dilek Çolak hem Belgeseli çekmiş hem de Türkiyeli çiftçiler adına Üzüm-Sen ve Tütün-Sen bayrakları ile yürüyüşe katılmışlardı. MST bayraklarının yanında dalgalanan Üzüm-Sen ve Tütün-Sen bayraklarını gösterilen belgeselde görmek oldukça hoştu.Sanki Neo-liberalizme karşı mücadelenin ortak dilini simgeliyorlardı Kısa film gösterisinden sonra ÇİFTÇİ-SEN Genel Başkanı Abdullah AYSU’nun yaptığı kısa bir açılış konuşmasından ardından yabancı konuşmacılara sırayla söz verildi.3 saatten fazla süren söyleşide Metin Yeğin kelimenin tam anlamıyla kolaylaştırıcılık yaptı; hem etkinliği yönetti, hem de konuşmacıların tercümanlığını yaptı.
Söyleşinin birinci bölümü Latin Amerikalı konukların sunumları, ikinci bölümü ise dinleyicilerin soruları ve konukların yanıtları şeklinde geçti. Söyleşinin ikinci bölümüne geçmeden önce Çiftçi-Sen Genel Eğitim,Basın ve halkla ilişkiler Sekreteri ve aynı zamanda Fındık-Sen Genel Başkanı olan Kutsi YAŞAR’ın Karadeniz’den getirdiği yöresel peştamal ve fındıklar konuklara hediye edildi.
Arjantin işgal fabrikalarından gelen konuk konuşmasında , “Fabrikaları ilk işgal ettiğimizde biz illegaldik,biz direnerek meşrulaştık ve legalleştik bizi yöneten hükümetler ise illegal oldu.Çünkü 7 ay içinde 5 Hükümet değişti.”diyerek mücadelelerinin nasıl meşruluk kazandığını anlattı. 200 işgal fabrikasında, 11 bin işçinin ” İşgal et, diren, üret ! ” sloganıyla ortaklaşarak mücadele ettiklerini dile getirdi.
Aynı zamanda Bolivya yerlilerinden olan çiftçi Moises Torres nasıl mücadele ettiklerini Morales’in kazanıp hükümeti kurmuş olmasına rağmen sermayedarların nasıl egemenliklerini bırakmak istemediklerini uzun uzun anlattı.” Suyumuzu özelleştirmişlerdi, mücadele ederek geri aldık, mücadele edersek başarırız” dedi.
Brezilya’ işgal fabrikalarından gelen Pedro haftada 30 saat çalıştıklarını ve fabrikayı 5 yıldır yönettiklerini söyleyerek “ancak Fabrikayı yönetmek yetmez.Üretimden tüketime olan zincirin tamamını yani düzeni biz kontrol etmeliyiz! ” diyerek neo-liberalizme karşı mücadelenin hedefinin ne olması gerektiğini göstermeye çalıştı.
Brezilya MST (Topraksızlar) hareketi delegesi Marinho mücadelelerinin ve örgütlenmelerinin başlangıcının 50 yıl önceye dayandığından bahsederek hiçbir şeyin kendiliğinden kazanılmadığının ve çeşitli fedakarlıklar sonucu elde edildiğinin altını çizdi. Bioyakıtlara ilişkin bir soruya da “ Zenginlerin daha fazla ve daha ucuz araba kullanabilmeleri için gıda üretiminden vazgeçilmesi düşünülemez, gıda buna feda edilemez” diyerek MST’nin ve Via Campesina’nın bu konudaki politikasını net bir şekilde dile getirdi.
Şili’den, öğrenci muhalefeti içinden gelen genç kadın, gençlerin liselerde, üniversitelerde nasıl örgütlendiklerini 2006 yılında 1 milyon öğrencinin katıldığı direnişlerin nasıl yükseldiğini ve daha sonraki süreçlerde ise mücadelenin ivmesinin düşme nedenlerini anlattı. Mücadele ederken sağ kolunu yitiren ama gelecek umudundan ve neşesinden hiçbir şey kaybetmeyen Arjantinli genç ise konuşmaları ve davranışlarıyla dinleyicilere umut ve direnç aşıladı.
Bütün konuşmacılar da, neo-liberalizmin saldırılarına karşısında yürüttükleri mücadelelerden alınan güç ve güven kendini hissettiriyordu. Hepsinin gözlerinde ezilmişlerin başkaldırısı ve başarının mutluluğu okunuyordu.
Adnan Çobanoğlu
(*)Başlık Mustafa Ünüvar’ın etkinliğe ilişkin gözlemlerini anlattığı yazıdan alınma.
2 Yorumlar
MUSTAFA ÜNÜVAR
Merhabalar,
Adnan’ın da yazısına başlık olarak koyduğu başlıkla yazdığım izlenimleri tamamlayan; güzel bir yazı…
İzlenimlerimi yazarken; duraksamıştım; bu etkinliği düzenleyen arkadaşların mutlaka yazacaklarını düşünerek.
Bu, önemli etkinliğe, bir nedenle gelemeyen arkadaşlar için, etkinliği anlatan daha çok yazı yazılsaydı; daha da güzel olurdu…
Kim bilir, belki de bir dizi yazıyla Gönen’i, İzmir’i, Susurluk’u, Tuzla’yı… dolaşan bu ” rüzgar ” her yönüyle toplu olarak, ülkem insanına, bizlere ulaştırılır…
Ne güzel olur, değil mi ? Bekliyoruz !
Ancak, beklediğimiz, GODOT olmasın !
Cümlemize kolay gelsin !
Mustafa Ünüvar – İZMİR
Erdoğan Yıldız
Selamlar.. Sizlere bu satırları İstanbul’ dan Gülensu Gülsuyu Mahallesinden yazıyoruz. Latin Amerikalı dostlarımız geçen hafta tuzla tersane grevinden sonra mahallemize ziyaretimize gelmişlerdi. Onları mahallemizde ağırlamaktan, misafir etmekten onur duyduk.
Bizler Mahallemizde ” kentsel dönüşüm ” saldırılarına karşı mücadele ediyoruz. Yürüttüğümüz çalışmalarda bir kentsel dönüşüm sürecinin sadece fiziksel ve mekansal alanla sınırlı değil, toplumsal dönüşümüde kapsaması gerekliliğinden yola çıkarak mahallemizde “kent bahçeleri, organik kent tarımı” çalışmalarına da başladık. Sevgili Metin Yeğin’ in çabaları ve katkılarıyla bu yaz mevsimine geç kalmakla birlikte sınırlı sayıda bahçede ekimler yapıldı.
Çalışmalarımız her türlü deneyime ve katkıya açıktır. Her yeni yapılan işte olduğu gibi acemiliklerimiz devam ediyor.
Sizlere çalışmalarda başarılar diliyoruz. Dostluk ve Dayanışmayla…
GÜLENSU GÜLSUYU GÜZELLEŞTİRME DERNEĞİ adına Erdoğan Yıldız