Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan Türkiye, cari açık sıkıntısı yaşanan bir ülke olmakla birlikte tarım sektöründe aslanlar gibi 4 milyar dolar dış ticaret fazlası vermiştir, dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “Türkiye’nin, cari açık sıkıntısı yaşanan bir ülke olmakla birlikte tarım sektöründe aslanlar gibi 4 milyar dolar dış ticaret fazlası veren bir ülke olduğunu” söyledi.Çağlayan, Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (SETBİR) tarafından düzenlenen “SETBİR Sektör Buluşması”nda, tarım sektörünün çok önemli olduğunu söyledi.
Ankara Sanayi Odası Başkanı olduğu ve bakanlık yaptığı dönemlerde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile çalışma imkanı bulduğunu belirten Çağlayan, Eker’in Türkiye’nin tarım ve hayvancılık konusuna lig atlatmış bir bakan olduğunu bildirdi. Türkiye ekonomisinin, son 10 yılda tarif edilmeyecek, düşünülemeyecek kadar önemli gelişme, büyüme gösterdiğini dile getiren Çağlayan, 2008’de dünyanın birçok ülkesinde başlayan krizler halen devam ederken, Avrupa ekonomisinin ciddi belirsizlik, kararsızlık içinde gittiği böylesine bir ortamda dimdik, dünyanın büyüme şampiyonu olmuş, ihracatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmış Türkiye’nin 2023 hedeflerini gerçekleştirme noktasında tarım, hayvancılık sektörünün öneminin büyük olduğunu kaydetti.
Sektörün gayri safi milli hasılaya geçen yılki katkısının 62 milyar dolar olduğunu vurgulayan Çağlayan, “Nisan ayında açıklanacak rakamlar. Ben tahmini söylüyorum, en az 70 milyar dolar civarında gayri safi milli hasılaya desteği sağlanacak. Türkiye’nin Allah vergisi olan alt yapıya, fiziki, meteorolojik bütün şartlara sahip olması, ülkeyi, tarım sektöründe dünyanın en önemli merkezlerinden biri yapacak’ dedi.
Çağlayan, bugün dünyanın stratejik ürünlerinin petrol ve madenler olarak görülebileceğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Ama tarım, hayvancılık sektörü ve ürünleri, bana göre dünyanın en öncelikli, önemli stratejik konusu olacak. Bu konudan dolayı Türkiye, tüm dünyanın ilgisini çekiyor. Bilhassa Ortadoğu’daki zengin ülkelerin Türkiye’ye tarım yatırımı yapma konusunda çok önemli girişimleri ve çabaları var. Türkiye böylesine önemli bir tarım sektörüne sahipken, 2011’de yakalayacağı tarımdaki 70 milyar dolarlık gayri milli hasılasının beşte birini ihraç eder duruma gelmiş. Kim söylüyorsa gelsin rakamlarını kendisine öğretelim. ‘Tarım sektöründe dışa bağımlı’ diyenlerin hepsi doğruyu söylemiyorlar. Bunu net ifade ediyorum. Bu işin sahibi olan bakan olarak söylüyorum. Tarım ihracatımız, ülke ihracatının yüzde 10’unu geçti. Geçen yıl 14,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirilmiştir. Sektördeki ithalat, 10,9 milyar dolardır. Türkiye, cari açık sıkıntısı yaşanan bir ülke olmakla birlikte tarım sektöründe aslanlar gibi 4 milyar dolar dış ticaret fazlası vermiştir. Sektörü tebrik ediyorum. Bu başarılar daha fazla artacak, gelişecek. Bunlara ek olarak Türkiye için bana göre ekonomik olduğu kadar psikolojik öneme sahip olan, yıllarca ithal süt tozuyla beslenmiş Türkiye’nin, büyüyen Türkiye’nin süt tozu ihracatı yapacak ülke haline gelmesi noktasında düşünmeden altına imzamı attım. Türkiye, süt tozu ihracatını ilk kez yapan, 10 bin tonun üzerinden ihracat gerçekleştiren, 35 milyon dolar, süt tozu ihracatından gelir elde eden ülke oldu.”
Tarım Sektörü Türkiye’de sosyal dengeyi koruyor
Desteklerin bu yıl da aynen devam edeceğini dile getiren Çağlayan, “Çünkü bunun karşılığını gördüm. Kuyuya atılan bir para değil. Verilen destekle üreticinin, tüketicinin, ihracatçının yüzünün güldüğü bir hadise” dedi. Sadece süt ve et ürünleri ihracatının 300 milyon doları geçtiğini vurgulayan Çağlayan, “150 milyon dolara yakın ithalat bedeli vardı. 300 milyon dolar ihracat ve 150 milyon dolar ithalatı kestiğiniz zaman, ödemeler dengesine 450 milyon dolarlık pozitif katkıdan söz ediyoruz. Altı çizilmesi gereken, önemsenmesi gereken nokta bu. Ekonomi Bakanı olarak meseleye böyle bakıyorum. Bu sektörün, ticaret fazlası veren, döviz kazandıran, Türkiye’deki sosyal dengeyi en iyi şekilde sağlayan sektör olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
Sözlerine devam eden Çağlayan; “Türkiye, Avrupa ülkelerini her alanda geçecek duruma gelmiştir. Lojistiğimiz, etrafımızda bulunan 4 saatlik uçuş mesafesindeki 56 ülke, bu ülkelerde 1,5 milyar insanın yaşaması, 23 trilyon dolarlık milli gelirin olması, Türkiye’yi tedarikçi konuma getirme noktasında en önemli fırsattır. Türkiye’nin avantajı, yaş ortalaması 29 olan genç ve dinamik nüfusa sahip olmasıdır. Avrupa’nın yaş ortalaması 45’e gelmiştir. Türkiye’ye geçen yıl toplam 15,7 milyar dolar doğrudan sermaye geldi. Bunun yüzde 75-80’i Avrupa’dan gelen sermayedir. Niye geliyor? Avrupa’da AB komisyonunun yaptığı raporlara göre, önümüzdeki 10 yılda 1 milyon 600 bin şirket kapanacaktır. Türkiye’de firmalarımız, Avrupa firmalarıyla ortak olmaya, firmaları satın almaya başlamıştır.”
500 Milyarlık hedef tombaladan çıkmadı
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “15 trilyon dolarlık dünya ihracatında tarım ürünlerinin ihracatı 1,2 trilyon dolardır. Dünyada 1,2 trilyon dolar olan sektörde bizim 14,5 milyar dolarlık ihracatımız, Türkiye’nin gerçek performansına yakışmayan rakamlardır” dedi. Türkiye’nin 2023’te 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin bulunduğunu anımsatan Çağlayan, bu hedefin tesadüfen yoldan geçerken ya da tombaladan çıkmış bir hedef olmadığını anlattı. Bakan Çağlayan, Türkiye’nin, 2002 ihracatının üzerine 100 milyar dolar koyarak geçen yıl ihracatını 135 milyar dolara çıkardığını vurgulayarak “Türkiye, 10 yıl önce Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH) 230 milyar dolarla dünyanın 26. büyük ekonomisiydi. Nisan ayında rakamlar açıklanacak, benim tahminim 780 milyar doların üzerinde rakamdır. Dünyanın 16. büyük ekonomisi olmuşuz, satın alma gücü paritesine göre” diye konuştu. Kişi başına gelirin 11 bin dolara ulaştığını dile getiren Çağlayan, 2023’de Türkiye’nin 2 trilyon dolardan fazla milli geliri olan, 500 milyar dolar ihracat yapan, kişi başı geliri 25 bin doları geçen ülke olacağını söyledi. Çağlayan, “Yapar mıyız? Bal gibi yaparız. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” dedi.
2012’de 10 milyar ek petrol faturası çıkabilir
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, petrol fiyatlarındaki artışla ilgili olarak, ”Eğer petrol fiyatları bu şekilde, bugünkü haliyle yani 122 dolar seviyesinde kalırsa, 2012’de en az 10 milyar dolar bir ilave yansıması olacak petrol faturası Türkiye’nin, enerji faturası 65 milyar dolar olacak. Bu tabii son derece önemli bir rakam” dedi. Türkiye’nin, 2011 yılında 54,1 milyar dolar enerji ithalatı bedeli ödediğini hatırlatan Çağlayan, şunları kaydetti:
”Bir önceki yıl, 2010 yılında, 38,5 milyar dolar enerji ithalatı yapmıştık ve iki yıl arasında petrol kullanım miktarında, enerji kullanım miktarında yüzde 7’lik bir artış varken, değer bazında ise yüzde 40’lık bir artış vardı. Yani 2010 yılında petrol fiyatları ortalama 75 dolardı, 2011 yılında ortalama 95-100 dolar mertebesinde, şimdi brent petrol fiyatı bugün 125 dolar seviyesinde olabilir. Tabii daha fazla artmasından endişe ediliyor. Bu demektir ki eğer petrol fiyatları bu şekilde, bugünkü haliyle yani 122 dolar seviyesinde kalırsa, 2012’de en az 10 milyar dolar bir ilave yansıması olacak petrol faturası Türkiye’nin, enerji faturası 65 milyar dolar olacak. Bu tabii son derece önemli bir rakam. Tabii ümidimiz bu kadar yükseliş olmaması, beklentimiz bu. Bu ister istemez tüm hesaplarımızı mutlaka gözden geçirmemiz gerektiğini ortaya çıkartacak.”
Kaynak : Dünya – 9 Mart 2012