Denizbank 1938 yılında bir devlet bankası olarak kuruldu, 1997 yılında Zorlu Holding tarafından Özelleştirme İdaresinden alındı. Ekim 2006’da ise el değiştirdi, Zorlu Holding’den Belçika kökenli Dexia grubuna geçti.
Denizbank’ın %99’luk hissesine sahip olan Dexia kısa bir süre sonra, TMSF’ye devrolan banka şubelerinin bir kısmını satın aldı, Tarişbank’ı gruba dâhil etti. Tarım, enerji, turizm, eğitim, sağlık, spor, altyapı ve denizcilik bankanın faaliyetlerinde öncelikli olarak belirlediği pazarlardır.[1]
Denizbank’ın tarım sektörüne girişi
Birkaç yıl öncesine kadar Ziraat Bankası, Tarişbank ve bir iki özel banka dışında tarım sektörüne kredi veren banka yoktu. Dünya Bankası’nın Türkiye’ye dayattığı Tarımda Reform Uygulama Projesi’nin[2] bir parçası olarak, 2000 yılında “görev zararları” gerekçe gösterilerek Ziraat Bankası’nın tarıma kredi vermesi engellendi, aynı dönemde Egeli üreticilerin sahibi olduğu Tarişbank’a el kondu. Köylü yaşamsal ihtiyaçlarını devam ettirmek için özel bankaların sunmaya başladığı bu kredilerden (sera kredisi, makine kredisi, girdi kredisi, sulama kredisi vb.) faydalanma yoluna gitti. Bu dönem de Denizbank da Tarişbank’ı gruba dâhil ederek tarım sektörüne girdi.
Çiftçi birbirine kefil olarak, kredi karşılığı elindeki toprağı ve mahsulü göstererek aldığı kredileri hasattan sonra ödeyecekti. Bu vadeli uygulama sonucu faizler %34’e kadar çıktı. 2007-2008 yıllarında yaşanan kuraklık tarım sektörünü ciddi bir biçimde sarstı ancak özel bankalar kredileri yapılandırmak yerine çiftçiye kullandırdığı kredi miktarını arttırdı.
Krediler geri ödenemedikçe, bankalar da haciz uygulamalarını başlattılar. Haciz mallarını muhafaza etmek için depo dahi kiralayan bankalar çiftçinin tarlasına, traktörüne el koydu. 2008 yılında çiftçiler ödeyemedikleri borçları yüzünden intihar girişimlerine başladı.[3]
Denizbank Yunan Bankası Sanılıyor
2010 Şubat sonu itibariyle tarım kredileri Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 15,6 milyar liraya ulaştı. Özel bankalar arasında tarım sektörüne en fazla kredi kullandıran Denizbank, tarımsal kredilerin %60’ını kendi “keşifleri” olan üretici kart üzerinden veriyor. En son, Konya’da MEDAŞ ile üreticilerin elektrik borçları konusunda yaptığı anlaşmaya göre[4], çiftçi borcunu ‘Üretici Kartı’yla ödeyebilecek, böylelikle direk bankaya borçlanacak. Bankaya borcunu ödeyemezse, banka hasadına direk el koyabilecek. Çünkü elde edilen hasat, zaten bankanın olmuş olacak. “Denizbank sayesinde çiftçi ilk defa finansal hizmet müşterisi konumuna taşındı”[5] sözleriyle övünen banka yöneticileri en çok üzüldükleri şeyin bankanın Yunan bankası zannedilmesi olduğunu söylüyor ve bankanın Belçikalı Dexia grubuna ait olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.[6] Biz de bu konuda kendilerine yardım edelim.
Dexia Kimdir
İsrail şubesi aracılığıyla Batı Şeria’da bulunan yasadışı yerleşim birimlerinin önde gelen finansman kaynaklarından biri olan Fransız-Belçika ortak bankası Dexia, 2001 yılında yapmış olduğu ticari antlaşma ile eski adıyla Yerel Belediye Hazine Bankası’nı satın alarak İsrail’in işgali altındaki topraklarda İsrail yerleşim yerleri ve oluşumları için “Uzun Vadeli Kredi” sağlıyor. Dexia-İsrail şubesi 2005–2007 yılları arasında 10 yerleşim birimine 5 milyon dolara yakın finansal destek sağladı. 2008 yılının Haziran ayında Doğu Kudüs’teki yerleşim birimlerine 8 milyon Euro borç verildi. Bu tarihten 2009 yılının Aralık ayına kadar da çok sayıda yasadışı yerleşim birimine 17,7 milyon Euro tutarında kredi aktarıldı.[7]
İsrail işgal ediyor, Denizbank finanse ediyor
2014 yılına kadar gelirlerini önemli düzeyde arttırmayı hedefleyen Dexia grubu, bu doğrultuda hazırladığı yeniden yapılandırma planına göre Denizbank önümüzdeki dönemde anahtar konuma getirilecek. 2014 yılına kadar hedeflenen 10 milyon yeni müşterinin 6 milyonunun Denizbank üzerinden sağlanması planlandı.
Denizbank’ı Boykot Edin
Öyle görünüyor ki, şu an Dexia’nın 30 bankası içinde ilk üçte yer alan Denizbank’ın müşterisi arttıkça İsrail işgalci yerleşimlerine yapılan finansal destek artacak, Türkiyeli çiftçilerin haciz konan tarlası, mahsulü, traktörü İsrailli yerleşimcileri sevindirecek.
Diğer yandan dünyada Dexia grubuna karşı yapılan boykot çağrıları artıyor. Belçika’da iki yılı aşkın süredir devam etmekte olan “Filistin işgal altında, Dexia işgalin parçası” kampanyası kapsamında 27 Ekim günü çok sayıda kişi, işgali ve Dexia’nın rolünü protesto etmek amacıyla hesaplarını kapattı. Türkiye’de de böyle bir kampanyayı başlatmak her açıdan hayati görünüyor. “Denizbank’ı coşturduğu”[8] söylenen Robinson ve Cuma’nın gözlerini Filistin’e çevirmesi gerekiyor.
* Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi /Tarım, Su, Enerji ve Ekonomik İlişkiler Atölyesi
Dipnotlar:
[1]. http://www.denizbank.com/TR/Hakkimizda
[2]. http://www.worldannual.org/project/detail/27/tarimsal_reform_uygulama_projesi_arip.html
[3]. İntihar eğiliminde birçok çiftçi olduğuna dikkat çeken Sökeli çiftçilerden Özer Özkan, “Bölgede borcu olmayan çiftçi neredeyse yok. Yıllarca emek verdiği tarlasını satmak zorunda kalan çiftçi intihar eğilimine giriyor. Geçen ay 2 kişi intihar etti. Borcu yüzünden intihar eden çiftçilerden biri de Söke Ziraat Odası Meclis Başkanı Mustafa Karababa‘nın abisi. Tabi intihar hiçbir şey için çözüm değil. Artık yetkililer çiftçinin halini görmeli” diye konuştu. Sökeli bir diğer çiftçi Ömer Çalı da bankalara 100 bin YTL borcu olduğunu ancak pamuktan elde ettikleri gelirle bu borcu karşılayamadıklarını söyledi. Referans Özgül ÖZTÜRK 25.12.2008
[4]. http://www.denizbank.com/TR/Hakkimizda/Etkinliklerimiz/
[5]. Denizbank Tarım Bankacılığı Pazarlama ve Satış Grup Müdürü Ahmet Çelik
[6]. Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Ertürk
[7]. http://www.intal.be/fr/campagne/palestine-occupee-dexia-impliquee
[8]. http://www.burokrathaber.com/detay/robinson_ve_cuma_denizbanki_costurdu-11892
Kaynak : sendika.org – 16 Aralık 2010