Uşak’ın Sivaslı ilçesi 40-50 dekar ortalama arazi büyüklüğü olan çiftçi yapısına sahip. Kendine ait 20 dekar arazisi olup kiraladığı arazileri de işleyen, 12 yıldır çiftçilik yapan, 37 yaşında, 3 çocuk babası İbrahim Kaya ile görüştük.
Neler yaşadın?
2019 yılında yapılandırma vardı. Bundan faydalandık. Meğerse bu yapılandırma 31 Ağustos’a kadar geçerliymiş, sonra iptal olmuş. Bunu bana söyleyen olmamıştı. Yapılandırmam gereken 15 bin liraydı, 25 bin liraya kadar para yatırdım, ama yetmedi; yine avukata verildik. 2021-2022 borçları da günü geçmiş gibi olarak faize kondu.
Seni bu borçlanmaya ne götürdü?
Bu dönem 110 dekar kavun ekmiştim. 22 bin TL masraf yaptım, 35 bin liraya sattım. Bana 13 bin kaldı. Dekar başına 85 TL para ediyor. Halbuki, 110 bin TL civarında satmam, en kötü şartlarda 70-80 bin lira bana kalması gerekiyordu. Kavun piyasası, Türkiye tarihinin en düşük verimini göstermiş. 2018’de, toptancı tarladan kendisi 1 TL’ye aldı. Üretici elini değdirmedi. 2019’da tüccar, tonunu 35’ten alacak hale geldi, o da kamyonuna ben yüklersem.

İbrahim Kaya: esas hakkı yenen çocuklarım
Nasıl icralık oldun?
Ben o dönem borcumu ödeyemedim. Tarım Kredi müdiresi telefonla bildirdi, “İbrahim borcunun günü geçti, öde; yoksa avukata vereceğim”. Dedim verme, benim 1.5 yaşında, 4 yaşında ve 8 yaşında 3 çocuğum var, ödeyeceğim. Çocuklarımı aldım, Tarım Kredi Kooperatifi’ne gittim. Dedim, beni avukata vermeyin. Hem faiz yüksek, hem de toplamdaki borcun üzerine %18’de koyuyor, üzerine de temerrüt faizi biniyor. Çocuklarımın hakkını yedirmeyin, dedim. Çünkü asıl hakkı yenen bu çocuklardır. Ben size taahhüdü vereyim, avukatı karıştırmayın. Böyle bir yasal hakkı var, avukatı karıştırmadan, ortağından taahhüt alabiliyor.
Ne cevap verdiler?
Olmaz, dediler, avukata vereceğiz. Yapmayın. Ben pulluğumu, makinemi satayım. Bankadan kredi çekip ödeyeyim. 4 bin bir ödedim, 5 bin bir ödedim, 10 bin bir ödedim, 15 bin lira bir ödedim. Bankadan kredi çektim, götürdüm. Meblağı 40 bin liradan 24 bin liraya düşürdüm. Halbuki 2019’un Ağustos 31 tarihine kadar geçerliymiş bu yapılandırma; o tarihten sonra iptal oldu diye bilgi verildi. Biz iptal olacağını bilmiyorduk. Daha önce bize böyle bilgi verilmedi. Tarım Kredi’yle görüştüğümüzde iptal olduğunu, borcun tamamının yatırılmadığında avukata verileceğini söylediler. Tarım krediye para yatırmak için bir kaç makinemi sattım, iki bankadan kredi kullandım, onları götürdüm yatırdım. Olmadı.
Sonra?
Avukata verdiler. Elime kağıtları aldım, 2021, 2022 için borçlandığım meblağlar, avukatlık masrafı, %38’lere varan temerrüt faizi, icralık masrafı, benim eve geldiği taksi parası… İcraya gittik, benim ödediğim paralar gözükmüyor, yazdılar çizdiler, rakam çok büyük. 24 bin liralık borcum, icraya vermeden önce 60-65 bin liraydı. Ben bunu imzalamam. Suç duyurusunda bulunacağım, dedim. Beni ödediğim borcumun üzerinden borçlandırmışlar. Yatırdığım para gözükmüyor, hiç para yatırmamışım gibi icralık işlem yapıyor.
Sen bir avukata danıştın mı?
İcraya gittikten sonra, avukata gidip danıştım; o gün 24 bin lira borcum vardı; ama icralık olarak 60 bin lira görünüyordu. “Yüzde yüz haklısın, mahkemeye verelim, sakın imza atma; imza atarsan kabul etmiş olursun”, dedi. Ben Tarım Kredi müdiresine gidip anlattım, “öyle değil” dedi. En son gün; yatırdığın gün, düşecek, biz kimsenin haksız parasını almayız, dedi. Ben ona inandım, mahkemeye vermedim. Oysa avukat haklıymış. Kandırdılar beni. 2021 ve 2022’de ödeyeceğim parayı 2019’da avukata, icraya veriyor, günü gelmemiş borcu benden tahsil ediyor. Çok yüksek faizle. Kooperatif, çiftçiye yardım etmeyi bırak, sömürge yeri olmuş.
Kaç senedir ortaksın?
2008, 2009’dan beri ortağım. Seviyorum toprakla uğraşmayı, dede mesleği.
Deden zamanında da böyle miymiş?
Rahmetli dedem, bir keresinde bana nasihat vermişti. Borcu varmış bu kooperatife, borç katlanmış aynı bugün olduğu gibi. Girme bu işlere oğlum, dedi. “Devletin tası altın olsa su içme oğlum, zararlı sen çıkarsın”, derdi. Ben dinlemedim. Yoğun çalışıyoruz, öderim demiştim.
O zaman tarım farklı mıydı?
Dedemin parçalı tarlaları vardı; sağa sola, kafası nasıl alırsa, oraya arpa buğday ekerdi. İyi kötü hayvanımız vardı. Dışarda, yaylımda otlatırdık hayvanları. Ama düzen değişti. Artık yaylım yok, dışarıda otlak yok. Mecbur hayvanın yiyeceği otu ekeceksin, dışarıdan yem alacaksın.
O zaman çiftçinin durumu daha mı iyiydi?
Gübre, mazot çok yüksek değildi. Dedem 3-5 ölçek buğday, arpa satardı, bütün tarlaları ekecek mazotu alır gelirdi. Biz şimdi milyar milyar mazot parası ödüyoruz. Bir kilo buğdaya bir kilo mazot alıyordu. Şimdi 3-4 kilo buğday satacaksın. Onu üretmek için de mazot harcıyorsun. Bir de olmuyor, yetişmiyor. Ben 10 yıldır bu toprakları işliyorum, bir avuç kimyasal atmadım. Onu atsam bu toprak iyice küsecek. Tavuk gübresi atıyorum. Gelecek kuşaklara kalsın diye. Ama bu şekilde giderse, bırak kimyasalla öldürmeyi, biz bu toprakların yüzüne bakmayacağız.
Sivaslı’da böyle çok çiftçi var mı?
Bir ben değilim, bütün çiftçiler aynı şekilde. Bir de, zincirleme 4 kişiyi birbirine kefil ediyor. Bir ödemezsen, mecbur. Çiftçi niye sarılıyor bunlara? Çoluğun çocuğun rızkı için, üreteyim de bir şeyler olsun, diyor. Ama bunlar ellerine fırsat geçtiğinde, acımıyor.
Borçla ilgili, sonra ne yaptın?
Kütahya’ya gittim. Bölge müdürlüğü orada. Benimle nazik konuştular. Biz bunu müdürlük olarak yapmıyoruz, isterlerse senin borcunu erteleyebilirlerdi, ama bu borcu ödeyeceksin, biz karışmayız, dediler.
Topu ilçeye attılar yani.
Geldim, müdireyle konuşmaya. Kütahya Bölge Müdürlüğü’nde dediklerini anlattım. Gülüverdi. Biz, kendi kafamızdan iş yapmıyoruz, borcunu ödemeyen çiftçiyi avukata verin emrini Kütahya’dan verdiler, dedi.
Biri yalan söylüyor yani?
Yalan değil, kabullü dövüş bu.
Siz bu kooperatifi hiç denetleyemiyor musunuz?
Ne denetlemesi? Borcumu bile, anca ödeyeceksem söylüyor, ödemezsen söylemeyiz diyorlar.
Kooperatif başkanını siz seçemiyor musunuz?
Kendi aralarında üç beş kişi toplanıyorlar, seçiyorlar. Millet oraya imza atıyor boş kağıda.
Bu sorunun kaynağı nedir?
Bunu devlet görmüyor. Kendilerine göre sistemi kurmuş, kararları uyguluyorlar. Kimse ses çıkarmadığından buraya kadar gelmiş. İşine geldiği gibi değiştirmiş yönetmeliği. Belki devletin haberi yok. Soruna neden el koymuyor? Ben bugün AK Partili’yim. Ama neden çiftçinin ezilmesine izin veriyor? Oysa en zayıf olan, en güçlü olandan hakkını alabilmeli.
Pandemi döneminde çeşitli destekler yapıldı; zenginlerin yatlarına mazot desteği, patronlara yatırım desteği. Çiftçi bir destek görebildi mi?
Bugün en çok vergiyi ödeyen çiftçi. Nasıl? Mazotu en pahalı çiftçi alıyor; elektriği, gübreyi… Bir de ÇKS sorunu var. İşlediğimiz tüm arazilerin kaydı yok, çünkü hisseli, deden kalma, resmiyette görülmeyen tarlalar. Kayıtsız olduğu için, işlediğim halde destek alamıyorum. Bundan beş yıl önce ilçe tarıma bağlı ziraat mühendisleri geldi, ekip biçtiğin ve ÇKS kaydı olmayan arazileri tespit ettiler. Burada 10 bin dekar arazi varsa, 7 bin dekarında ÇKS yoktur. Dede toprağı, veresiyeli, ÇKS olmadığı için destek alınamıyor. Çok ciddi bir rakam. Türkiye geneli de böyle. Bundan kim faydalanıyor?
Sen Ankara’ya gidebildin mi?
Gidemedim. Bu hafta gitmeye çalışacağım, çocuklarımı da götürmek istiyorum. Çiftçinin hali nedir, nicedir? Mecliste bir komisyon kurulmalı, denetlenmeli. Tarım Kredi Kooperatifi nasıl oluyor da böyle faiz uyguluyor? Tarım Kredi Kooperatifi çalışaları, faize karşı ses yükseltince, sesini yükseltme, karşında devletin memuru var, diyorlar. Ben de düşünüyorum, acaba devlet çiftçisine bu şekilde zulüm eder mi?
Çözüm nasıl olacak?
Adalet sağlanırsa çözüm olacaktır. Devletin mekanizması bu konuda çalışacak. Bu saatten sonra, kökten bu sistemin değişmesi lazım. Sömürü sistemi illaki silah altında olmuyor. Bu şekilde de yaşanıyor. Tabanından tepesine kadar, çoluğun çocuğun rızkını yiyorlar, zehir zıkkım olsun. Ben eşime ayakkabı alamıyorum. Tarım Krediye ödediğim paralar akıma geldikçe hüngür hüngür ağlıyorum. Bir ben değilim; bu memleket kan ağlıyor. Bize kim sahip çıkacak? Kimse borcunun silinmesini istemiyor; herkes, yüksek faizden şikayetçi.
Somut talepleriniz neler?
Talepler belli: yüksek faiz olmasın, borcu yapılandır, beşe böl. Ama bu da geçici çözüm. Bu sistemi değiştirmek lazım. Adaletli maaş dağılımı lazım. Burada binlerce insan çalışıyor, çalışsınlar. Ama hakkıyla maaş alsın… Reisi cumhur ve onunla beraber memleketi yönetenler bundan mesul. Bu iş nereye kadar gider, ne olur bilmiyorum. Ama çok yankı getirir. Bıçak kemiği deldi geçti. Bundan sonra, çoluğumun çocuğumun rızkını tefeciye tüfeciye kaptıran herhangi partiye oy vermeyeceğim.
Röportaj: Umut Kocagöz
Tarım Kredi Kooperatifi mağdurları röportaj serimiz devam edecek. Çiftçiyseniz ve herhangi bir borçlanma, hak gaspı veya başka türlü mağduriyetiniz varsa, yaşadıklarınızı sizin ağzınızdan dinlemek ve aktarmak istiyoruz.