Çeviren : Ekin Kurtiç-Küçük ölçekli çiftçileri, topraksız işçileri, balıkçıları, köylü kadın ve gençleri ve yerli halkları temsil eden, 5 kıtadaki 70 ülkeden 150 üye örgütü olan küresel köylü hareketi La Via Campesina, Bill&Melinda Gates Vakfı’nın Monsanto Şirketi’nin hisselerini satın almasını kınıyor. The Bill&Melinde Gates Vakfı 1994 yılında Microsoft’un kurucusu William H. Gates tarafından kuruldu ve bugün küresel tarımsal kalkınma politikalarında hegemonik bir etkisi var. Vakıf, köylü ve çiftçileri Monsanto’nun genetiği değiştirilmiş tohum ve tarımsal ilaçlarını kullanmaya teşvik eden projelere milyonlarca dolar para akıtıyor. Ağustos ayında The Bill&Melinde Gates Vakfı, Monsanto’nun 23 milyon dolar değerindeki 500,000 hissesini satın aldığını açıkladı.
Gates Vakfı, Monsanto’nun ürünlerini, genetiği değiştirilmiş tohum ve tarım ilaçlarının üretimi ve tüketiminin ekolojik, ekonomik ve fiziksel tehlikelerine dair kanıtların giderek artmasına rağmen, yoksullara dayatmaya devam ediyor. Haziran ayında ABD Yüksek Mahkemesi, genetiği değiştirilmiş ekinlerle iligli ilk dava olan Monsanto Şirketi ile Geertson Tohum Çiftliği arasındaki davayı sonuca bağladı. Mahkeme, polenlerin rüzgar ve arılarla yayılması sonucunda genetiği değiştirilmemiş ekinlere genetiği değiştirilmiş ekinlerden gen bulaşmasının doğa ve çiftçiler için zararlı olduğunu onayladı. Bill&Melinda Gates Vakfı’nın internet sitesine göre “AGRA (Afrika’da Yeşil Devrim için İttifak) ve ortakları, Afrika kıtasında 100’den fazla yeni türde geliştirilmiş tohum saldı.”.
La Via Campesina, sağlıklı gıda sağlamak, iklim değişikliğine uyum, toprak, su ve ormanları korumak ve kırsal ekonomiyi canlandırmak için en iyi yolun gıda egemenliğini ve küçük ölçekli, yerel tohum çeşitliliğinin bir temel oluşturduğu ekolojik tarım sistemlerini teşvik eden politikalarla gerçekleşebileceğini savunuyor. Birleşmiş Milletler, çiftçilerin Monsanto gibi şirketler tarafından sunulan genetiği değiştirilmiş çeşitleri ekmek üzere yerel tohumlardan vazgeçmesi sonucunda dünyadaki bitkilerin genetik çeşitliliğinin yüzde 75’inin yok yok olduğunu hesapladı. Genetik homojenleşme çiftçilerin iklimdeki ani değişmelere ve yeni haşere ve hastalıklara karşı savunmasızlığını arttırıyor. Oysa ki farklı mikroklimalara, yüksekliklere ve topraklara adapte olmuş yerel tohumların biyoçeşitliliği iklim değişikliğine adaptasyon için önem taşıyor. Yerel tohumları korumak ve yeniden üretmek biyoçeşitliliği arttırıyor ve ekinlerin genetik esnekliğini (değişen koşullara nesilden nesile hızlı adapte olabilme kapasitesi) kuvvetlendiriyor.
Daha fazla bilgi için viacampesina@viacampesina.org adresiyle iletişime geçiniz.