Mazgirt’te Peri Suyu üzerinde Limak Şirketi tarafından yapılan Tatar Barajı için topraklarını satmaya ikna edilen ve “işe alınma” sözü verilen köylülerin bir kısmı kısa bir süre çalıştırıldıktan sonra “Örgüt yandaşı” oldukları iddiasıyla işten çıkarıldı.
Dersim’in Mazgirt İlçesi’nde bulunan Peri Suyu üzerinde 4 yıl önce yapımına başlanan Tatar Barajı ihalesini alan Limak Şirketi, köylülerin tarlalarını satması karşılığında iş vaadinde bulundu. Ardından da CED raporu hazırlanarak baraj lisansı çıkartıldı. Baraj inşaatında çalıştırılmak üzere batı illerinden işçiler getirilirken, iş umuduyla tarlalarını, baraj yapan şirkete cüzi bir para karşılığında veren köylülerin bir kısmı da işe alındı, ancak kısa bir süre sonra “örgüt yandaşı” oldukları iddiasıyla işten çıkarıldı. İşten çıkarılan kimi köylülere ise “Çıkarılma nedeni gizlidir, söylemiyoruz” cevabı verildi. Son iki ay içinde 20 köylü belirtilen gerekçelerle işten çıkarılırken, bazılarının bir yıl, bazılarının da bir baraj inşaatında çalıştığı belirtildi. “İşe alınma” sözü verilen yüze yakın işçi ise, işe alınmadı.
ŞANTİYE ÖNÜNDE EYLEM YAPTILAR
Duruma tepki gösteren ve kandırıldıklarını dile getiren köylüler ise, şantiyenin önüne giderek eylem yaptı. BDP Mazgirt İlçe yöneticilerinin de destek verdiği ve aralarında işten atılanlar ile işe alınma sözü verilenlerin de bulunduğu 100 köylü, Tatar Barajı’nın şantiye kapısında protesto gösterisi yaptı. Şantiye kapısına gelen şirket yetkilileri ile köylüler arasında tartışma yaşanırken, ‘Kürt-Alevi-Bölücü’ olarak lanse edildiklerini söyleyen köylüler, Şirket yetkililerin ‘faşist’ olduğunu şantiye şefine ileterek, karşı karşıya kaldıkları uygulamaya tepkilerini gösterdi.
‘BÖLGE HALKINA ‘TERÖRİST’ GÖZÜYLE BAKIYORLAR’
Obuzbaşı (Kurkan) Köyü Muhtarı Haydar Şimşek, iş vaadiyle tarlalarından olduklarını dile getirerek, 8 ay çalıştığı şantiye’de Limak Şirketi tarafından “Örgüt taraftarı” olduğu gerekçesiyle işten atıldığını belirtti. Şimşek, “Tarlalarımızı elimizden çok düşük bir fiyat karşılığında aldılar. Ancak bize iş vaadinde bulunan şirket yetkilileri, batıdan işçi alımı yaparak bizi resmen kandırdılar. Beni işe aldılar, ancak 8 ay geçmeden iş yerinde “Örgüt propagandası yaptığım, örgüt adına işçiler üzerine tahakküm kurduğum’ tamamen iftira bir gerekçeyle iş akdim tek taraflı feshedildi. Bu kabul edilir bir durum değildir. Bunlar bölge halkına ‘terörist’ gözüyle bakmaktadırlar. Alevi ve Kürt olduğumuz için bu uygulama ile karşı karşıyayız. Zaten batıdan işçi getirerek çalıştırmaları en büyük terörist ve bölücülüktür. Ben köy muhtarıyım, sanki elimde silah var, şirket yetkililerini her gün silah ile tehdit etmişim gibi bir izlenim ortaya çıkmış” dedi.
‘BİZ KANDIRILDIK BAŞKALARI KANMASIN’
Barajların iş istihdamı yarattığını söyleyen hükümete inanarak tarlalarını baraj şirketine sattıklarını ifade eden İnşaat Mühendisi Uğur Özer, kandırıldıklarını, bu nedenle de Dersim coğrafyasından özür dilediklerini belirterek, yaptıkları hatanın cezasını çektiklerini söyledi. Özer, “Aslında iş istihdamı vaadiyle bizler coğrafyamızı, tarlalarımızı baraj şirketine peşkeş çektik. Verdikleri sözü yerine getiriyormuş gibi her köyden bir yada 2 kişiyi işe aldılar, ancak ben de dahil hepimizi aralıklarla siyasi sabıkamızı göz önünde bulundurarak, ‘Örgüt yandaşı, Gizli ibareli, kırmızı hatlar’ gibi nedenleri iş feshinde gerekçe göstererek bizi işten attılar. Bu bölgede gözaltına alınmayan, cezaevinde yatmayan mı var? Bize verdikleri hiçbir sözü yerine getirmeyerek batıdan işçi getiriyorlar. İş vaadiyle bu güzel coğrafyamızı talan ettirdik, kendilerine bağ teslim ettik, şimdi bir salkım bile vermiyorlar. Bu coğrafyadan özür diliyorum. Bunun farkına vardığım için bana milyonlarca para bile verseler artık baraj şirketinde çalışmam. Biz kandırıldık, başka yerlerde yapılan baraj şirketlerine kimse kanmasın” dedi.
‘YETKİLİLER DÖVMEYE KALKIŞIYOR’
Baraj şirketinin şantiye şefine durumu bildiren Karabulut (Sirek) Köyü Muhtarı Erhan Gedik ise, yetkililere seslenerek, “Bize ‘örgüt üyesi’, ötekileştirici bir yaklaşımda bulunuyorsunuz, peki bu yaklaşım faşizm değilse nedir? Evet, biz Kürt’üz ve Aleviyiz, bunu da sonuna kadar dile getireceğiz. Bu yaklaşım faşizancadır. Bize verilen sözler yerine getirilsin sadece biz bunu istiyoruz. Yetkililer bu sorunumuzu dinlemeyip kapılarına giderken resmen dövmeye kalkışıyorlar” dedi.
Köylüler yaptıkları görüşmede, protestolarının demokratik bir hak olduğunu söyleyen şirket yetkilileri ise, durumu raporlaştırıp şirketin genel merkezine ileteceklerini belirtti.
Kaynak : emekdünyası – 14 Ocak 2011