Yazan: Olcay Bingöl, Tarık Nejat Dinç, Ekin Kurtiç, Aslı Öcal – Nyeleni 2011 Avrupa Gıda Egemenliği Forumu 2. günü sabahleyin yapılan genel oturumla açıldı. Açılışta Forum’un organizasyon komitesinde bulunan örgütlerden Via Campesina Avrupa Koordinasyonu (ECVC), ATTAC ve Friends of Earth temsilcilerinin sunumları oldu.
ECVC Koordinasyon Komitesi’nden Javier Sanchez Forum’un genel amaç ve hedeflerini üç başlıkta özetledi:
- Gıda egemenliği hareketini güçlendirmek, yaymak ve gıda egemenliği konusunda ortak bir eylem planı geliştirmek,
- Gıda egemenliği çevresinde duygu birliği ve ortak kimlik oluşturmak,
- Gıda egemenliği mücadelesi veren örgütler ve gruplar arasındaki ittifakları güçlendirmek.
Daha sonra, gıda egemenliğinin geniş kapsamına vurgu yapan Sanchez, şunları söyledi: “Gıda Egemenliği sadece bir tarımsal üretim modeline indirgeniyor. Oysa ki esas önemli olan vatandaşların üretimden tüketime tüm gıda zinciri üzerindeki denetimi geri kazanmalarıdır. Gıda egemenliğinin, gıda güvenliğinden en önemli farklarından biri gıdaya erişim hakkının talep edilmesi ve halkın tekrar karar mekanizmalarına katılmasının sağlanmasıdır. Gıda egemenliği insanların iktidarı geri almasıdır: Nasıl, ne miktarda üretim yapacağımıza, neyi tüketeceğimize, gıdayı nasıl dağıtacağımıza kendimizin karar vermesidir. Yanı gıda egemenliği, vatandaş olarak gıda ve tarımla ilgili kamu politikalarına müdahelede bulunabilmektir. Şu anda içinde bulunduğumuz kriz ise sadece ekonomik bir kriz değil, bir gıda krizidir.”
Sanchez’den sonra 2007’de Mali’de gerçekleşen ilk Nyeleni Uluslararası Gıda Egemenliği Forumu’nun düzenlenmesinde katkıda bulunan Nijerya, Mozambik, Hindistan, Peru, Kanada, ABD’den gelen uluslararası gözlemciler söz aldı. Dünyanın farklı ülkelerinde gıda egemenliğine dair yaşanan sorunların Avrupa ile benzerlikleri ve bağlantıları hakkında yapılan bu konuşmalardan sonra Avrupa’daki mücadele örneklerine geçildi.
Romanya’dan Ecoruralis örgütü temsilcisinin, “Romanya’nın bir Tarım Bakanı yok, Monsanto Bakanı var” sözü oldukça dikkat çekiciydi. “Henüz değilseniz AB üyesi olmayın çünkü bu, gıda egemenliğinizi elinizden alıyor.” diye açıklamada bulunan temsilci, ayrıca daha önce sahip oldukları organik sertifika sisteminden vazgeçtiklerini çünkü mevcut sertifikasyon sisteminin çiftçileri büyük şirketlere bağımlı kıldığını söyledi.
Güney İtalya’dan sunulan örnek ise küçük çiftçiler arasında oluşturulan bir dayanışma ağıydı. Bu dayanışma ağında kendi iş yükü hafifleyen çiftçiler desteğe ihtiyaç duyan diğer çiftçilere yardıma gidiyor. Bu sayede çiftçiler hem dayanışma içerisinde oluyor hem de birbirleriyle bilgi paylaşımı gerçekleştiriyorlar.