Tarım politikalarının sağlıklı bir şekilde yapılmaması, tarım sektöründe çalışan insanları çaresiz bırakıyor. Tarım sektöründe iş ve aş bulamayan insanlar, büyük kentlere göç etmek ve açlıkla, yoksullukla savaşmak zorunda kalıyorlar. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Kamil Okyay Sındır, uygulanan tarım politikaları ve bunun yol açtığı işsizlik konusundaki düşüncelerini Yakın Plan’a anlattı.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Kamil Okyay Sındır, Türkiye’nin, AB ve ABD’deki üretim fazlası ürünler için iyi bir pazar olduğunu belirterek, “Pazara ürünlerini pazarlayabilmesi için Türkiye’deki üretimin baskıya alınması, üretilemez bir konuma getirilmesi gerekiyor. Bütün bu uygulanan küresel politikalar, sonuçta Türkiye’de tarımsal üretimde üreticinin sıkboğaz edilmesine, üretim gelirlerinin düşmesine neden oluyor” dedi.
Açlık ve sefalet yaratacak
Türkiye tarımının solma, üreticinin ise yok olma noktasında olduğunu ifade eden Başkan Kamil Okyay Sındır, Türkiye’de tarım sektöründe vizyon olmadığına değinerek, “Gelecekte nereye varmamız gerektiği konusunda bir hedef olmadığı, bu hedefe bağlı olarak stratejik amaçlar, eylemler ortaya konmadığı için Türkiye’de dalgalı kur politikası gibi dalgalı tarım politikası uygulanıyor. Bütün bu politikaların amacı, tarımsal istihdamın toplam istihdam içerisindeki payını azaltmak, gelişmiş batı ülkelerinde olduğu gibi yüzde 10’lardan yüzde 5’lerin altına indirebilmektı r” diye konuştu. İzmir Şube Başkanı Kamil Okyay Sındır, şöyle devam etti: “Sanayi sektörü gelişim göstermiyorsa, istihdam çağrısı yapmıyorsa, hizmet sektörü yine aynı şekilde istihdam çağrısı yapmıyorsa, tarım sektörüne uyguladığınız istihdamı azaltma politikaları sonuçta işsiz bir kesim ortaya çıkaracak. Bu işsiz insanlar, kentlere göç edecek. İşsizliğin yarattığı göç, kentlerde yoksulluk, açlık ve sefalet yaratacak.” diye konuştu.
Sosyal devletin tasviyesi
Şube Başkanı Kamil Okyay Sındır, son iki yılda 1,5 milyon insanın tarımdan uzaklaştığını, tarımda yüzde 34’ler düzeyinde olan nüfusun şimdi ise yüzde 28’lere düştüğünü kaydederek, şunları söyledi: “Bu iki yıl içerisinde çok ciddi bir şekilde insanlarımızın tarımdan uzaklaşması, isteyerek ve daha iyi bir refah için değil, tarımda artık daha fazla iş, aş ve ekmek bulamadıkları için. Özelleştirme aslında çok süslü bir kelime. Devlet zarar ediyor, devlet ne kadar hantal . Ne yapalım özelleştirelim. Özelleştirme ile yapılan aslında verimlilik değil, sosyal devletin tasviyesidir. Sosyal devlet, bütün kurum ve kuruluşları ile hizmet sektörü de dahil tasviye edilerek ortadan kaldırılıyor. Böylesi bir yapıda çiftçi, devlet desteğini de göremediği için çaresiz birşekilde tarımdan uzaklaşmak zorunda kalıyor. Onun için kentlere göçediyor. Göçü önleyecek doğru bir politika göremiyorum.”
Küreselleşmenin ilk hedeflediği alanın tarım sektörü olduğunu belirten İzmir Şube Başkanı Kamil Okyay Sındır, “Çünkü tarım bir ülkenin gıda egemenliğidir. Bir ülkenin aslında temel besin kaynağı olan gıda maddeleri tarımsal üretimle sağlanır. Bunlar vazgeçilmez maddelerdir. Bu nedenle tarım, küresel sermayenin öncelikli olarak ele geçirmek istediği sektördür. Dünyanın birçok ülkesinde küreselleşme, tarım sektörüne hakimiyet ile başlar. Bizim ülkemiz de bu anlamda ciddi bir saldırı altında. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, hem Avrupa Birliği müzakere sürecinde hem de Dünya Ticaret Örgütü ile yapılan anlaşmalarla, bunun bütün gerekleri de yerine getiriliyor.”
Şube Başkanı Kamil Okyay Sındır, IMF’ye verilen niyet mektupları ile tarıma aktarılan desteklerin ortadan kaldırılmasının, tarım sektöründe ciddi bir ekonomik ve sosyal patlama ile bunalıma neden olacağını vurgulayarak, “Tarımın küresel pazardaki rekabet avantajı ortadan kaldırıldı. Üretici hörgücünden yemeye başladı. Artık hörgücünde de kalmadığı için tarımı terk etmek zorunda bırakıldı” dedi.
Türkiye dışa bağımlı
Yıllardır ‘Türkiye’nin tarım konusunda kendine yeten ülkelerden biri olduğunun’ söylendiğini hatırlatan Başkan Sındır, “Ama kesinlikle Türkiye kendine yeten bir ülke değil. Bundan yıllarca önce dahi bizim tarım ürünleri ihracatımız, ithalatımızın üzerindeydi. Türkiye kendine yetmiyordu. Çünkü Türkiye hemen hemen ilaç ve gübre kimyasallarında, şimdi de tohum girdilerinde dışa bağımlı. Bunları da dikkate aldığınızda Türkiye hep kendine yetmeyen dışa bağımlı bir ülke konumunda oldu” diye konuştu.
Kaynak:www.yakinplan.com.tr/ uzumsen.org