Çay-Sen ( Çay Üreticileri Sendikası) bir basın açıklaması yayınlayarak referandumdaki tavırlarını “hayır” olarak belirlediklerini ifade etti.
Açıklama şöyle:
Anayasada 26 madenin yeniden revize edilerek halkın önüne evet-hayır-boykot üçlemesinde sunulması tam bir aldatmaca ve halkın aptal yerine konmasıdır. Bir şeyi nasıl görmek isterseniz öyle görürsünüz. Sadece siyasal duruşlarımızla, taraftarlığımızla ve ön yargılarımızla hareket ettiğimiz ölçüde sağlıklı bir sonuca varmamız mümkün değildir. Toplumu oluşturan tüm kesimler olayları-gelişmeleri bulundukları konum üzerinden mantık süzgecinden geçirseler zaten birçok sorun çözülür.
Anayasalar bir kere toplumun büyük bir kesiminin mutabakatının ortak göstergesi olan metinlerdir. Farklı siyasal düşünceler, mesleki kuruluşlar, sendikalar, hukukçular yani toplumun tümünü temsil eden kurum ve kuruluşların düşünleri alınmalıdır. Alınmakla kalmamalı bu düşünceler metne yansıtılmalıdır. Siyasal iktidarlar salt çoğunluklarını bir avantaj olarak dayatmamalıdırlar.
Halk oylamasına sunulan anayasal değişiklik bu tanımlamaya uyuyor mu?. Değişikliklere Hayır demek için bile bu neden bizce yeterlidir. Değiştirilmesi tasarlanan 26 maddenin biri az yada çok değil, tümü bizi direk ilgilendirmektedir. Özelliklede anayasanın “yerindelik ilkesi” çiğnenerek özelleştirmelere anayasal güvence sağlanmak istenmektedir. Çiftçi Sendikaları olarak yıllarca hukuksal ve fiili olarak verdiğimiz mücadele bilinmektedir. Sendikalarımızın kurulduğu andan itibaren haklarında açılan davaları biliyoruz. AKP iktidarı sekiz yıldır anayasanın 90. maddesini yok saymaktadır. Mesleki ve siyasal tüm örgütlenme önündeki engellerin kaldırıldığını beyan eden ve uluslar arası imzalanan antlaşmaları geçerli kılan 90. madde yasal değişiklikler yapılmadığı için işletilmemektedir. Bu toplumun yıllarca örgütlenme önünde engelleri olduğunu herkes bilmektedir. Tabii ki bu ülkenin yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Daha önce 16 kez değiştirilen bu anayasa toplumun ihtiyaçlarına cevap vermediğini her kes söylemesine rağmen hiç kimse yeni bir anayasa yapmaktan bahsetmiyor. 12 Eylül 1980 de topluma bir deli gömleği giydirilmiştir. Ne hikmet ise bu gömlek şurası burası yama yapılarak hala giydirilmeye devam edilmektedir. Dünyanın ve Türkiye’nin 21. asırda geldiği noktayı dikkate almayan bir anayasa problemlerimizi çözmeyecektir.
Doğa İnsan- – Sermaye ikileminde kimden yanasınız. Öncelikleriniz nedir buna bakmak gerekmektedir. Öncelikle doğayı ve doğada yaşayan tüm canlıları koruyan bir anlayışı merkezine oturtmayan bir anayasa bizim kabulleneceğimiz bir anayasa olmayacaktır. Sermayenin tüm fütursuz saldırılarına ve gözü doymaz kazanç fütursuzluğuna karşı çalışanları koruyan, örgütlenme önündeki tüm engelleri kaldırmayan, temsilde adalet, yaşama, barınma, sağlık, öğrenim gibi temel hakları güvence altına almayan bir anayasa bizim anayasamız olmayacaktır.
Çay Üreticileri Sendikası olarak, sorunun asıl tartışılması gereken tarafı bunlardır diyoruz. Halkı suni gündemlerle oyalayan, sen ben ikilemine sokan kayıkçı dövüşünde taraf olmayacağız. Onun için bu anayasa değişikliğinde 12 Eylülde biz iki kere HAYIR demek için sandığa gideceğiz. Bugüne kadarki onurlu ve dik duruşumuzu 12 Eylül de ve 12 Eylülden sonrada sürdüreceğiz. 29 /08 / 2010
Çay Üreticileri Sendikası Genel Başkanı
Recep MEMİŞOĞLU