Borçka’dan Artvin’e giden asfalt yolda, Çoruh vadisinin nasıl katledildiğini net olarak gördüm… Borçka barajı, kocaman bir göl oluşturmuş. Bu yeşilimtırak gölün etrafını saran tepeler ise, çıplak ve kurak.
Oysa başınızı biraz yukarı kaldırdığınızda bitki örtüsünün çeşitliliğine hayran kalıyorsunuz. Burada, Karaağaç ile Kızılçam yan yana. Biri Karadeniz, diğeri Akdeniz’e has olan bu iki ağacın aynı topraklarda birleşmesi, tek kelimeyle bir nimet!
Zeytinlikler bile var Çoruh Vadisi’nde, o kadar bereketli…
Ancak Çoruh’a yeni bir baraj daha inşa ediliyor… Dünyanın üçüncü, Türkiye’nin en yüksek barajı olacak Deriner’in büyük kısmı tamamlanmış. Baraj bittiğinde su seviyesi yükseleceği için dağlara yollar, tüneller kazılmış…
Vadide, kilometreler boyunca ilerleyen baraj inşaatı nedeniyle yeşillikler yerini betona, taşa, toprağa bırakmış.
Bakan Yıldız “kafes”te
Yerel “Artvin Post” gazetesi, Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın Deriner barajındaki incelemelerine geniş yer ayırmış. Demir kafesin içinden baraja kuşbakışı bakan Bakan Yıldız, kararlılığını ifade etmeden geri kalmamış:
“Türkiye’nin şu andaki enerji ihtiyacının neredeyse yüzde 1’ini buradan elde edeceğiz. Yapmadığımız yerli kaynağın yerine bilmemiz lazım ki ithal kaynaklar, doğalgaz kaynaklarını alıyoruz.”
Barajlara, HES’lere karşı olanları “ideolojik nedenlerle bu ülkenin kalkınmasına karşı çıkanlar” olarak niteleyen Bakan, kendi ağzıyla ne de güzel söylüyor:
“Ne oldu şimdi burada, dağlar tıraşlandı, coğrafya değişti… Vergilerden topladığımız paralarla burada bu yatırımları yapıyoruz. Niçin? Hem Türkiye’nin büyümesini karşılayacağı için, hem de yerli kaynak olacağı için. Biz burada bir ağaç kesiyorsak, bilin ki 10 tane ağaç dikiyoruz.”
Saf vatandaş için bu sözler, inandırıcı gelebilir! Ne yazık ki gerçekler farklı. Sadece sosyal ve çevresel nedenlerle değil, ekonomik olarak da bu projenin tartışılacak çok yönü var…
Ülkenin kuzeydoğusunda hayat bitiriliyor. Ne kimse farkında, ne de kimsenin umurunda…
Kaynak : Milliyet – 3 Eylül 2011