Tarım Kredi mağduru çiftçiler, kabine görüşmeleri sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mağdur çiftçilerden, tarımdan bahsetmemesine ciddi bir tepki içerisindeler.
Günlerdir, bir eylem kararı alan ve sonra vazgeçen çiftçiler, kabine görüşmeleri sonrası millete seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı beklediler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasını canlı izlediler.
Sabah erken saatlerinde yayınlanan bir haber, yapılandırmanın olacağını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklayacağını söylüyordu. Çiftçiler güne umutlu başlamıştı. Hatta, bu kararı duyacaklarını düşündükleri için, Bakanlık önüne yaptıkları buluşma çağrısını iptal etmişlerdi.
Ancak, ne Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne de Tarım bakanı konuşmalarında çiftçilerin borçlarının yapılandırılmasından bahsetmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarımdan ve çiftçiden dahi bahsetmedi. Çiftçiler ciddi bir hayal kırıklığına uğradı.
Pandemi döneminde, patronlar, şirketler, zenginler desteklendi. Çiftçilerin durumu ise görülmedi.
Oysa, çiftçiler, günlerdir bir muhattap aramaktaydılar. Milletvekilleri, parti yöneticileri, emniyet görevlileri, gazeteciler, ellerinde hangi imkan varsa, ulaşmaya, seslerini duyurmaya çalıştılar. Yaşadıkları mağduriyeti anlatmaya çalıştılar. Görülsün istediler.
Bu arayış sürecinde, zaman zaman, nasıl mağdur olduklarını anlattılar.
Tarım Kredi Kooperatifi’nin tepeden aşağıya yapılanmasında yolsuzluk, rüşvet, yüksek maaş, haksız-hukuksuz atama gibi bir takım iddialar ortaya döktüler. Bu kooperatif yapısının bir holding gibi çalıştığını, kuralsız, denetlemesiz bir yapıya dönüştüğünü deşifre ettiler.
Tarım bakanının, çiftçi hacizlerini televizyondan öğrendiğini deşifre ettiler.
Siyasi partilerin, kendilerini seçim dönemlerinde “oy deposu” olarak gördüğünü deşifre ettiler.
Çoğunluğu iktidar partilerine oy vermiş bu çiftçiler, verdikleri oyun peşine düşerek, en başta iktidar partilerinin bu sorunu çözmesini beklemekteydi.
Oysa, tarım şirketlerininin isteği ve beklentileri doğrultusunda, endüstriyel tarım yapan bu orta çiftçiler buruşturulup bir kenara atılmaktadır.
Bu çiftçilerin bir bölümünün borçlarını ödeyecek, hacizlerini kaldıracak durumu yoktur. Üretime devam edecek imkanı, isteği kalmamıştır.
Çiftçilerin talebi basit ve nettir: haksız faizler silinsin, hacizler durdurulsun ve borçlar yapılandırılsın. Bazı kesimler, Tarım Kredi Kooperatifleri’nin soruşturulmasını da istemektedir.
Bir holdinge dönüşmüş olan bu kurumun, artık bir kooperatif olmakla uzaktan yakından alakası kalmamıştır. Türkiye’de çiftçilerin borçlanmasına, sertifikalı-sözleşmeli modele, bağımlı üretim yapmasına bu kurum güçlü bir vesile olmaktadır.
Allayıp pullanan “sözleşmeli tarım modeli”nin, ancak çiftçilerin borçlanması, bağımlılık ve boyunduruk altında tutulmasıyla mümkün olduğu görülmüştür.
Çiftçilerin esas gücü, birlik ve beraberliklerindedir. Amasya’da bir araya gelen çiftçiler, hem kendi seslerini, hem de tüm mağdur çiftçilerin sesini bir çok yere duyurabilmişti. Çiftçiler sosyal medyadan bir araya gelip örgütlendiğinde, bir güç, ses oluşturabilmişti.
Her geri adım, bir çiftçinin daha icraya verilmesi, bir çiftçiye daha haciz gelmesi demek. Yüz binlerce çiftçinin etkileneceği öngörülen bu süreç, uzun bir yıkım süreci olarak yaşanacaktır.
Bugün, çiftçilerin bu sorununu çözecek bir muhattaba ihtiyaçları var.
Oysa, birlikten kuvvet doğar.
Ankara’ya gitme, muhattap arama, sessizliği bozma iradesi gösteren çiftçiler, bu konuda önemli bir adım atmış olacaklar. Uzun erimli bir hayatta kalma mücadelesinin, geçim mücadelesinin adımını atacaklar.
Haber-Yorum: Umut Kocagöz